21 Kasım 2012

Türkiye’nin gündemi galiba buymuş

Anladığım kadarıyla Türkiye’nin bugünkü gündemi buymuş. Ne hapishanelerden tabut çıkmadan biten açlık grevleri, ne Gazze’de ölüm olup yağan Israil militarizmi…

 

Hepsi bugün (dün) için sözleşmiş gibiydiler.

Cep telefonu mesajıyla, mail kanalıyla ve telefonla sorular yağdırdılar.  Birbiriyle ilgisiz (bundan emin değilim) sorulardı. Cevabını da (nedense) benden istiyorlardı.

Bir kaçını seçip aktaracağım:

Bizim mesleğin (adı lazım değil) silme kopuk takımından biri mesaj yollamış-dalgasını da geçerek- soruyor:

- Sayın büyüğüm, Uludere’de yanlışlıkla 34 kişi öldürüldü, milletin kılı kıpırdamadı, kimse sokağa çıkmadı. Eskişehirspor - Fenerbahçe maçında hakem Fenerbahçeli oyuncuya yanlışlıkla kırmızı kart gösterdi; yer yerinden oynadı. Bunun açıklaması size düşer. Buyrun cevaplayın…

Bir okur mail yolladı:

- Sayın Engin, geceyarısı size yazıyorum. Bu akşam yurtdışından memlekete döndüm ve Atatürk Havalimanı'nda Galatasaray taraftarlarının ortasına düştüm. Biber gazından ben de nasiplendim. Binlerce kişi havalimanını birbirine kattılar. Sordum, Manchester United takımı Galatasaray’la oynamak için gelmiş; “Onları İstanbul cehennemi ile tanıştırıyoruz dayı’ diye cevap verdiler. Sahiden cehenneme döndürdüler havalimanını. Bu adamların işi gücü yok mu? O saatte oraya niye gittiler? Onları oraya birileri mi götürdü? Götürdüyse niye götürdü? Bu soruların cevabını ben veremiyorum. Biber gazından hala acıyan gözlerimle yazıp size sormaya karar verdim. Bir zahmet etseniz de…

Neden bana yollandığını anlayamadığım bir cep telefonu mesajı:

- Erman Toroğlu’nun ev adresini, iş adresini, anasının, bacısının, avradının oturduğu yeri bulup, bilip de yazmayan gazeteci araştırmacı gazeteciyim diye ortada dolaşmasın.

*    *    *

Tamam “Müşteri daima haklıdır” derler ya, eh, herhalde okur da sık sık haklıdır.

Anladığım kadarıyla Türkiye’nin bugünkü gündemi buymuş. Ne hapishanelerden tabut çıkmadan biten açlık grevleri, ne Gazze’de ölüm olup yağan Israil militarizmi…

Varsa yoksa Fırat Aydınus, kırmızı kart, Fenerbahçe, Manhchester United, Galatasaray, Erman Toroğlu…

Cevap bekleyen, gazetecinin cevaplaması, yorumlaması istenen konular bunlardan ibaret.

Gel gör ki ben bu soruların cevabını veremiyorum.

Aklıma gelen tek bir anekdot var o kadar.

Hani Portekiz’i 36 yıl demir yumrukla yöneten faşist diktatör Salazar’a bu kadar uzun süre iktidarı elinde tutmayı becermesinin sırrını sormuşlar. Diktatör sırıtıp cevap vermiş:

- Çok basit:3 F ile yönettim. Fado, fiesta, futbol

Fado acılı ve acıklı Portekiz “arabesk” müziği. Fiesta şenlik demek, dans, müzik, eğlence…Bir de futbol

Bu çetrefil sorulara benim verebildiğim cevap bu anekdottan ibaret.

Soranları tatmin etti mi?

Sanmıyorum. Beni bile kesmedi.

Ama ustamın adı Hıdır, elimden gelen budur!..

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"