Tunceli il merkezinin seçilmiş başkanı Mehmet Maçoğlu'nun önerisi ve seçilmiş Belediye Meclisi'nin kararı ile "Tunceli Belediyesi"nin adı değişti: Dersim Belediyesi oldu
Ve devlet ayağa kalktı.
Bahçeli Devlet her zamanki gibi Türk milliyetçiliğinin sesi olmakta ön aldı, yağdı, gürledi ve "Yok hükmündedir" buyurdu.
Bildiğimiz devlet'in valisi de ayağa kalktı. Tunceli Valisi’nin başvurduğu Erzincan Bölge İdare Mahkemesi'nden (istinaf mahkemesi) istenen karar çabucak geldi; ad değişikliği için yürütmeyi durdurma kararı alındı.
Uzun süreceğini sandığım ve "Dersim'in adının Dersim olması" kararının sonunda reddedileceğine emin olduğum bir idare yargı süreci başlayacak.
Yani... Şimdilik vatan kurtuldu. Feodal düzeni temsil eden Dersim adının üstü yine çizildi ve Cumhuriyet aydınlanmasını temsil eden Tunceli adı korundu.
Yani değişen bir şey olmadı. 1935'den bu yana olduğu gibi yine Tunceli yazılacak ve Dersim okunacak.
* * *
Çiçeği burnunda yedek subay öğretmendim. Erzincan ili, Çayırlı ilçesi, Çataksu köyüne tayin edildim. Elime tayin belgemi tutuşturan babacan İl Eğitim Müdürü Doğu Anadolu'ya ilk kez gelmiş Egeli tıfıl delikanlıya "Mercan İstasyonu’nda trenden in, Çayırlı'ya nasıl gideceğini sor. Çayırlı'da da Çataksu'yu sorarsın" demişti.
Öyle yaptım. Ama Mercan İstasyonu’nda Çayırlı'yı kimse bilmiyor; boş boş yüzüme bakıyorlar. "Yav koskoca ilçe nasıl bilmezsiniz" diye üsteledim. İstasyonun karşısındaki jandarma karakolunu işaret ettiler, "Oraya sor, onlar bilir" dediler.
Öyle yaptım. Karakol komutanı uzatmalı çavuş geniş geniş güldü. "Mans diyeceksin" dedi, "Çayırlı yazılır Mans okunur"...
Mans'ta Çataksu köyünü sordum. Birbirlerinden kopya mı çekiyorlar ne, aynı cevap geldi. "Haritada Çataksu yazar ama Aravans'tır orası. Sen Aravans dersen anlarlar..."
Mans'tan Aravans'a gidip köyümü, okulumu ve öğrencilerimi buldum.
24 aylık yedek subay öğretmenliğim boyunca yazın atla, kışın kızakla bölgede dört döndüm. Haritada adı Çadırkaya yazan tren istasyonunun Pekeriç okunduğunu; Yeşilkaya köyünün Pülk olduğunu, Hinzuru köyü için "Onlar Dersim sürgünü Zaza Kürtlerdir" dendiğini görüp gezerek öğrendim.
Dersim'i kaptıramadım. Ege çocuğu ne bilsin, "Dersim de neresi" diye sordu "Tunceli yazılır Dersim okunur"a benzer bir cevap aldı.
Bütün yöre, bölge, kent, kasaba ve köy adları Türkçeleştirilmişti. Böylece o bölgede bir zamanlar yoğun olarak Ermenilerin yaşadığının izleri yok edilmiş; Tunceli'nin de artık Kürt yurdu değil Türk yurdu olması sağlanmıştı.
* * *
Ülkenin batısındaki Rum, doğusundaki Ermeni, kuzeydoğu kıyılarındaki Laz, güneydoğudaki Kürt yerleşimlerinin adları büyük bir itina ile Türkçeleştirildi ve böylece Anadolu'nun öz be öz ve sadece Türklerin yurdu olduğu resmen yani devletçe kanıtlandı...
Gel gör ki, Avşa adasının adı yine Türkeli yazıldı, Avşa okundu. Trakya'da Kadıköy yazıldı Evreşe okundu. Marmara'da Zeytinbağı yazıldı Trilye okundu. Ege'de Ovakent yazıldı Adagide okundu. Güneydoğu'da Uludere yazıldı Roboski okundu.
Kentlerin, kasabaların, köylerin tarihi adlarında yani dilde yaşar.
Dil hayattır.
Ona devlet zoru sökmez...