04 Ocak 2019

Trump çok yalancı, bizimki hiç

Bizim Reis'in doğruluğu asla tartışılamayacak; yalanın zerresi bulaşmamış sözlerini aktaracağım

Yılbaşı arifesi, sırası, ertesi derken galiba arada kaynadı gitti. Amerikan medyasının  ağır toplarından Washington Post yıl sonunda "Trump'ın yalanları" başlıklı bir "istatistik-haber" yayınladı.

Ayrıntılara takılmadan aktarayım: ABD'nin başkanı 2017 yılında  tastamam 1998 yalan söylemiş, aslı olmayan bilgiler dile getirmiş. Ama bu rekor onu kesmemiş. Bir kaç gün önce bitirdiğimiz 2018 boyunca yalanları üçe katlamış: 5.611 yalan. Haydi bir de ayrıntı: 22 Ekim 2018 günü Teksas'a gitmiş ve orada bir günde 83 yalan söylemiş. Uykuda ve kenefte geçen saatleri düşersek, saatte 6 yalan.

Vay be!..

Yanına yaklaşılmaz, bırakın kırmayı, egale etmenin bile neredeyse mümkün olmadığı bir rekor bu.

Amerika'nın Reisi böyle.

Ya bizimki?

Ne kadar öğünsek yeridir, Bizimki yalan söylemiyor. Birazdan kanıtlayacağım. Ama kanıtları beklemeden itiraz edenleriniz olduğunu da adım kadar iyi biliyorum.

Meselâ onun 2018 - 2019 öğretim yılı açılışında yaptığı konuşmadan şu cümleleri cımbızlayıp itiraz edecekler:

"...Türkiye yükseköğrenim sistemi bugün gerçekten çok ileri bir seviyede bulunuyor. Ülkemizde faaliyet gösteren 205 yükseköğrenim kurumumuzda 7 milyon 611 bin öğrencimiz bulunuyor. Almanya’daki üniversitelerde 3 milyon öğrenci var. Bizde ise hamdolsun 8 milyona yakın..."

İyi de bunun neresi yalan?

Binlerce üniversite diplomalı işsiz gencimiz var. Tamam. Ama bizim Reis eline diploma alanlardan söz etmedi ki, halen bir üniversitede okumakta olan  öğrencilerden söz etti. Ve Almanya'yı nasıl solladığımızı gösterdi.

Uluslararası Pisa testine göre öğrencilerin  bilim, matematik ve okuduğunu anlama ölçümünde 72 ülke arasında Almanya'nın 16. sırada Türkiye'nin ise  50. sırada yer almışlığına ilişkin tek kelime etmiş mi?

Etmemiş.

Öyleyse ortada bir yalan yok.

Örnekleri çoğaltabilirim. Ama yeminli Reis muhaliflerinin (yani bu yazıyı okuyan çoğunuzun) yine itiraz edeceğini bildiğim için bu zahmete girmeyeceğim.

Bizim Reis'in doğruluğu asla tartışılamayacak; yalanın zerresi bulaşmamış sözlerini aktaracağım. Gerçeği bu kadar açık seçik ve hiç bir şeyi saklamadan konuşan, gösteren ve bununla öğünen bir Reis'imiz olduğunu göreceksiniz.

Buyrun.

*   *   *

12 Temmuz 2017'de Türkiye'ye yatırım yapmış yabancı sermaye temsilcileriyle bir aradaydı. Onlara seslendi:

"Biz göreve geldiğimizde Türkiye'de OHAL vardı ama bütün fabrikalar grev tehdidi altındaydı. Hatırlayın o günleri. Ama şimdi grev tehdidi olan yere biz OHAL'den istifade ederek anında müdahale ediyoruz"

Gerçeğin ta kendisini anlatmıyor mu bu sözler?

Hâlâ Reis'imizin yalan söylediğini iddia edecek kadar vicdanınız kararmışsa, alın size bir örnek daha:

Bizim Reis 24 Nisan 2018’de partisinin grup toplantısında konuştu ve muhalefetin foyasını ortaya çıkardı:

Bir tane fabrikada grev söz konusu mu? Böyle bir şeyde anında müdahalemizi yapıyoruz ve OHAL anında bir çözüm kaynağı oluyor. Huzurun olduğu bir ortam var, böyle bir ortamda bunlar OHAL’in olmamasını tavsiye ediyorlar. Tezgah bozulacak o yüzden, size biz bu tezgahı bozdurmayız

Haydi, bu cümlelerde bir tek yalan bulun bakalım...

Biliyorum, gösterdiğim kanıtların bayat olduğunu söyleyip yine itiraz edenleriniz olacak. Biri bir buçuk yıl önce, öteki sekiz ay ama, sizin iflah olmaz Reis düşmanlığınız bunları bayat diye abartacak.

Öyleyse buyrun size taptaze bir kanıt. Bizim Reis yeni yıla bir kaç gün kala partisinin il başkanları toplantısında konuştu:

 - Bizimle beraber grev denilen olaylar ortadan kalktı. Şimdi grevler yok...

Artık susarsınız ve bizim Reis'e yalan söylüyor demezsiniz umarım...

*   *   *

Şey...

Reis aktardığım son sözlerini şöyle tamamladı:

- Grev olmuyorsa işçinin hakkını veriyorsun, hukukunu gözetiyorsun demektir...

Bu son cümlede yalan var mı, yok mu bilemedim.

Onu da artık siz bilin...

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"