12 Mart 2019

Süleyman Soylu'ya harbiden soruyorum

Oyları yüzde kaç düşerse zafiyet olur? Bu ittifak kaç belediye başkanlığı kaybederse zafiyettir?

Dikkatinizi çekerim, başlıkta "soruyorum" demedim, "harbiden soruyorum" dedim. Öyle dedim çünkü soruların cevabını kendim bulamadım. Sorduklarımın açıklamaları da beni ikna etmedi. O yüzden çaresiz, kudretli İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisine sormaya karar verdim.

Sorular, daha doğru bir deyişle sorun şu:

Bir kaç gündür İçişleri Bakanı yerel seçim çalışmaları için ülkede dört dönüyor. Konuşuyor, konuşuyor, konuşuyor.

Hepsine yetişemem, buraya da sığdıramam. Sadece ikisini seçiyorum.

*   *   *

Birincisi: 9 Mart'ta İstanbul'un boğaz semti Beykoz'da konuştu. Sanırım hepiniz okudunuz. Sadece hatırlatmak için konuşmanın ana cümlesini buraya aktarıyorum:

"Mansur Yavaş ve  Ekrem İmamoğlu 'Terör örgütü cenazesine giden Sezgin Tanrıkulu'ndan nefret ediyorum. Onlarla aynı parti altında bulunmaktan tiksiniyorum' desinler. Haydi desinler ya."

Bu ne demek şimdi?

Hayır, hayır, "terör örgütü cenazesi" olmaz gibi Türkçe ve mantık düzeltmesi filan yapmayacağım.

Cevap arayıp bulamadığım çok daha tuhaf bir istek ve ben bu isteğin nasıl karşılanabileceğini bulup çıkaramıyorum.

Öyle ya, CHP Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mansur Yavaş ve İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nun ne yapmaları gerekiyor? 

Tek başlarına kaldıklarında kendi kendilerine "Sezgin Tanrıkulu’nu sevmiyorum. Ondan tiksiniyorum" diye konuşmaları yeterli mi? Yoksa kameraların karşısına geçip "Ben Sezgin Tanrıkulu'ndan nefret ediyorum. Ondan tiksiniyorum" mu demeleri gerekiyor? Yoksa yazılı birer açıklama yaparlarsa mı İçişleri Bakanı "Hah şimdi oldu. Tatmin oldum" diyecek?

*   *   *

Gelelim ikinciye:

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu kez de 11 Mart'ta Aydın'ın Söke ilçesinde konuştu:

"31 Mart akşamı Cumhur İttifakı'nda bir zafiyet olursa, bunu da Doğu ve Güneydoğu'ya giden bir kardeşiniz olarak söylüyorum, ertesi sabah 1 Nisan'da 6 yaşındaki masum çocukların eline silah vererek kaymakamlık ve valilikleri altüst ederler."

Haydi buyrun; burdan yakın.

"Cumhur ittifakı" denen siyasal nikâhta bir "zafiyet olması" ne demektir?

Oyları yüzde kaç düşerse zafiyet olur? Bu ittifak kaç belediye başkanlığı kaybederse zafiyettir? Kaç belediye başkanlığı kazanılırsa zafiyet olmadığı anlaşılacaktır?

Diyelim son seçimdeki oylarda yüzde bilmem şu kadarlık bir düşüş zafiyet sayılacak. Diyelim şimdiki belediyelerden şu kadarı kaybedilirse bunun adı zafiyet olacak. Abuk sabuk bir ölçü ama zaten "diyelim" parantezine alıp yazdım. Yani cümlenin bu bölümünü geçebiliriz.

Peki cümlenin öteki bölümü ne olacak?

Gözünüzün önüne getirin (zor ama gayret edin). 1 Nisan sabahı seçim sonuçları belli olmuş ve Cumhur İttifakı az ya da çok zafiyete uğramış. Birden 6 (yazıyla altı) yaşlarında çok sayıda çocuk, ellerinde boylarının iki katı uzunlukta kalaşnikoflarla kent, kasaba sokaklarında belirecek ve kaymakamlıkları, valilikleri altüst edecekler.

Bunu rastgele biri söylese, bir ruh hekimine görünmesi önerilir. Ama söyleyen akıl sağlığının yerinde olması gereken (yoksa içişleri bakanlığında tutulmazdı değil mi ?) ve devletin en kilit bakanlığının başında olan biri.

*   *   *

Hayır, epey uğraştım ama bu sorulara inandırıcı bir cevap bulamadım. Danışıp sorduklarım da dişe dokunur bir açıklama yapamadılar. O yüzden harbiden Süleyman Soylu'nun kendisine sormaktan başka çare bulamadım.

Sayın Soylu,

Siz hatırlar mısınız bilemem. Yıllar önce, siz henüz Demokrat Parti genel başkanlığını Mehmet Ağar'dan devralmış muhalif bir siyasetçiydiniz. Birlikte Kanal 7'deki bir tartışma programına katılmıştık. Reklam arasında size "AKP iktidarına karşı çok sert gittiniz Süleyman Bey. Ben korkar, bu kadarını söyleyemezdim" diye takıldım. Siz de "Yok canım neresi sert söylediklerimin" deyip kahkahalar attınız...

O günkü izlenimim derdini, düşüncesini anlaşılır bir dille anlatan bir siyasetçi ile karşı karşıya olduğum idi.

Şimdi "derdini düşüncesini anlaşılır bir dille anlatan" bir siyasetçi olarak yukarıda alıntıladığım sözlerinize ilişkin sorularıma bir cevap lütfeder misiniz?

Hani benim gibi  "Acaba ne demek istiyor bakan" diyen epey yurttaş olduğu kanısındayım. Belki bazıları seçmeninizdir.

Mümkünse bir açıklamayı esirgemeyin bence...

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"