14 Ekim 2018

Şu papazı niye yargıladılar ki?

Brunson’un memleketine gitmesi için kapıların ardına kadar açıldığı bu ülkede, aynı suç iddiası halâ hapiste olan onlarca, gazeteci, akademisyen, öğrenci, politikacı var

Cuma akşamından beri Papaz Brunson’un tutuksuz yargılanmak üzere ve denetimli serbestlik, yurt dışına çıkış yasağı filan konmadan serbest bırakılması konuşuluyor.

Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu halâ iddia edebilenlere karşı bir hukuk devleti için Brunson nam papazın ABD’nin baskısı ile serbest bırakılmasının bir hukuk ayıbı olduğu yazılıp çiziliyor.

Ne yani, serbest bırakılmasaydı ne denecekti? “Aslan Türkiye yargısı. Bak gördünüz mü, Trumpgillerin baskılarına pabuç bırakmadı” mı deyip alkış mı tutacaktık?

Ayrıca unutmayalım, Papaz serbest kaldı, memleketine tüydü, bir daha da gelmez gibi görünüyor ama 3 yıl 45 güne de mahkum edildi. Yani yüce yargı serbest bıraktığı Papaz’ın “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçunu işlediğine hükmetti.

Papaz sahiden bu suçu işlemiş midir?

Valla bilemem. Ama adamcağızın Türkiye’de sadece Hristiyanlığı yaymaya çabalayan bir misyoner olduğu anlaşılıyor. Üstelik beceriksiz bir misyoner. Bunca yıl topu topu 20 kişiyi “gavurlaştırabilmiş”.

Oysa savcının iddianamesi çok fiyakalıydı. Papaz için "örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediğigerekçesiyle 15 yıla kadar, ”devletin gizli kalması gereken bilgilerini siyasal veya askeri casusluk amacıyla temin etmek" suçundan da 20 yıla kadar hapis cezası isteniyordu.

Toplam 35 yıl. Eh bu kadar okkalı bir ceza istemek için, hukuk eğitimi görmüş, koskoca savcılık koltuğuna uygun bulunmuş biri de ciddi ve sağlam kanıtlara dayanır değil mi ?

Bu muhterem savcı da öyle yapmış, toplayabildiği bütün “yalancı şahitleri”n ifadelerini, “gizli tanık” adı altında iddianamesine yerleştirmiş.

Peki başka kanıt?

Yok.

Gerek de yok. Bu Papaz’ı mahkûm etmek gerekiyor(muş), öyle kanıta manıta gerek yok(muş).

Adamcağızı tutuklayıp içeri tıktılar. Büyük bölümü hapishanede, küçük bir bölümü de ev hapsinde olmak üzere galiba 22 ay yatırdılar.

Sonra ne olduysa, neden olduysa, önce gizli tanıklar yalancı tanığa dönüştü ardından da “bağımsız” Türk yargısı Papaz’ı 3 yıl 45 güne mahkûm edip memleketine yolcu ediverdi.

Yine de Papaz’ın suç işlediğini, yani mahkeme kararının gerekçesinde tanımlanan suçu işlediğini varsayalım.

Ancak asıl soru halâ cevapsız: Bu papaz Brunson, mahkûm edildiği “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek" suçunu nerde, hangi örgütle ve ne yaparak işlemiş acep?

*     *     *

Derdim Papaz’ı koruyup kollamak, savunup aklamak değil. Onun arkası kalın. Koskoca ABD devleti ve onun namlı başkanı onu kolluyor ve koruyor. Bana ihtiyacı yok.

Ama göz ardı edilmesin, papaz Brunson’un yargılanıp mankûm edildiği ancak hapiste filan tutulmayıp memleketine gitmesi için kapıların ardına kadar açıldığı bu ülkede, aynı suç iddiası ile tutuklanmış, halâ hapiste olan ya da  tahliye edilmiş bile olsalar çok daha yüksek cezalara çarptırılmış (mesela biz Cumhuriyet davası sanıkları) onlarca, yüzlerce gazeteci, akademisyen, öğrenci, emekçi, Türk ya da Kürt politikacı var.

Kanıt olarak ortaya konanlar ise Papaz Brunson’unkilerden de zayıf, onun iddianamesindekiler kadar içi boş. Pek çoğunda ise gizli tanık denen aşşağılık muhbirlerin ifadelerinden başka kanıt yok.

*     *     *

Acaba öteki ağır ceza mahkemeleri de papaz Brunson davasını örnek ve emsal alıp bütün bu çakma davaları temizlerler mi?

Evet tam da böyle soracağım ama, galiba sorunun adresini yanlış yazdım.

Peki şöyle desem:

Yav, şu senin yargıçlara çaktırmadan bir haber salsan da bu palavra davaları temizleseler, içerdekileri salıp, bencileyin dışardakiler için de beraat kararı verseler…

Bak bu akla daha yakın.

Yalnız bunu kime söyleyeceğim? İşte onu bilemiyorum.

Siz biliyor musunuz?

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"