28 Temmuz 2011

Siyaset uykuya yatmalı mı ?

Geç gelen yaz, gecikmesinin acısını çıkarmak istiyor gibi. Bu Tırmık gecenin ileri saatlerinde yazılıyor...


Geç gelen yaz, gecikmesinin acısını çıkarmak istiyor gibi. Bu Tırmık gecenin ileri saatlerinde yazılıyor ve ter dereleri sırtımı hafiften gıdıklayarak aşağılara akıyor. Beylerbeyi korusunun yamaçlarında yaprak kımıldamıyor. Yorulmak ve doymak bilmez sokak kedisi “Arsız” bile otların üstüne boylu boyunca uzanmış; çok yakınından geçen iri köpek “Marla”ya bakmak için bile gözünü açmaya üşeniyor. Bizim kopuk manav Sabri “Sıcağı yenmek için şike yapacağıkm ama nasıl yapacağımı bilmiyorum”  diye dalgasını geçiyor. Güngör Bakkal gazetemi verirken ilk defa siyaset konuşmadı; soru filan da sormadı; ağzını bile açmadan bir eliyle paranın üstüne verdi, ötekiyle tere bulanmış boynunu siliyordu.
Güngör Bakkal da siyaset konuşmuyorsa, boğucu sıcak siyaseti yendi demektir.
Ama bu İstanbul’da böyle. Belki İzmir’de, Ankara’da, Bursa’da böyle.
Peki ya Diyarbakır’da, Siirt’te, Şırnak’ta,. Hakkari’de, Bingöl’de, Mardin’de; Kürt bölgelerinin hemen hemen tümünde?
Orada –bilen bilir- daha da boğucu, daha da yakıcı olan yaz sıcağı siyaseti durduramıyor, susturamıyor.
Hafta sonunda Diyarbakır’da DTK (Demokratik Toplum Kongresi) genel kurulu toplanıyor. İki eşbaşkan ve 101 sürekli delege seçilecek.
Şimdi yazının burasında durun ve kendinizi sınayın. Kürt siyasal hareketi ile yakından ilgili ya da Kürt değilseniz, bir önceki kısacık paragraftan ne anladınız? DTK denince ne anlıyor ve kavrıyorsunuz? Tamam duymuşluğunuz var. Ama ben daha ötesini soruyorum: DTK nedir, işlevi nedir, ne yapacaktır, 101 sürekli delege hangi konularda ne gibi kararlar alacaktır? Değişik, akla uygun, işe yarar bir örgütlenme midir yoksa bir deli saçması mı?
Devam edelim:  Kürt siyasal hareketi “demokratik özerklik ilan ettiğini” açıkladı. Bu konuyu haftalardır tartışıyoruz. Ama neyi tartışıyoruz?
Silvan’da 15 yurttaşımızı (13 asker, 2’si PKK militanı) yitirdiğimiz gün, öylesine acılı bir günde demokratik özerklik ilanı yakıştı mı ? Hem bu konu bütün yurtta, bütün yurttaşlarca tartışılmadan ilan edilir mi ? Ayrıca kim hangi yetki ile demokratik özerklik ilan edebilir ki?
Tamam anladık, bunlar tümüyle haksız sorular değil. Ama meselenin özü de değil. İlan edilen demokratik özerkliğin içeriği ne? Zamanlaması yanlış da olsa ya aklımızın yatacağı, “Valla iyi olur.
Bütün Türkiye’de demokraik özerklik hayata geçirilse pek güzel olur” diyeceğimiz bir içeriği varsa?
Boğucu yaz sıcağında Kürt bölgesindeki bu durup dinlenmek bilmeyen hareketlilik nedendir dersiniz?
Ülkenin batısı sıcaktan bunalmış gölge ararken; siyaseti fiilen uykuya yatırmışken Kürtler neden canla başla ve dur dturak bilmeden siyasal bir çalkalanmanın içinde kaynaşıyorlar?
Bu gazeteci gecenin bu saatında sırtından aşağı ter derecikleri akarken daha “serin” konularda yazı döktürmek varken okurların “Ay yine mi bu konu” diyeceğini bile bile, öyle demelerine aldırış etmeksizin acaba neden yine ve yeniden Kürt sorunu üstüne ardarda sorular sıralıyor?
“Ramazanda hangi yiyecekleri yemeli, nelere dikkat etmeli” gibi yaşamsal(!) konulara yarım sayfa ayıran “çok satar” gazeteler, acaba neden Kürt bölgelerinde kaynayan siyaset kazanına boş gözlerle (sayfalarla) bakmaktalar?
Kanlı bir sonbahara ve kışa girilebileceğinin bütün alemetleri ortada iken, ter dereleri yerine kan dereleri akmasını önlemek için yaz sıcağına direnip, siyasetin uykuya girmesine karşı çıkmak daha akıllıca, daha yurttaşça değil mi?

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"