Aydın Engin sakin ol, ağzını bozma. Arkadaş sohbetinde değilsin, T24’te Tırmık yazıyorsun…
Tekrar ediyorum: Sakin ol, ağzını bozma…
Ha bre yinelenerek beyin yıkamaya dönüşen şu “Taksim meydanında inşaat var” mazeretini bir kez daha duydun diye öfkelenmenin, ağzını bozmaya kalkışmanın anlamı yok.
Daha önceki gün akşam İstanbul’a vali olmuş zatın hepimizi salak yerine koyup “Bugüne kadarki 1 Mayıs’larda alana gelenlerin yüzde 70’i Tarlabaşı Caddesi ve Şişli yönünden gelen bulvarı kullanmışlar. Oralar ise derin çukurların bulunduğu bir inşaat alanı. O yüzden mümkün değil” deyişine öfkelenme. Sakin sakin “Vali bey, vali bey, 1 Mayıs için Taksim’e gelecek olanlar budala değil. O yolları kullanmayıp Dolmabahçe yönünden ya da İTÜ Taşkışla binasının önünden Mete Caddesi'ni izleyip alana gelmeyi akıl edebilirler. O yollarda ise çukur yok ve yeterince geniş” deyip geçmen lazımdı. Neydi o öyle ağzından çıkanlar?..
Sakin ol, bozma ağzını…
Ayrıca dün Hükümetin inadını haklı çıkaracağız diye bütün televizyon kanallarının sözleşmişlercesine bıkıp usanmadan inşaat çukurlarını, tek kişinin zor yürüdüğü geçitleri göstermelerine niye öfkeleniyorsun. Ne yani o medya patronlarının TV’leri geçmiş 1 Mayıslardan belge fotoğraflar gösterip, inşaat çukurlarının olduğu bölümde zaten kimsenin toplanmadığını; kalabalığın bugün hiçbir inşaat çukuru bulunmayan ana meydanda, Anıt’la AKM arasında biriktiğini göstermelerini mi bekliyordun? O zaman Hükümeti yalanlar, AKP’ye ters düşer hale geleceklerdi Sen bunun bedelini bilmeyen biri değilsin ki…
Sakin ol, bozma ağzını…
Kimi din gayretine, kimi çıkar hesabına kapılıp AKP’yi aklamak için klavyeye yumulup “İşte Hükümet Kazlıçeşme Meydanı'nı gösterdi. Bayram yapmayın demiyor ki, Taksim’de yapmayın diyor” nakaratlı köşe yazısı döktürenlere kızma. Sakin sakin “Eğer 1 Mayıs ile Taksim Meydanı'nı ayrı düşünülemez kılan o simgesel anlamı kavrayacak kültürden, bilgiden ve vicdandan yoksunsan bari sus be kardeşim” de bitir.
Sakin ol, bozma ağzını…
Hele Başbakan Yardımcısı ve her konuya maydanoz siyasetçi Bekir Bozdağ’ın sözlerini okuyup küplere binme. Ne dedi adamcağız, “Taksim'i kutlamalara açan biziz. Bu konuda teşekkürü hak eden adımları atan biziz... Samimi olarak işçilerin hakkını, hukukunu koruyan adımları hükümetimiz attı" demedi mi? Sen tutmuş “Sendikaların iş yaşamından kazındığı, taşeronlaşmanın iyiden iyiye kurumsallaştığı bu sistemden iktidar sorumlu değilse kim sorumludur” gibi acayip sorular soruyor ve ağzını bozmaya kalkıyorsun. Yapma…
Sakin ol, bozma ağzını…
Bayrağını, flamasını, pankartı alıp Şişli ve Beşiktaş’ta toplanmış kadınlı erkekli emekçilere, demokratlara güçlü bir polis barikatı kurarak engel olabilecekken ülkenin biber gazı stoklarını tüketen zihniyete bakıp öfkelenme… 15 milyonluk bir metropolde darbe günlerinde bile görülmemiş önlemler alıp her türlü ulaşımı imkansız kılan kafaya kızma.
Sakin ol, bozma ağzını…
Bütün bu yasakların, bu inşaat palavralarının ardında bir araya gelen emekçi kitlelerin 1 Mayıs bayramını bir Hükümet protestosuna çevirmesinden duyulan büyük korkunun yattığını sen de biliyorsun. Sen asıl gelecek 1 Mayıs’ta kendini eleştirilmez, eleştirenleri “değer bilmez” olarak gören o taşkın kibri kuşanmış AKP elebaşılarının Taksim’deki inşaat bitmiş olacağına göre bu defa nasıl bir dolap çevirecekleri üstüne kafa yor.
Kısacası: Sakin ol, ağzını bozma…
Onun yerine Taliban terörü korkusunu günü birlik yaşayan, 1 Mayıs geleneği bile olmayan yoksulun yoksulu Afganistan’da çocuk korolarıyla, halay benzeri yerel oyunlarla, şarkıyla, türküyle kutlanan bu yılki 1 Mayıs’ın taze taze sana ulaşmış fotoğraflarına bak ve yutkun…