20 Eylül 2010

Sağına Sarmısak, Soluna Soğan...

Birgün gazetesi, referandum sonrasında başlığa çıkararak sonucu analiz etmiş...

Kuzey Ege kıyılarını teftişi tamamlayıp yeniden kendi limanıma demirledim. Ege kıyıları üstüne sizlerle paylaşmamı gerektiren yeni ve farklı bir şey yok. Ege, betonla sıvanmış yamaçlarına; betonla ırzına geçilmiş Cunda adasına; arsa kıtlığı varmışcasına TOKİ’nin beton silolarına benzeyen çok katlı binalarla kirletilmiş Burhaniye, Edremit’e rağmen hâlâ güzel. Çok güzel...
Televizyonsuz, internetsiz, sadece birinci sayfalarına gözatılıp sonra da bir kenara atılıvermiş gazetelerle geçen üç beş günden sonra işbaşı yapıpyeniden Türkiye gündeminin içine dalmak zorunlu...
Dalalım bakalım...
*    *    *
Öncelik Hakkari’de bir yolcu minibüsünü havaya uçuran mayın olmalı. 
Ama gel de yaz. O kadar çok bilinmeyen bir araya gelmiş ki at izi it izine karışmış. Gel çık işin içinden. 
AKP yandaşlığı ile organlığı arasında gidip gelen Sabah ve Star’a inanılacak olursa -ki zor- mayını patlatan PKK içindeki şahin kanat.
BDP ve bölgedeki güvenilir Kürtler'in tanıklığına kulak verilirse “iyi çocuklar” işbaşı yapmış...
Hükümet “Bu işi PKK yaptı, kesin” deyip konuyu kapatmak ve faturayı  PKK’ya, oradan da BDP’ye kesmek niyetinde. Anlaşılan referandumdaki boykot oylarının dağılımını veya o bölgedeki oranını analiz edip ders çıkarmamış.
Hükümet gibi oldu bittiye getirmek istemezseniz, ki ben elbette istemiyorum, bekleyeceğiz. Bu kadar çok bilinmeyenli denklemi çözmek benim harcım değil. Hele bir iki gün geçsin; sis biraz daha dağılsın...
Yani geçelim...
*    *    *
Ama referandum sonrasında yapılan bir “analizi” (analiz?) asla geçmeyelim.
Yollardaydım; gazetede kendim görmedim.  
Ayvalık’ta biri söyledi.
İnanmadım.
Zaten o da “İnanmayacaksınız ama...” diyerek anlatmıştı. 
Döndüm; Ümit Kıvanç yazdı.
İnandım.
Ümit Kıvanç söylediyse, yazdıysa inanırım...
Birgün gazetesi, referandum sonrasında başlığa çıkararak sonucu analiz etmiş: Sağ yüzde 60 – Sol yüzde 40.
Yani “hayır” oyu verenler sol, “evet” diyenler sağ... 
Mış !..
Birgün kuruluş döneminde ve ilk altı ayında az da olsa tuzum bulunan bir gazete. Orada iyi dostlar edindim, inanılmaz bir fedekârlıklarla çalışan arkadaşlar tanıdım.
Referandum böyle analizine edilmiş. 
İçim acıdı...

Milliyetçi CHP, milliyetçilik yarışında bayrağı CHP’ye kaptırmamaya çabalayan MHP, vesayet demokrasisi denen ucubenin devamı içcin sonuna kadar çarpışan üniformalı, üniformasız bürokrasi, yüksek yargının tepelerine tünemiş “367 yiğitleri” sol olmuş...
Evet oyu verenler de toptan sağ.
Sahiden içim acıdı...
Bari şakaya vurayım. Askerde çavuşlar, sağını solunu bilmeyen, “sağa dön, sola dön” komutları vearildiğinde çuvallayanların sağ omuzlarına sarımsak, sol omuzlarına soğan asar derler.
Ne yapsam? Bir baş sarımsakla bir baş soğan alıp bu eski arkadaşlarımın yardımına mı koşsam?.. 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"