26 Ağustos 2013

Öldür ama kimyasal silahla değil

Suriye’de birileri birilerine karşı kimyasal silah kullandı ve 635 insan öldürüldü. Kadın, erkek, çocuk, bebek 635 insan…

 

Suriye’de birileri birilerine karşı kimyasal silah kullandı ve 635 insan öldürüldü. Kadın, erkek, çocuk, bebek 635 insan…

Ardından tuhaf, ayıp, utanç verici bir tartışma patlak verdi.

Dünya ayağa kalktı denemez. Ama kımıldadı. Kimyasal silah kullanımın  bir suç olduğu ileri sürüldü. Suriye’de iktidardaki Nusayri (=Arap Aleviliği) azınlığa dayanan Baas rejimini bitirmeye yeminli AKP takımı kımıldamakla yetinmedi, ayağa kalkmak ne söz adeta şaha kalktı.

Ama İster Obama kanadından gelen sert kınama, ister İran’nın yeni devlet başkanı Hasan Ruhani’nin kimyasal silah kullandığını ilk kez kabullenip “kullananları” eleştirmesi, ister Birleşmiş Milletler'in kimyasal silah denetmenlerinin bölgeye girmesi için Şam yönetiminden izin istemesi, ister ABD’nin Doğu Akdeniz’e yeni savaş gemileri yollaması, hatta Suriye iktidarına karşı silahlı bir müdahale yapılabileceğine ilişkin iddialar olsun, ister TV  kameraları önünde çeşme gibi akıtılan gözyaşları olsun, hiç biri sözünü ettiğim tartışmanın tuhaflığını, utanç vericiliğini ortadan kaldırmıyor; tersine artırıyor…

Düne kadar Suriye’de Baas rejiminin başkaldıran muhaliflere karşı, muhaliflerin hem Baas rejimine, hem Suriye Kürtlerine karşı silahlı (Bildiğimiz silahlardan söz ediyorum. Mermi atan tüfekler, daha büyük mermiler atan toplar, tanklar) saldırılarında gösterilmeyen tepki iş kimyasal silahla insan öldürmeye gelince kabarıverdi.

Hemen hemen bütün siyaset esnafı, düne kadar suskun uran uluslararası kurumve kuruluşlar sert ya da yumuşak “Hoooop, savaşıyorsunuz anladık. Ama kimyasal silah da ne oluyor” diye itiraz etmekteler.

Dahası kimyasal silahla öldürülen 635 kişinin "sivil" olduğu özellikle belirtiliyor, vurgulanıyor.

E peki Suriye’de daha önce  bildiğimiz silahlarla yani mermi atan tüfekler, daha büyük mermiler atan toplar, tanklarla öldürülen onca sivil varken bu itiraz sesleri, bu lanetleme yarışı, dökülen gözyaşları niye yoktu ?

Bu mide bulundıran, bu insanlıktan nasipsiz, siyasetin kirli ve kanlı yüzünün açığa çıktığı ikiyüzlülük nasıl açıklanmalı?

Geleneksel silahlarla  birbirini öldür; hatta geleneksel silahlarla sivil, kadın erkek, çocuk, bebek öldür üstünkörü protestolarla karşılaşırsın. Ama kimyasal silah kullanırsan… Bak işte ona göz yumulamaz…

Suriye’de iç savaşa evrilmekte olan çatışmalar başladığından bu yana yüzbinlerce asker, sivil, kadın, erkek, çocuk, bebek; Sünni, Nusayri, Kürt, Arap, Müslüman, Hristiyan öldürüldü; öldürülüyor.

İtirazınız insanların canını alan savaşa mı yoksa kimyasal silah kullanımına mı ?

*    *    *

Ey okur !..

Yazının burasında durdum ve baştan okudum.  İyi anlatamadığımı, bu insanlık dışı tavra karşı taşkın öfkemi vurucu cümlelerle dillendiremediğimi gördüm.

Ama öfkem sahiden taşkın ve mesleğin gerektirdiği serinkanlılığı gösteremiyorum.

Beni hoşgörün; benim beceremediğimi siz tamamlayın…

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"