24 Aralık 2019

Konya’nın cesur genç kadınları

Gözünüzden kaçtıysa şu videoyu izleyin. Sizin de yüreğiniz kabarsın, içiniz ısınsın…

İçim ısındı, yüreğim kabardı; üstüme çöken karamsarlık bulutları dağılmadı ama azaldı; Sur Belediyesi’nin HDP’li eş başkanlarının kayyımlanmaları yetmemiş gibi bir de tutuklanıp mapus damına yollanmalarının acısı hafifledi.

Bunları Konya’nın bir avuç gözüpek, cesur genç kadınına borçluyum, borçluyuz. Konya’nın göbeğinde "Las Tesis" eylemini gerçekleştirdiler. Tıpkı Şili’nin cesur, genç kadınları gibi "Tecavüzcü sensin, katil sensin… Polissin, yargıçsın, başkansın, devletsin, sensin…" diye haykırdılar…

Gözünüzden kaçtıysa şu videoyu izleyin. Sizin de yüreğiniz kabarsın, içiniz ısınsın…

Çok mu abarttım?

Hiç de değil. Ankara’da, İstanbul’da, Ege ve Akdeniz’in kıyı kentlerinde devletin zorba gücü tarafından coplanmayı, biber gazı solumayı, birkaç günlüğüne gözaltına alınmayı göze alırsanız "Las Tesis" eylemi yapabilirsiniz. Polis iter kakar ama çevrenizde eyleme katılmasa bile size alkış tutan, en azından gözleri ile, fısıltı tonunda da olsa sesleri ile destekleyen kadın ve erkekler bulunur.

Peki Konya’da?

Başka türlü sorayım:

Konya dendiğinde aklınıza gelen ilk çağrışımlar ve… Ve evet, önyargılar nedir?

Koyu bir tutuculuk, tarikatların fink attığı bir çevre, tefecilikle köylünün iliğini kemiğini kurutan  "hacı amcalar", dinbaz partilerin kalesi, Siyasal İslamın oy deposu, falan filan…

O yüzden Konya’da Las Tesis ya da benzeri hak savunuculuğu, devlete yönelik protesto eylemi zordur. Karşınızda polisten önce "Bizim iktidarımızı yıkmak istelen kafirler bunlar" diye böğürecek saldırganlar bulabilirsiniz.

Hele bu eylemi kadınlar yapıyorsa. Eylem sadece kadınların katıldığı bir eylem ise. Başları açık, başlarının içi özgür, bedenini çarşafın içine saklamak bir yana, gönlünün çektiği gibi giyinmiş kadınlar ise…

Önerimdir: Sözünü ettiğim videoya şöyle bir göz atıp geçtiyseniz, dönün bir kez daha ve çevredekilere dikkat ederek, mesela ekranın kıyısında eylemin başından beri çakılıp kalmış çarşaflı kadına dikkat ederek bakın. O kadının o eyleme tanık olduktan sonra ne düşündüğünü, dile getiremese bile bilincinde nasıl esintiler dolandığını tahmin etmeye çalışın.

Belki o zaman "Amma da abarttın Aydın Engin" demez, yazdıklarıma içi boş, züğürt tesellisi paragraflar olarak bakmazsınız.

* * *

Konya’daki o genç ve gözüpek ve cesur kadınlar , "Yav abi, Lübnan’da internet fiyatları artınca, Güney Amerika’da metro biletlerine zam yapılınca kitleler sokaklara akıyor, meydanlara doluşuyor, biz de ise canımıza okunuyor ama tık yok. Bu halk var ya abi, bu halk var ya…" diye başlayan seçkinci (elitist) mızmızlanmalara bir cevaptır.

Cılız ama değerli ve anlamlı bir cevap…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"