18 Temmuz 2011

Kir Yağıyor, Kir Fışkırıyor

Silvan’daki kanlı olayın üstünden dört gün geçti.Bu dört günde medyadan...



Silvan’daki kanlı olayın üstünden  dört gün geçti. Bu dört günde medyadan, resmi ağızlardan, Kürtlerden, Türklerden, örgütlerden fışkıranları ve yağanları derledim. 
Korkmayın, hepsini buraya aktarmayacağım. Zaten sığmaz. Sadece başlıklarını ya da ilk cümlelerini...
Buyrun.
*    *    *

Genelkurmay’dan ilk açıklama
: Çatışmada ve ormanlık alanda teröristlerce atılan el bombalarının etkisiyle çıkan yangından dolayı 13 askeri personelimiz şehit olmuştur... 

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin
: ...Yangın ya ateşle çıkar, ya bombayla çıkar ya roketle çıkar ya benzinle çıkar. Çıkar yani netice itibariyle yanmıştır, yakılmıştır. Yani sebebini araştırmak, sebebini söylemek bir şey ifade etmiyor şu anda.
Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Kürkçü: El bombasının yangın çıkartan bir özelliği olduğunu bilmiyoruz. Ortada çok fazla tuhaf şeyler var.
Eski Özel Harekatçı Uzman (TV8’deki 8. Gün programdan): Yangın çıkaran el bombaları da vardır.
TSK açıklamasından: ...Teröristlerin Rus tipi alev çıkarma niteliği olan el bombaları kullandıkları doğrudur.

BDP Açıklaması:
Ölenlerin otopsi raporları kamuoyu ile paylaşılmalı...

Fırat Haber Ajansı’nın adını açıklamadığı  bir korucunun ağzından aktardığı anlatımlar
: Gerillalar ile askerlerin mevzileri iç içe geçmişti. Daha sonra iki savaş uçağı bölge üzerinden bir tur attı. Silvan üzerine doğru tur attıktan sonra tekrar geri dönüp alanı bombaladıktan sonra geri döndüler. Bombalamanın ardından telsiz konuşmalarında rütbeliler küfürlü konuşuyordu. Daha sonra büyük yangın çıktığını gördük.

Genelkurmay’ın açıklaması
: ...Saldırının yaşandığı bölgeden bir tek uçak bile uçmamıştır. Yakın mesafedeki sıcak çatışmalarda zaten uçak kullanılmaz. Bu tür çatışmalarda uçak kullanılması askeri açıdan mantıksızdır.

Dolapdere’deki köylülerin anlatımları (NTV)
: ...Kurşun nereye değiyordu, oradan ateş çıkıyordu. Bu orman, işte bu bölge bölge komple o kurşunların, o ateşlerle yanmış. Çatışma hemen hemen bir saat devam etti.Çatışmada bir tane mermi gelmiş, pencereye değmiş. Pencerenin içindeki iki tane çocuk çatışmayı izliyorlarmış. Allah etti ki çocuklara değmemiş.

Yaralı bir askerlerin anlatımlarından (Habertürk)
: Köylülerin evlerine mermi isabet ettiği yönündeki iddiaları kesin bir dille yalanlayan askerler, kırsal alanda tepeleri aşan ve 5 kilometre mesafeye mermi atan silahlarının olmadığını anlattı.
*    *    *
Devam etmeme gerek var mı?
Ben 100 Megabyt tutan kocaman bir haber kümesinden birbirini yalanlayan bir kaçını seçtim. Yerim olsaydı ve daha fazlasına gerek olsaydı, buraya aktardıklarımın iki üç katını da seçip koyardım.
Ama yeterli.
Şimdi soralım. Bu kirli savaşı daha da kirleten bu kirli haber bombardımanının altından nasıl çıkacağız. Kendimiz sağ kalacağız da aklımız nasıl sağ kalacak; akıl sağlığımızı nasıl koruyacağız?
Burada “Niye yakınıyorsun, bu kirliliği siz, yani medya yaratmıyor mu” demek topu taca atmaktır. Toplumda “fanatik taraftar” tutumu gerçeği öğrenme tutkusunun önüne geçtiyse gazeteci ne yapsın? Haberi kimden alsın, aldığı haberi bu karanlıkta ve kargaşa da kime, nasıl doğrulatsın?
O yüzden ayrıntılarda boğulmaktan inatla kaçınıyorum; bu kirli haberlerle beslenmeyi reddediyorum ve yalın bir yargı ile yetiniyorum:

Barış Konsey
’inin kurulacağından söz edilen günlerde Savaş konseyleri harekete geçti;  doğmamış barışı boğmak için kolları sıvadı ve başardı.
Silvan’da ölüm saçan Savaş Konseyi’nin hangi tarafın “Savaş Konseyi” olduğunun bir önemi var mı?
Sahiden var mı? 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"