17 Eylül 2013

Hrant Dink yargıyı yargılıyor

u sabah Hrant Dink cinayetinin Yargıtay’dan bozularak gelen davası yeniden görülecek. Hrant’ın inatçı arkadaşları saat 10’da İstanbul Çağlayan Adliyesinin C kapısında bir araya geliyorlar. Belki siz bu yazıyı okurken duruşma görülmüş ve –büyük olasılıkla- ileri bir tarihe ertelenmiş olacak

Bu sabah Hrant Dink cinayetinin Yargıtay’dan bozularak gelen davası yeniden görülecek. Hrant’ın inatçı  arkadaşları saat 10’da İstanbul Çağlayan Adliyesinin C kapısında bir araya geliyorlar. Belki siz bu yazıyı okurken duruşma görülmüş ve –büyük olasılıkla- ileri bir tarihe ertelenmiş olacak.

Olsun.

Hrant Dink davasında yeni bir süreç başlıyor. Mahkemenin sadece tetikçileri cezalandırdığı, savcının bile "Örgüt var ama kanıtlayamıyoruz" diye itiraf ve itiraz ettiği karar Yargıtay‘dan döndü.

 Ama ne dönüş !

Yargıtay bozma kararında "Örgüt var" dedi ama o örgütü yine Trabzon'daki tetikçi gençlerle sınırlamayı, sıradan bir suç örgütüne işaret etmeyi tercih etti.

Peki sahiden kafaları tıka basa milliyetçi-ırkçı önyargılarla doldurulmuş, eğitimsiz, işsiz, geleceksiz üç beş genç aralarında "Hrant Dink’i öldürme örgütü" kurup, sonra da aralarından birini tetikçi kılıp mı Hrant Dink’i aramızdan çekip adılar?

Hrant’ın öldürülmesinden sadece bir kaç saat sonra, AGOS‘un önünde toplanmış gazetecilere "Eğer bize bu cinayeti üç beş milliyetçi-ırkçı genç işledi diyecekler ve ardından da onları yakalayıp görevlerini yerine getirdiklerini söyleyeceklerse buna kargalar bile gülecektir" demiştim. O cümle o akşamki TV haberlerinde aynen yayınlandı.

O gün, bugün, tam altı yıldır kargalar hepimizi budala yerine konan bu müsamereyi seyrediyor ve gülüyorlar.

Sahiden de zavallı bir müsamere bu.

Yargılamanın ve soruşturmanın tetikçi gençlerin bir milim bile dışına taşmaması için koca bir devlet aygıtı adeta seferber. İhmalleri görülenlerden vazgeçtim, cinayete ortak oldukları, cinayet işlenmeden önce haberleri olduğu halde sinsice susmayı yeğledikleri artık kanıtlanmış olan yetkili bürokratları bile davaya dahil etmemek, yargıçın karşısına çıkarmamak için utanç verici bir pişkinlik ve daha da utanç verici bir karartma tam altı yıldır sürdürülüyor.

T24’de Hazal Özvarış’ın avukat arkadaşım Fethiye Çetin ile yaptığı söyleşiyi gözden kaçırdıysanız, bu yazıyı okumaya burada son verin ve o söyleşiyi okuyun. Emniyet ve yargı erkinin "suçu"nu olanca somutluğu ile göreceksiniz.

O yüzden bugün başlayan duruşmalar artık Hrant‘ın katillerinin, azmettiricilerin, cinayeti planlayıp gölgede kalmayı başaranların yargılandığı bir dava olmaktan çıktı.

Şimdi Hrant Dink, Türkiye yargı erkini yargılıyor.

Ölümünden sonra bile demokrasiye, ülkenin gerçek bir hukuk devletine dönüşmesine katkı yapabilmek mümkün müdür?

Eğer o Hrant Dink ise mümkündür.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"