27 Şubat 2014

Hazır yeni ses kaydı, tapesi gelmemişken…

Bana kalsa ve size acımasam ve şu ses kayıtları tsunamisi fırsat tanısa her gün MİT Yasası teklifi üstüne yazacağım.

Bana kalsa ve size acımasam ve şu ses kayıtları tsunamisi fırsat tanısa her gün MİT Yasası teklifi üstüne yazacağım. Hani şu kavga dövüş de olsa Meclis İçişleri Komisyonu’ndan geçen, geçerken göstermelik birkaç maddesine ”makyaj” yapılan MİT Yasa teklifi…

AKP’nin bir “Hükümet tasarısı” olarak Meclis’e getiremediği, iki milletvekilinin imzasıyla (Önlerine konan bir metne sadece imza mı attılar bilemiyorum. Eğer öyleyse de şaşırmayacağım) Meclis’e gelen bir yasa teklifi bu. Hükümetin getirdiği yasa tasarıları çabucak görüşülür; milletvekillerinden gelen yasa teklifleri ise aylarca bekler; bazan parlamento döneminin sonuna gelinir, yasa teklifleri beklemekten usanır ve kadük olurlar.

Ama MİT yasa teklifinde böyle olmadı. Besbelli ki Hükümet’in (Siz Tayyip Erdoğan’ın diye anladınız değil mi? İyi) acelesi varmış ki hemen gündeme alındı; komisyonda görüşüldü; kabul edildi. Şimdi Meclis Genel Kurulu’na gelecek ve…

Ve tabii kabul edilecek…

Komisyonda yapılan değişiklikler mi?

Güldürmeyin beni.

Mesela teklif  Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’nun (MİKK) Başbakanın başkanlığında toplanmasını öngörüyordu. Bu değiştirildi. Artık Başbakan’ın değil onun memuru olan MİT Müsteşarının başkanlığında toplanacak(mış).

Bir rahatladım, bir rahatladım ki sormayın…

Bir de yasa teklifi MİT’in  görev ve faaliyetlerine ilişkin bilgi ve belgelerin basın yoluyla yayımlanması durumunda 3 yıldan 12 yıla hapis cezası öngörüyordu. Komisyon bu büyük yanlışı düzeltti. Bundan böyle bu “suçu” işleyenler  3 yıldan 12 yıla kadar değil, 3 yıldan 9 yıla kadar hapis cezasına çarptırılacaklar.

Bu beni daha da rahatlattı. 12 yıl çok uzundu. 9 yıl dediğin nedir ki? Göz açıp kapayana geçer…

*    *    *

Ancaaaaak…

MİT’le ilgili yeni düzenlemede gözden kaçırılamayacak bir nokta daha vardı.

MİT Yasasını değiştirmeyi amaçlayan yasa teklifi, MİT’i tümüyle (Bir daha: Tümüyle) denetlenemeyen, hesap verme yükümlüğü olmayan bir gizli servise dönüştürüyordu.

Bir haftadır tartıştığımız MİT yasa teklifi ile ilgili geçtiğimiz günlerde, yıllar ve yıllar sonra ekrana çıkıp +1 kanalında Can Dündar arkadaşımıza konuk olan namlı mı namlı, ünlü mü ünlü, eski mi eski, MİT’in eski  üst düzey yöneticisi Mehmet Eymür yasa teklifini değerlendirirken ağzının kenarına yerleştirdiği bir gülücük eşliğinde konuştu:

- Denetlenemeyen, hesap verme yükümlüğü olmayan bir gizli servis çok tehlikelidir

Eh ondan iyi bilecek değiliz ya…

Ama Mehmet Eymür’ün bildiğini Hükümet de biliyor. Nitekim sözcülüğü üstlenen Beşir Atalay da bu sakıncanın farkında olduklarını belirtti:

“O konuda bazı ülkelerde uygulamalar var. Biz ilke olarak AK Parti ve Hükümet, milli iradenin temsilcisi olan Meclis’i her konuda en yetkili merci olarak görüyoruz. Dolayısıyla güvenlikle ilgili de Meclis’te üst bir denetleme kurulu olmasının doğru olduğunu düşünüyoruz. Meclis’ten bütün partilerin içinde temsil edildiği, güvenlikle ilgili konularda bir denetim komisyonu gibi bir oluşum…”

Hükümetin ağır toplarından bir bakan böyle diyorsa ne yapılır? Hazır kanun değişirken MİT’in denetimsiz ve hesap verme yükümlüğünden uzak, dolayısıyla  “çok tehlikeli” başıboşluğuna, keyfiliğine ket vuracak bir madde eklenir değil mi ?

Öyle olmuyor ama. Yine Beşir Atalay, aynı demeçte açıkladı:

“Ama bunun biraz çalışılması gerekiyor. MİT yasa teklifinin içine onu koyma imkanımız olmadı. Çünkü diğer güvenlik birimlerimizle birlikte bunun biraz çalışılması ve olgunlaştırılması gerekiyor. Şu safhada onu yetiştirebileceğimizi sanmıyorum. Üzerinde çalışıyoruz, onu ifade etmiş olayım…

Hayır, “Onu ifade etmiş” olmadı.

Onun yerine bize açık açık “Bir süre hesap vermeyecek, denetlenemeyecek bir MİT’le idare edin. İleride, inşaallah, maşallah, süphanallah bu eksiği yerine getiririz” demiş oldu.

Denetlenemeyen, hesap verme yükümlüğü olmayan bir gizli servisin ne anlama geldiğini biliyorsunuz umarım.

1971 ve 1980 darbelerinden hemen sonra yaşanan o karanlık günlerde ne olduysa o olabilir, hatta olur…

Kaldık mı MİT Müsteşarı ile büyük Türk büyüğü Tayyip Erdoğan’ın insafına?

Kaldık…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"