18 Haziran 2021

"Hadi" bir adımdır, adım atacaklara bir çağrıdır

Yılgınlar, karamsarlar ve hele de tembeller yan çizeceklerdir. Onlara kulak asmadan bir büyük buluşmanın yolunu açmak için yola çıkılmış ve ilk adımı atılmış bir eylem çağrısıdır HADİ…

Geçen hafta önce sosyal medyada, ağırlıklı olarak Twitter'de bir başlık göründü:

Hak, Adalet, Demokrasi İstiyoruz, HADİ…

Daha ilk günden yine Twitter üstünden yaygınlaştı. Ardından duyarsız kalmayan internet haber siteleri ve gazetelerinde, bazı TV ekranlarında daha yaygın bir tanıtıma konu oldu.

Ancak iğneleyici, hatta küçümseyici değerlendirmeler de fazla gecikmedi. Sanırım -en azından umarım- bilgilenme eksikliğinden kaynaklı itirazlar ya da eleştirilerdi. Kimileri bunu "klavye eylemcileri" diye haklı olarak küçümsenenlerin bir eylemi olarak gördü, kavradı. Yani bilgisayar başında, iskemlesinden kıçını bile kaldırmadan firaklı cümleler kurup marifet gösterdim sanan, sonra da oturmaya devam edenlerin bir "eylemi"…

Öyle değil ama.

"HADİ"yi tohumlarının atıldığı günden beri yakından izleyen bir gazeteciyim. Öyle sosyal medyada durup dururken boy gösterip kime yöneldiği belli olmayan ve bununla sınırlı kalacak bir çağrı söz konusu değil.

Hiç değil.

Biraz daha açalım::

Ülkenin dört bir yanında topraklarını, yaşadıkları doğayı savunmak için direnişe geçmiş köylüler, çiftçiler, işçiler; KHK denen tek adam fermanları ile itiraz yolları sımsıkı kapatılmış, işlerinden mesleklerinden, öğrencilerinden koparılmış akademisyenler; seçtikleri belediye başkanları ve yönetimleri sorgusuz ve gerekçesiz görevden alınıp yerleri emir kulu kayyımlara terk edilmiş belde, kasaba ve kentlerdeki yurttaşlar; kayyım ya da "memur" rektörlerin, dekanların insafına bırakılmış üniversite öğrencileri; İktidarın hemen hemen tümüyle ele geçirdiği yargı erkinin elinde adalet arayışları sonuçsuz kalan "sanıklar"; işsiz bırakılmış, işi olanlar ise mesleklerinin yapamaz hale getirilmiş gazeteciler; küresel salgın koşullarında yokluğun, yoksulluğun hatta açlığın pençesinde umutsuzca çabalayan esnaflar ve çalışanlar…

Bu benzeri görülmemiş, yaşanmamış koşullarda toplumsal bir hareketlilik kendiliğinden harekete geçti, geçiyor. Yurttaşlar hak arıyor, adalet arayor, göstermelik olmayan bir demokrasi istiyor.

Gitgide yaygınlaşan bu toplumsal hareketlilik çoban ateşleri olarak nitelendi. Birbirlerinden büyük ölçüde kopuk, birbirlerine değmeyen, elele tutuşamayan aradıkları dayanışmayı bulamayan, dayanışma arayanlara ulaşamayan çoban ateşleri…

"Hak, Adalet, Demokrasi İstiyoruz" çağrısı bu koşullarda ete kemiğe büründü. Baş harfleri bir araya geldi ve HADİ oldu.

Twitter'deki etkinlik bunun ilk adımıydı: #HADİ…

Bu adımı yeni adımların izlemesi gerekiyor. Sosyal medya ortamında değil. Sosyal medyayı işlek bir iletişim, haberleşme kanalı olarak kullanacak somut adımlar. Yüz yüze getirecek, elele tutuşturacak, omuz omuza verdirecek, hak arayanları, adalet arayanları, demokrasiyi savunanları buluşturacak adımlar…

Hiçbir siyasal örgütün güdümünde olmayan, hiçbir örgütsel bağ taşımayan, siyasal görüşü, çizgisi ne olursa olsun hak arayanlardan, adalet arayanlardan demokrasiyi savunanlardan oluşacak kitlesel bir buluşma.

Taş ocağı için doğası yok edilecek Rize İkizdere köylüsü, kekik tarlaları bir başka taş ocağıyla yok edilmek istenen Denizli Güzelpınar çiftçileri, Boğaziçi'nin yeniden saygın bir bilim kurumu olması için kayyım rektörde sembolünü bulan zihniyete sırtını dönen akademisyenler ve onlarla kenetlenmiş öğrenciler, Soma'da 301 maden işçisini yok eden cinayetin hesabını soramayan bir yargıyla boğuşan dullar, yetimler, akrabalar, arkadaşlar, yoldaşlar….

Sayın sayabildiğinizce…

Ama bütün bu direnenler ayrı ayrı, tek tek hak aradıkları sürece o hakkı elde edemeyeceklerini, aradıkları adaleti bulamayacaklarını, iğdiş edilmiş bir demokrasiyi yeniden ve daha güçlü ayağa kaldıramayacaklarını bilince çıkarmak, o bilinci eyleme dönüştürmek zorundalar.

Bu mümkün mü?

Yılgınlar, karamsarlar ve hele de tembeller yan çizeceklerdir. Onlara kulak asmadan bir büyük buluşmanın yolunu açmak için yola çıkılmış ve ilk adımı atılmış bir eylem çağrısıdır HADİ…

Muhalefet partilerine, iktidara lâf yetiştirerek hiçbir şeyi değiştiremeyeceklerini hatırlatacak ve istedikleri seçmen desteğini ancak kitlelerin taleplerine somut, sonuç alıcı bir adımlar attıkları takdirde elde edebileceklerini gösteren bir kitlesel hareket…

"Hak, Adalet, Demokrasi İstiyoruz" bu kadar yalın bir çağrıdır. HADİ "Uzat elini, tut elimden, tutacağım elinden, birlikte yürüyelim" demektir ve bundan ibarettir.

Var mısınız?

Varsanız HADİ…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim