18 Mayıs 2011

Göztepe Çıktı, Altay Düştü

Evet, tahmininiz doğru; bir futbol yazısı yazıyorum...


Evet, tahmininiz doğru; bir futbol yazısı yazıyorum.
Bunu kendime tanıdığım bir soluklanma, “Bi durun be efendiler, bi susun be” diye bağıramamanın, bağırsam bile sesimi duyuramamanın boğuntusundan bir yazılık da olsa kurtulma diye de okuyabilirsiniz.
Haksız mıyım? 
Siyasetin koçbaşları meydanlarda deli dana gibi dönüyorlar. Tayyip Erdoğan bağırmakla böğürmek arasında gidip geliyor. Devlet Bahçeli ondan da beter. Kılıçdaroğlu ise yarışı bu iki adamın çizdiği alanda kabul etme aymazlığında. O da sakin sakin konuşmak ve olumlu puan toplamak varken ötekiler gibi yapmaya çabalıyor ve üstelik yapamıyor. 
Sesler yükseldikçe yükseliyor ya, düzey de düştükçe düşüyor. Oysa Güneydoğu barut fıçısından beter. “Seçimlerden önce ne yapıp ederiz de şu Kürtleri demokratik siyaset düzleminden uzaklaştırıp yeniden şiddet sarmalının içine çekeriz” hesabı yapan zifiri karanlık odaklar kolları sıvamış gibi.  
Bu koşullarda Aydın Engin kendine bir günlük mola veriyor. Siyasetin semtine bile uğramadan klavye başında keyif çatıyor ve...
Ve herhalde T24’ün halden anlar okurları da ona bu hakkı veriyor (Ö-hö, ö-hö...)
*    *    *
Futbol yazısı dediğime bakmayın bu bal gibi taraftar yazısı. Doğma büyüme Göztepeli, gençliğinde en büyük keyfi Alsancak Stadı’nın kömür tozu ile düzeltilmiş zeminine doğru, çoğunun tahtası kırık tribünlerde sesi kısılana kadar “Göööz... Gööööz... Göztepe” diye bağırmak olan, takımı Ali’den (Artuner) başlayıp Halil’e (Kiraz) kadar ezbere sayan, sayamayanı Göztepeli saymayan bir taraftar yazısı...
Çoğunuz “süper” ligle (Nesi süperse artık) ilgilendiğiniz için belki haberiniz bile olmadı. Biz bu yıl 2. lig kırmızı grupta (Yoksa beyaz mıydı?) şampiyon olup 1. lige çıktık...
Şu son cümleyi yazarken içimde sevincin zerresi yok, tersine belli belirsiz de olsa utanç var.
Şu Bank Asya 1. Lig dedikleri aslında bal gibi 2. lig. Birincisine (ne akılsa) süper lig dendiğinden o da birinci lig sayılıyor ve bunu benim aklım yutmuyor, yüreğim kaldırmıyor. Ülkenin başka bölgelerine (mesela Adıyaman’a filan) gitmeden Ege’de kalayım. Turgutlusporla Göztepe aynı ligde oynuyor. İyi mi? Gürsel kaptan duysa mezarında dönerdi herhalde...
İşte bu nedenle ve bu yazının beş on mislini yazabileceğim başka nedenlerle Göztepe’nin şampiyonluğuna da, 1. Lige (?) çıkmasına da sevinemiyorum. Ben Şükrü Saraçoğlu’nda, Aslantepe’de,  İnönü’de  sarı basın kartımın yüzüne bile bakmadan, basın tribününün semtine bile uğramadan Göztepeli taraftarlar arasında yerimi alıp sesim kısılana kadar...
Anladınız...
Üstelik içimi acıtan sadece Göztepe de değil. Koca Altay, bizim geldiğimiz yere düştü, Karşıyaka güçbela ortalarda bir yer edinebildi ve biz gelecek yıl Tavşanlı ile lig macı oynayacağız... (Yüce Tanrım, sen bu Göztepeli taraftar kuluna sabır ver e mi ?)
*    *    *
Oh be!.. Hem siyasetten bir yazılık da olsa uzak durdum, hem içimi döktüm, hem de yıllar sonra Göztepemle çaktırmadan öğündüm (Çakmadınız değil mi?)



Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"