19 Temmuz 2019

Gelin, yoğurdu üfleyelim...

Bu ayıplı ceza infaz sistemine son verecek bir yasal düzenleme için AKP'nin anlı şanlı Adalet Bakanı "Meclis tatile girmeden çıkacak" demişti. Anlaşılan Reis'ine danışmadan konuşmuş, erken ötmüş. Meclis tatile girdi

Ne gündü ama...

"Dün"den sözediyorum. Çoğunuz okumuşsunuzdur. O yüzden özetleri sıralamakla yetineceğim.

Batman 2. Ağırceza mahkemesi Ertuğrul Mavioğlu arkadaşım ile Çayan Demirel'e çektikleri Bakur (Kuzey) adlı belgesel film yüzünden herbirine 4,5 yıl hapis cezası verdi. Belgesel film ve 4,5 yıl hapis cezası...

Çelebi böyle olur bizde adalet dediğin...

İyi oyuncu, iyi şarkıcı ve iyi yurttaş Zuhal Olcay'a sahnede şarkı söylerken AKP Reisine hakaret ettiği gerekçesiyle verilen 11 ay 20 günlük hapis cezasını Yargıtay 26. Ceza Dairesi onayladı. Olcay 11 ay 20 gün yurdum hapishanelerinden birinde volta atacak.

Çelebi böyle olur bizde adalet dediğin...

Silivri'de 30. Ağırceza mahkemesi gezi davasının ikinci uturumunda AKP iktidarının rehinesi ve davanın tek tutuklu sanığı Osman Kavala arkadaşımın  626 günden beri süren tutukluluğunun devamına karar verdi. Üçüncü duruşma 8-9 Ekim'de görülecek. Yani. Osman Kavala 82 gün daha Silivri zindanındaki tek kişilik hücresinde voltaya devam edecek.

Çelebi böyle olur bizde adalet dediğin...

Kendi içinde birbirini yiyerek yıllar geçiren CHP İstanbul örgütüne yaşam üfleyen, diri bir örgüte dönüştüren Canan Kaftancıoğlu'na bu başarı ve becerisinin bedelini ödetmeye karar vermiş AKP iktidarı ve yargısı onu dört yıl önce attığı bir kaç twit yüzünden bugün İstanbul 16. Ağırceza Mahkemesi yargıçlarının karşısına dikti. Kaftancıoğlu için 17 yıla kadar hapis cezası isteniyor.  Canan Kaftancıoğlu bugün ilk savunmasını yaptı. Sanırım ileride hukuk fakültelerinde "siyasal savunma" örneği olarak okutulacak. Rahmetli Ümit Kaftancıoğlu arkadaşımın gelinine de bu duruş yakışırdı ve pek yakıştı.

Çelebi böyle olur bizde adalet dediğin...

Yazı "Ne gündü ama" diye başladı. Anayasasında bir hukuk devleti olduğu yazan (Valla öyle yazıyor. İnanmazsanız bir daha bakın) Türkiye Cumhuriyet'inin yargı aygıtı "dün"ü böyle "şanlı" kapattı, deyip yazıyı noktalayacaktım ki hatırladım...

Yargıtay başsavcılığı Cumhuriyet davasında kimi  beş yıldan az, kimi beş yıldan çok hapis cezası alan sanıkların tümünün beraatını talep etti.

Dün öğlenden beri susmayan telefonumda arkadaş, dost, çok tanıdık, az tanıdık onlarca ve onlarca kişi "Gözün aydın beraat ettin, arkadaşların da etti" diye sevinç türküleri söylediler.

Herbirine aynı cevabı verdim ve artık yoruldum:

Beraat filan etmedik.

Sadece Yargıtay Başsavcılığı beraatımızı istedi. Kararı Yargıtay 16. Ceza Dairesi verecek. Bu daire savcılığın ve bizim avukatların beraat taleplerine uyarsa iyi olur; uymazsa kendi bilir.

Ama çok daha önemli bir soru var:

Yargıtay 16. Ceza Dairesi bizim dosyayı ne zaman ele alacak?

Bir ay sonra ? On ay sonra ? Çıkmaz ayın son çarşambasında?...

Belli değil.

Benim ve benim durumumdaki ağır hapis yemişler için dert değil. Biz nasıl olsa hapiste değiliz. Ama altı can arkadaşım beş yıldan az ceza yedikleri için Kandıra F Tipi'nde volta atıyorlar.

Bu ayıplı ceza infaz sistemine son verecek bir yasal düzenleme için AKP'nin anlı şanlı Adalet Bakanı "Meclis tatile girmeden çıkacak" demişti. Anlaşılan Reis'ine danışmadan konuşmuş, erken ötmüş. Meclis tatile girdi. Bizim 6 arkadaşımız da Meclis'in açılışına kadar Kandıra F tipi voltasına devam edecekler. (Eğer Yargıtay 16. Ceza Dairesi bir "tedbiren  tahliye" kararı vermezse...)

Bizim dava mutlu sona ulaştı diye sevinenlerin tümüne tek cümleyle bir uyarı yapıp bu Tırmık'ı noktalayayım:

Gelin hemen sevinmeyelim ve hep birlikte yoğurdu üfleyelim...

*   *   *

Önemli not: Yukarıda Cumhuriyet davası sanıklarının tümü dedim. Yanlış. Emre İper arkadaşım hariç. Yargıtay savcısı onun hapis cezasının onaylanmasını münasip görmüş.

O konuda münasip bir cevabım var. Ama iki satıra sığdırmam. Yani yarına...

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim