29 Mart 2019

Evet, yapabiliriz, çünkü yapmalıyız...

Ankara ve İstanbul'da 25 yıllık saltanatın sona ermesinin AKP ve Reisi için "Dönüşü olmayan iniş" anlamına geleceğini biliyorum

Amerika Birleşik Devletleri’nde devletin iktidarın en tepesine bir karaderili seçilecek denseydi çok az kişi inanırdı.

Ama seçildi.

Kitleler önce alanları doldurdular ve haykırdılar: Yes we can!.. (Evet, yapabiliriz).

Ardından sandık başına koştular ve gerçekten de yapabildiler. Bir karaderiliyi ülkelerine başkan seçtiler.

(Evet evet, tam dudak büzüp dediğin gibi burjuva demokrasisinden söz ediyorum. Rahatla ve yazıyı okumaya devam et)

Karaderili Barack Obama ABD'ye başkan seçilince dünya jandarması barış meleği kesilmedi; küresel sermaye büyümeye ve ülkeleri ve halkları yoksullaştırmaya devam etti; silah ve enerji ve kimya ve ilaç ve finans tekellerinin beli kırılmadı; devrim filan da olmadı.

Ama yine de ırkçılığın beşiklerinden ABD'de bir karaderilinin başkan seçilmesi seçmenlerin ve seçmenliğin gücüydü, demokrasinin zaferiydi.

*   *   *

Şimdi sıra biz de.

Evet yapabiliriz. Çünkü yapabilmek zorundayız.

Karşımızda seçime iki gün kala "Mardin'de karşı tarafın bir adayı var. 3-5 sene bekleyemeyiz. Şimdi bütün bunlarla ilgili GBT'leri hazır olarak elimizde tutuyoruz, seçim sonucuna göre adımlarımızı atacağız" diyen, diyebilen bir Cumhurbaşkanı var.

Neymiş?

 "Seçim sonucuna göre adımlar atılacak"mış. Yani Mardin'de Ahmet Türk seçilemez de Reis'in adamı kazanırsa sorun yok; Ahmet Türk günlük yaşamına devam edecek. Ama Ahmet Türk Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı seçilirse AKP Reisinin elinde GBT (Genel Bilgi Tarama) raporları var. Ahmet Türk hemen görevden alınacak, Mardin'e bir kayyım atanacak, seçilmiş başkan da alelacele yazılmış bir savcı iddianamesi ile yargıç karşısına dikilecek...

İşte bu yüzden, tam da bu yüzden "Evet yapabiliriz" demek ve yapabilmek zorundayız.

Karşımızda "Ben ekonomistim" diyen, diploması var mı yok mu bilinmeyen biri var ve miting meydanında naralanıyor:

- Ağızlarından düşmeyen tek şey var: İşsizlik, işsizlik, işsizlik. Doğru. İşsizlik de var. Ama sen yüzde 12 işsizliği konuşuyorsun da yüzde 88 iş sahibi olmayı niye konuşmuyorsun.

 İşte bu yüzden, ülke ekonomisinin ipleri böyle bir kafanın elinde olduğu için "Evet yapabiliriz" demek ve yapabilmek zorundayız.

İmam ile cemaatın ilişkisi de hemen her gün somutlanıyor.

Biri yurttaşlara "Trene bakan şeyler gibi bakıyorlar" diyor. Yurttaşa öküz diyene kentin bakanlık da yapmış kadın belediye başkanının tepkisi gülmekten ibaret. Günler sonra da "gürültüden duymadım" diyor, yurttaşa öküz diyen da "Sözlerim maksadını aştı" deyip lafı kıvırmayı bile beceremiyor.

İmamın bakanlarından biri muhalefet kanadını toptan tanımlıyor. Alandaki kalabalığa "Bu adilere sandıkta gereken cevabı verecek misiniz" diye soruyor ve bunun adı "demokratik seçim propagandası" oluyor.

İşte o "imamın cemaatı" yüzünden de "Evet yapabiliriz" demek ve yapabilmek zorundayız.

*   *   *

Hayır, düş kurmuyorum. 1 Nisan günü bu ülkede iktidarı ele geçirmiş siyasal İslam’ın temsilcilerinin iktidarlarını sürdüreceklerini elbette biliyorum. Bunun bir yerel seçim olduğunun elbette farkındayım.

Ancak toplam oylardaki oranın kıl payı bile olsa değişmesi, AKP-MHP (suç)ortaklığının geride kalmasının anlamının bir yerel seçimin çok ötesinde olduğunun da farkındayım…

Ülke nüfusunun dörtte birinden fazlasının yaşadığı Ankara ve İstanbul belediyelerinde 25 yıllık siyasal İslam saltanatının sona ermesinin AKP ve Reisi için "Dönüşü olmayan iniş" anlamına geleceğini de biliyorum.

Böyle bir sonuçla karşılaşmamak için akla gelebilecek her türlü şeytanlığa, suça başvurulacağı da açık.

Buna rağmen: Evet yapabiliriz !..

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"