21 Aralık 2021

Evet, anırsalar da anırmasalar da…

Hapırsanız da köpürseniz de bu ülkede satın alamayacağınız, boyun eğdiremeyeceğiniz, başının gölgesini önüne düşürmeyecek yurttaşlar var ve onlar çok, tahmin edemeyeceğiniz kadar çok

Anlaşıldı, bize aklının erdiği, dilinin döndüğü, kaleminin elverdiği kadar ülke üstüne, dünya üstüne analizler ya da okur kadar yazarı da eğlendirecek uçarı yazılar yazmak bir süre daha, ne kadar süreceğini bilemediğimiz bir süre daha nasip olmayacak.

İstanbul'un akşam trafiğinde tampon tampona 2 saat 20 dakika süren mutlu bir zaman geçirdim. Arabanın radyosundan önce bir Chopin dinledim; ardından Radyo Voyage'nin daldan dala dünya müziklerinin büyüsüne geçtim…

Ne çare ki trafik eve yaklaşınca açıldı ve üstelik evin pek yakınında bir park yeri de buldum. Eve böyle girdim.

Giriş kapısından bakınca tam karşıda televizyon aygıtı var. Açıktı. Ekranda o vardı: Büyük ekonomi dehası Recep Tayyip Erdoğan ve…

Ve ekranda nal gibi harflerle bir de cümle:

Anırsalar da anırmasalar da elhamdülillah biz doğru yoldayız…

Kalakaldım.

Sonra ayakkabılarımı çıkarmadan (bizim evde bu yüzden fırça yersin), paltomu da çıkarmadan, ellerimi de sabunla uzun uzun yıkamadan (bu yüzden de fırça yersin) bilgisayarı açtım ve klavyeyi dövmeye başladım.

Şu anda işte o Tırmık'ı okuyorsunuz…

* * *

Demek anırsak da anırmasak da siz doğru yoldasınız öyle mi?

İyi. Dileyen bu "doğru yol" mavalıyla pembe düşler göredursun; dileyen bu "doğru yol" sayesinde kesesini, kasasını tıka basa dolduruyor olsun; dileyen üç beş ay sonra ulaşılacak nurlu ufuklar masalını dinleyip mutluluk günlerinin düşünü göredursun; dileyen internete çok dolandı ama belki de görmeyen kalmıştır diye bu yazının göbeğine gömdüğüm hınzır mı hınzır bir zekânın ürettiği fotoğrafa bakıp güledursun…

Ama ilgili zatın ve zatların haberi olsun.

Bu ülkede anırsanız da, anırmasanız da, savcılarınızın karşısına dikseniz de dikmesenizde, mapus damına tıksanız da tıkmasanızda özgürlükleri inatla, ısrarla savunacak genç ve yaşlı, kadın ve erkek, Türk, Kürt, Ermeni, Rum, Yahudi, Arap, Süryani, Ezidi, Çerkes, Pomak, Arnavut yurttaşlar var.

Bu ülkede anırsanız da, anırmasanız da demokrasiyi göstermelik olmaktan adım adım çıkaracak, ete kemiğe büründürecek yurttaşlar var.

Bu ülkede anırsanız da anırmasanız da hukuk devletini bir anayasa maddesinde unutulmuşluktan çıkarıp devlet yönetiminin vazgeçilmez, çiğnenemez bir temel ilkesine yükseltmeyi sağlayacak ve bir daha geri adım atılmasını ne pahasına olursa olsun önleyecek yurttaşlar var.

Bu ülkede anırsanız da anırmasanızda yargıyı "AKP yargısı"na çevirenleri mutlaka yargılamaya kararlı yurttaşlar var.

Son söz: Anırsanız da anırmasanız da, hapırsanız da köpürseniz de bu ülkede satın alamayacağınız, boyun eğdiremeyeceğiniz, başının gölgesini önüne düşürmeyecek yurttaşlar var ve onlar çok, tahmin edemeyeceğiniz kadar çok.

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"