04 Ocak 2014

Doğru soru: Kimleri çağırmadı !

Erdoğan’ın basını bilgilendirme toplantısına çağırılan meslektaşlar değil çağrılmayanlar listesi daha önemli

Başbakan Erdoğan’ın dünden beri duyurusu yapılan Dolmabahçe’de buluşacağı gazete yazarları ve sivil toplum kuruluşları toplantısına kimlerin katıldığı, yani kimlerin çağrıldığı bugünün (Cumartesi) merakla beklenen sorusuydu.

Soru cevabını öğle saatlerinde buldu: Hükümete yakın, çok yakın ve en yakın duran gazetelerden yazarlar çağrılmıştı. Cemaat medyası denen kesimden de çağrılan yazarlar vardı ama onlar Cemaat’ın görüşlerini seslendiren yazarlar olarak tanınmıyorlar.

Ben tek tek saymayacağım. T24’ün haberine tıkladığınızda liste önünüze çıkacak ve göreceksiniz.

Yine Hükümet’e yakın durmayan gazetelerden (Mesela Hürriyet, Radikal) çağrılanlar da  “Tayyip Erdoğan’ın sevmediği, sevmeyeceği ”  yazarlar olmamasına özen gösterilmişti.

Bu besbelli ki Erdoğan’ın tercihi. Yazı günüm olmadığı halde oturup kısa bir yazı yazmaya beni zorlayan da zaten bu tercih.

Bu tercih ise bir zihniyetin yansısı.

Kestirmeden söyleyeyim: Erdoğan’ın basını bilgilendirme toplantısına çağırılan meslektaşlar değil çağrılmayanlar listesi daha önemli.

Çünkü “çağrılmayanlar listesi” Erdoğan’ın kişiliğinde artık AKP’nin de resmi çizgisi haline gelmiş o zihniyeti pek güzel yansıtıyor.

O zihniyet Erdoğan’ın demokrasi kültürünün (“kültürsüzlüğünün” diye de okuyabilirsiniz) bir sonucu.

Yolsuzluklar üstüne doğru dürüst bir söz söylemeden, söyledikleri sade suya tirit ayrıntılardan ibaretken yine o bildik “Bana karşı uluslararası bir komplo,bir hükümeti devirmeyihedefleyen bir darbe girişimi” edebiyatına sarıldı ve çağırdığı meslektaşlara adını koymadan “Bu noktaya vurgu yapın. Yolsuzluklara ve onu izleyen polis ve yargıdaki hallaç pamuğu konularına bulaşmayın” demişoldu. Çağrılı meslektaşlar bu dolaylı tavsiyeye uyacaklar mı,uyacaklarsa ne kadar uyacaklar göreceğiz.

Ama kabul edin ki çağrılmayan ve eğer toplantının amacı yazarları, yorumcuları bilgilendirmek ise (ki öyle tanıtıldı) bilgilenmelerine ihtiyaç duyulmayan gazeteciler de Dolmabahçe’de olsalardı toplantının pek şenlikli geçeceğini tahmin etmek için kâhin olmak gerekmiyor.

Şenlikli olacaktı bu kesin. Ama Başbakan’ıhiç de mutlu etmeyecek bir toplantı olacağı da kesindi.

Çağrılmayan meslektaşlar ne düşünür bilemem. Ama bizim T24’den mesela Doğan Akın, Nuray Mert, Hasan Cemal, Murat Sabuncu ve ille de ben ( :) ) katılsaydık…

Cümleyi bilerek bitirmedim. Onun yerine terzi Sadık’ın pek sık kullandığı bir halk deyişini aktaracağım. Gerisini siz getirirsiniz artık.

Terzi Sadık söylerdi:

- Yerden göğe küp dizseler, en alttakini çekseler,seyreyle sen gümbürtüyü…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"