14 Ocak 2019

CHP'ye şey etme, sonra şey olur...

"Meclis Başkanı'nın istfa etmeden İstanbul'a AKP'nin belediye başkan adayı olması Anayasaya aykırılıktan da öte bir temel hukuk suçudur."

Yazının başlığını çok yıllık CHP'li bir çocukluk arkadaşım telefonda bana söyledi. Ben de aynen size aktardım.

Bir hal hatır sorma telefonuydu.

- N'apıyon efe ?

- Eyiyim efe... Yazıya oturdum ama daha başlamadım.

- Ne yazcen ?

- Daha karar vermedim ama, şu CHP'nin  seçime giderkenki hallerini yazıp şurasından burasından tırmıklasam mı diyorum.

- Aman ha etme ?

- Ne etmiyem oğlum ?

- Bugünlerde CHP'ye şey etme, sonra şey olur...

- CHP'ye şey etmeyim ama AKP'ye şey edeyim he mi ?

- Nasıl da bildin bizim oğlan.

Devamı su katılmamış Ödemiş ağzıyla bir Ödemiş geyiği. Aktarmasam da olur.

*   *   *

Benim içimdense artık AKP'ye de, Reis'ine de "şey demek de" gelmiyor.

Meselâ AKP Reisi'nin İstanbul'a belediye başkanı olarak münasip gördüğü Binali Yıldırım'dan son incisini hatırlayın: Seçim bir siyasi faaliyet değildir!.. 

Bu lâfın "şey edilecek şeyi" mi kalmış?

"Gerdek gecesi  bir cinsel faaliyet değildir" demiş olsa yine bir kulp bulunabilir. "Damatla gelin düğündü, nikahtı, danstı derken çok yorulmuşlardır, gece başbaşa kaldıklarında, 'Yav öldük bittik. Bu gece vurup kafayı uyuyalım. Yarın gece ş'aparız' demişlerdir" gibi bir "kulp"a kimin ne itirazı olabilir ki ?

Ama "Seçim bir siyasi faaliyet değildir" cümlesine ne kadar "kulp" ararsanız nafiledir. Bulamazsınız.

Ya peki, Türkiye, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü 142 gazetecinin cezaevinde olduğu koşullar altında karşılarken AKP Reisinin sözlerine ne dersiniz?

"Son 16 yılda ülkemiz genelinde hayata geçirilen reformlar, Türk basınının zenginleşmesine, çeşitlenmesine, daha demokratik ve özgürlükçü bir yapıya kavuşmasına vesile olmuştur

Böyle bir cümle "şey" eden"birine "şey" etmenin herhangi bir anlamı olabilir mi?

*   *   *

Yazının geldiği noktadan anlaşılıyor. Niyetim AKP'ye de, Reisi'ne de "Onlara doktor ne yerse yesin" demiş deyip CHP'ye "şey" etmek...

İşe yarar mı ?

Bilmiyorum.

Üç yıl önce, 2016 Nisan'ında ağırlıklı olarak HDP'li ve bir kaç da CHP'li milletvekilinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına ilişkin AKP'nin önerisiyle ilgili Kılıçdaroğlu'nun "Anayasa'ya aykırı düzenleme geliyor buna rağmen evet diyeceğiz" dediğini nasıl unutabiliriz.

O zaman da epey "şey" etmiştik ama CHP bildiğini okumuş, Anayasaya aykırı davranmakta bir sakınca görnmemişti.

Peki şimdi ne olacak?

Meclis Başkanı'nın istfa etmeden İstanbul'a AKP'nin belediye başkan adayı olması Anayasaya aykırılıktan da öte bir temel hukuk suçudur. Anayasa yok ediliyor, uygulamadan kaldırılıyor.

Ana muhalefet partisi olarak CHP'nin bu durumda yeri göğü .birbirine katması, gerekirse seçimleri boykot ederek Anayasayı savunması beklenir.

Oysa CHP lideri yürekler acısı bir ciddiyetsizlikle "Seçimi kaybedeceği için hiç olmazsa Meclis Başkanlığı koltuğumu kaybetmeyeyim diye istifa etmiyor" buyurdu.

Ülkede Anayasa yok ediliyor, Anayasa fiilen uygulamadan kaldırılıyor ve sosyal demokrat CHP'nin lideri "siyasal magazin" ile bunu geçiştiriyor.

Bitmedi.

CHP'nin İstanbul Belediye Başkanı adayı Ekrem İmamoğlu, Anayasayı pervasızca çiğnemiş bir siyasal partinin genel başkanına ne akla hizmetse "nezaket" ziyaretinde bulunuyor; o zatın İstanbul'u beton cehennemine çevirdiğini unutmuş, onun deneyimlerinden yararlanmak için bu ziyareti yaptığını belirtiyor.

Eleştirilince de adeta posta koyuyor:

Benim tarzım bu (.....) birileri doğru bulmuyor, beğenmiyor diye -kimse kusura bakmasın- tarzımı değiştirecek değilim.

Peki şey etmeyelim, madem tarzı buymuş, tarzına devam etsin.

Etsin de şu  sözlerini de "şey" etmemek mümkün mü ?

Meclis Başkanının istifa etmeden belediye başkan adayı olması konusuda ne düşündüğü sorulduğunda cevap veriyor:

"İstifa konusu sayın Meclis Başkanı'nın takdiridir. Yasal konular var, anayasanın maddeleri var, kime ne hak tanıyor ne tanımıyor, işin o yönünü ben bilemem..."

Türkiye'nin beşte birinin yaşadığı İstanbul kentinin yönetimine talip olan bir siyasetçi "işin o yönünü bilmiyor"muş.

Şimdi "İşin o yönü dediğiniz Anayasa'nın pervasızca, gözlerinizin içine baka baka yok sayılmasıdır. İşin bu yönünü bilmiyorsunuz ve İstanbul'u yönetmeye talipsiniz öyle mi" diye sorsam.

CHP'ye şey etmiş mi olurum ve o zaman CHP şey mi olur?

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim