Evet, bu bir açık mektup, çünkü "CHP’ye oy veren Atatürkçüler"e başka türlü seslenemem. Onlar dışında kalan, sandığa gitmeyen, İyi Parti’ye, MHP’ye, Doğu Perinçek’in partisine oy veren "Atatürkçüler"e ise söyleyecek sözüm zaten yok.
Sanırım hepiniz önümüzdeki seçimde AKP’nin azınlıkta kalmasını, MHP desteğiyle bile iktidarı elinde tutamamasını istiyorsunuz. Yine sanırım, hatta eminim, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP Reisi Tayyip Erdoğan’ın yeniden seçilmesini asla istemiyorsunuz.
Gelin hep birlikte çok yalın aritmetik verilere dayanan bir hesap ve durum değerlendirmesi yapalım:
Anayasa’ya göre bir adayın cumhurbaşkanı seçilebilmesi için oyların "yarısından bir fazlası"nı alması lâzım. Buna "yüzde 50+1" formülü deniyor.
Ülkeyi adım adım tam bir "otokrasiye" (tek adam yönetimine) götürmüş olan Tayyip Erdoğan bu yüzde 50 +1’i tutturamayabileceğini şimdiden görüyor. O yüzden cumhurbaşkanı seçiminden önce yüzde 50+1 formülünden vazgeçip "adaylar arasında en çok oy alan cumhurbaşkanı olur" gibi bir yasal ya da anayasal değişiklik yaparak ayıp bir yol arar. Ararsa bulur da.
Ama o koşulda da "Gelin yalın aritmetik verilere dayanan bir hesap" yapalım önerimin değişmesi gerekmiyor.
Şimdi…
Parayı veren partinin istediği sonucu elde eden(!) "Kamuoyu araştırma şirketleri"ne boş verelim. Şu anda resmen açıklamasalar da güvenilir, parayı verenin değil, gerçeğin yanında duran kurumların söyledikleri, açıkça söylemedilerse güvendikleri gazetecilerin kulaklarına fısıldadıkları sonuçlar var.
AKP, dolayısıyla onun Reisi yüzde 30 ile yüzde 38 arasında bir oy desteğine sahip. Bu, seçimi kazanamaz; Reisini de cumhurbaşkanı seçtiremez demek.
Tamam, geleceğinden hiç kuşkum olmayan MHP desteği var. Ama o da barajı aşabilirse anlamlı ve aşsa bile kıl payı aşacak. Bu durumda MHP desteği de sonucu değiştirmiyor.
* * *
Durun rahatlamayın!..
Madalyonun öteki yüzüne bakalım şimdi.
CHP yine aynı kaynaklara göre yüzde 22 ile yüzde 30 arasında bir oy desteğine sahip. Eğer barajı aşabilirse "Millet İttifakı"nın öteki partisi İyi Parti’yi de katın; CHP, AKP Reisi’nin ve koltuk değneği MHP Reisi’nin alabileceği oylara yine yetişemiyor.
Yani aritmetiğin dört işleminin tümünü uygula, topla, çıkar, böl, çarp nafile. HDP seçmeninin desteğini almadan ne iktidarı AKP’den, ne de Cumhurbaşkanlığı koltuğunu Tayyip Erdoğan’dan almak mümkün değil.
Bu İstanbul Belediye seçiminde de kanıtlandı. HDP oyları olmasaydı Ekrem İmamoğlu tekrarlanan seçimi tartışma götürmez bir farkla kazanıp AKP’yi de, Reisini de dut yemiş bülbüle döndüremezdi.
* * *
Biliyorum bu gerçek sizin hoşunuza gitmiyor. Sizleri tanıyorum. Epey iyi tanıyorum. Cumhuriyet gazetesinde önce 10 yıl, sonra 4 yıl çalıştım ve bu toplam 14 yıl boyunca sizlerden biraz ve bazen övgü, daha da çok sövgü derledim. Yani sizleri sahiden iyi tanıyorum.
Cumhuriyet okurları içinde siz "Atatürkçüler"in büyük ağırlığı var.
CHP içinde de siz "Atatürkçüler"in ağırlığı var. Kiminiz parti üyesisiniz, kiminiz seçmeni. Ama ağırlığınız tartışılmaz.
Biliyor musunuz, yukarıda yaptığımız aritmetik hesabı CHP’nin tepe yönetimi de yapıyor ve aynı sonuca varıyor. Onlarla meslek gereği her konuştuğumda HDP desteği alınamadan AKP’den iktidarı, onun Reisinden cumhurbaşkanlığı koltuğunu alamayacakları gerçeğini pek iyi bildiklerine tanık oldum.
Ancak aynı tepe yönetim, parti içinde siz "Atatürkçüler"in de seçmen olarak ağırlığınız olduğunu biliyor ve HDP’den bu yüzden uzak duruyorlar.
Yani HDP’den oy desteği alalım derken, sizlerin oylarını kaybetmekten korkuyorlar.
Yani ister istemez CHP’de bir tür kilit konumundasınız.
* * *
Bakın bu yazıda HDP üstüne tek cümle kurmadım. Sizlerin bu konudaki "önkabul"lerinizi biliyorum. Cumhuriyet’teki 14 yıl boyunca bunlara defalarca ve defalarca tanık oldum, hedef oldum.
Diyelim HDP, PKK’nin uzantısı.
Değil ama diyelim öyle.
Diyelim HDP şiddeti, silahlı mücadeleyi reddeder gibi görünüyor ama aslında reddetmiyor.
Değil ama diyelim öyle.
Yine de yukarıdaki yalın, sade, soğuk, sizler için üzücü aritmetik sonuç değişmiyor.
CHP ve ittifaklarının oylarına HDP oyları eklenemezse AKP iktidarda kalacak, Tayyip Erdoğan da Beştepe Sarayı’nda hüküm sürecek.
Bu açık mektup sizlere ulaştı. Şimdi sıra sizde. Düşünün ve karar verin.
Önünüzde iki seçenek var.
Hangisini seçiyorsunuz?