Parmak hesabı yaptım: CHP siyasal ve ideolojik olarak “Ortanın solu”nda olduğunu ilan edeli tastamam 56 yıl geçmiş. Çizgisini “Ortanın solu” gibi bulanık bir terimden “sosyal demokrat” gibi evrensel geçerliği olan bir kavramla tanımlaması ise 1976’da sosyal demokrat partilerin küresel örgütü “Sosyalist Enternasyonal”e üye olmasını veri kabul edersek 45 yıl geçmiş.
O gün bugün, CHP içinde gerçekten sosyal demokrasinin ilkelerini benimseyen değerli, saygın üyeler ve yöneticiler kadar kendine sosyal demokrat diyen ama aslında “Türk milliyetçisi” bir ideolojiyi savunan, “devlet kapitalizmini” solculuk sanan üye ve yöneticiler de var olageldi.
Bu iki “uzlaşmaz” kanat arasındaki çekişme, bazan itiş kakış o gün bu gündür sürüyor.
Yani CHP 56 yıldır sosyal demokrat olmaya çalışıyor ve olamıyor.
Belki bir gün olur…
* * *
Şu günlerde CHP yine ve yeni bir sosyal demokratlık sınavında. Bu sınavda çakar mı, bütünlemeye mi kalır yoksa geçer not alır mı bilinmiyor. En azından bu yazı yazılırken bilinmiyordu.
Yeni sınav dediğim, “sosyalist enternasyonal” üyesi CHP’nin eski milletvekili ve şimdi Bolu Belediye Başkanı… Şimdi Google girip adını aratmayın bana. Önemli olan Bolu gibi bir kentin CHP’li belediye başkanı olması. İşte bu zat CHP’yi bir kez daha bir sınavın eşiğine getirdi.
Herhalde hepiniz okudunuz, biliyorsunuz, bu zat Bolu’daki Suriye ağırlıklı göçmenlerle ilgili kararını geçtiğimiz günlerde açıkladı:
“,,,Arkadaş, yardımı kesiyorsun gitmiyorlar. 'İş yeri ruhsatı vermiyorum' diyorsun gitmiyorlar. Biz yeni önlemler almaya karar verdik. (…) Türk vatandaşıyla yabancı uyruklu vatandaş aynı fiyattan suyu kullanamayacak. 10 kat suya, 10 kat da katı atık vergisine zam yapacağız”
Kaçınılmaz tepkiler karşısında Bolu Belediyesi'nin CHP’li başkanı açıkça kostaklandı, “Sözümün arkasında duruyorum” diye meydan okudu. Köroğlu’nun dağlara çıkmasına yol açan Bolu Beyi bile bu kadar “Astığım astık, kestiğim kestik, çaldığım düdük” diyebiliyor, böylesi kararlar verebiliyor muydu bilmiyorum.
CHP’li Boyu Beyi Haber Türk’te Ebru Baki meslektaşımızın programına konuk oldu ve “sözünün arkasında durmayı” şöyle açıkladı:
“…Öncelikle şunu hatırlatayım, ben hukukçuyum. Dolayısıyla hukuka aykırı bir işlem tesis etmeye hazırlanmıyoruz. Tamamen hukuka uygun. Yasa bize buna izin veriyor….”
Bolu Beyi anlaşılan hukuk fakültesi diplomasına sahip olmayı “hukukçu” olmak için yeterli sanıyor. Çünkü yapacaklarına “yasa izin veriyor”muş.
Valla, yasa dedikleri bir şeylere izin veriyor olabilir. Meselâ liman inşaatı için İkizdere doğasını yok etmeye yasa izin verebilir. Ama bu hukuk demek değildir. Hukuk adalet, insan hakları gibi bileşenlerle anlam kazanan, insanlığın yüzlerce (binlerce?) yıllık birikimlerinin ürünü olan evrensel hukuk ilkeleri ile bütünleşmiş bir kavramdır.
Türkiye’de göçmenlik ya da iltica haklarını düzenleyen bir takım yasalar var. Olması gereken yasaların çoğu da yok. Türkiye’nin iltica hukukunu belirleyen 1951 Cenevre Konvansiyonu’nda imzası var. Gel gör ki pek çok evrensel ve uluslararası kural ve ilke Türkiye’de uygulanma alanına sahip olmayabiliyor, yok sayılabiliyor.
Neyse…
İşimiz Boyu Bey’in’ne yasa devleti ile hukuk devleti arasındaki yaşamsal farkı anlatmak değil. Bu açıdan kendisi daha önceki incileri ile birlikte düşünürsek bir “umutsuz vaka”dır.
Yani geçelim.
İşimiz Bolu Beyi’ne yasa devleti ile hukuk devleti arasındaki yaşamsal farkı anlatmak değil. Bu açıdan kendisi daha önceki incileri ile birlikte düşünürsek bir “umutsuz vaka”dır.
Yani geçelim.
Ama CHP’ni yeni sınavını geçmeyelim.
“Türk milletine ben bunu borçluyum" diyen partili bir belediye başkanının görüşlerini “sosyalist enternasyonal” (Evet: Enternasyonal) üyesi CHP benimsiyor mu, yoksa açıkça ret mi ediyor?
Sınav dediğim bu.
Şimdilik Seyit Torun’dan okkalı ve ilkeli bir ret açıklaması geldi.
Benim için, T24 okuru pek, ama pek çok kişi için böyle bir sınav söz konusu değil. (Umarım yanılmıyorum)
Oysa CHP için sahiden ciddi bir sınav.