29 Ocak 2019

CHP çok büyük hata yaptı, çoooook...

Aday açıklamakta bu anlamsız aceleye hiç gerek yoktu

Evet, başlıktan belli, CHP'den söz edilecek. Yerel seçimler öncesi fokur fokur kaynayan, önceki geceden beri toz dumana karışmış CHP'den...

CHP yönetimi büyük hata yaptı. Çok büyük hata yaptı. AKP - MHP (suç) ortaklığının gazına geldi, seçimlere daha iki ay varken belediye başkanı adaylarının hemen hemen hepsini açıklayıverdi.

Parti karıştı. Karışır elbet.

CHP ultra Türk milliyetçilerinden sahici sosyal demokratlara kadar, yani aynı parti çatısı altında olamayacak kadar farklı siyasal ve ideolojik çizgilerin içinde at koşturduğu bir parti.

Her çizgi belediye başkan adayının nasıl biri ve kim olması gerektiği konusunda fikir ve karar sahibi. Oysa her kent ve belde için tek belediye başkan adayı gösterilmesi gerekiyor. Öyle olduğu için de önceki günden beri CHP'de toz dumandan göz görmüyor. Nüfusun beşte birinin (eğer dörtte bir değilse tabii) yaşadığı İstanbul gibi bir kent azmanının il başkanı adaylar belli olunca istifayı basıyor, zor bela vazgeçiriliyor. Aday belirleyecek Parti Meclisi toplantısı 18 (Yazıyla: On sekiz) saat sürüyor. Toplantı sırasında ve sonrasında kızan kızana, küsen küsene, istifa eden edene...

Oysa bütün bunlara gerek yoktu.

Aday açıklamakta bu anlamsız aceleye hiç gerek yoktu. CHP tepeleri bütün belediye başkan adaylarını Yüksek Seçim Kurulu’nun tanıdığı son gün, yani 21 Şubat Perşembe günü açıklar parti içinde itirazı olanlara "Artık çok geç kardeş. Artık istesek de değiştiremeyiz. İnşallah bir başka seçimde konuşuruz bunları artık" der, ellerini yıkar, işi bitirirdi.

Ama bu basireti, ustalık gerektiren siyasal manevrayı düşünemediler, beceremediler ve seçime daha 60 gün kalmışken adaylarını açıklayıverdiler.

Yuf yani...

*   *   *

Haydi itiraf edin: Saçmaladığımı düşündünüz değil mi?

Yanlış düşünüyorsunuz ama...

Daha yerel seçim sürecinin başlarında iken CHP tepeleri seçim stratejilerini belirlemişlerdi. Bu dahice(!) strateji tek ve kısa bir paragrafla özetlenebilir:

Bu seçim CHP ve CHP dışı seçmenler açısından AKP'nin ve onun Reisi'nin 16 yıllık iktidarını sonlandırma sürecini başlatacak bir seçim darbesidir.  O yüzden bütün bu seçmen kitlesi ister gönüllü, ister gönülsüz bize yani CHP'ye oy vereceklerdir. Belediye başkan adayının kim olduğu burada hiç bir önem taşımamaktadır.

Elbette CHP tepeleri, sözcüleri, önderleri yukarıdaki özetleme paragrafındaki gibi konuşmadılar. Alladılar, pulladılar. Adaydan, sosyal demokrat belediyecilikten filan söz etmeden "Biz iyiyiz, AKP kötü. İYİ parti iyi, HDP zararlı" diye bağırıp çağırdılar.

E peki durup dururken partinin içini (seçmen kitlesini değil, partinin içini) karıştıracak, küslüklere, istifalara yol açacak aday açıklamalarına ne gerek vardı.

*   *   *

Peki şimdi ne olacak?

Hiiiç...

CHP içinde hangi çizgiden gelmiş olurlarsa olsunlar, belediye başkan adayı ilan edilenler seçimi kazanmak için kolları sıvayacaklar. Gerizekalı değillerse "Millet ittifakı" adı altında allanan pullanan İyi Parti ortaklığının oy hesabında ciddiye alınacak bir kıymeti harbiyesi olmadığını bilecekler. Bildikleri için de AKP'li ya da MHP'li rakiplerini alt edebilmenin tek yolunun o seçim çevresindeki Kürt ve sosyalist oylarını almaktan geçeceğini görecekler; onlara "Mutlaka sandığa gidin ve bu seçimde HDP'ye oy vermeyin, CHP adayına oy verin" diyecekler...

Veeee...

"Veeee"den sonrasını artık siz tamamlayın.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim