15 Ekim 2013

Bayram yazısı niyetine…

Binlerce yıldan bu yana alabildiği yol insan yerine hayvan kurban etmekten ibaret kalmış

Kaç defa usta fırçası yedim. Yazıyı getirip önlerine koyduğumda kaş çatılırdı:

- Oğlum bu ne bu? Bugün arife, yarın bayram. Gazetede haberciler  “Emekli maaşları bayramdan önce ödenecek” haberini atlayamaz, yazarlar bayram yazısını ihmal edemez…Yani bu yazı çöpe gider. Sen otur bir bayram yazısı yaz…

“Abi bana her gün bayram” diye göğüslemeye çalışırım; sökmez. Oturur oflaya puflaya bir bayram yazısı döktürürüm. Ne ben yazarken keyif alırım, ne okur okurken…

Bereket  kıdemli gazeteci sayılmaya başladım. Hayatta kalan ustalarım artık bana dokunmuyorlar. T24’te ise zaten kimsenin kimseye karıştığı yok. Karışılsa T24’ün T24 olmayacağı hepimizin bilincine kazınmış.

Yani, yaşasın istediğini yazma, yazabilme özgürlüğü!..

                                                       *    *    *

Oturup “Kurban bayramınız mübarek olsun” diye bir yazı niye yazılır ki?

Hazreti Muhammed’den çok önce, Hazreti İsa’dan da, Hazreti Musa’dan da çok çok öncelere dayanan bir dinsel ritüel bu. Binlerce yıldan bu yana alabildiği yol insan yerine hayvan kurban etmekten ibaret kalmış.

21. Yüzyıl'da hâlâ bir ibadet olarak kabul edilmesi benim kavrayabileceğim bir “inanç buyruğu” değil.

“Senin inancın bozuk” diyenlere “Yok ki bozuk olsun” derim. Karşımdakine söylenecek laf bırakmam…

Eh, “Nerde o eski bayramlar” diyen o örümcek bağlamış bayram yazıları da benden uzak olsun. “Annem kurban kavurmasının üstüne sarmısaklı yoğurt dökerdi, ailecek sofraya çökerdik” gibi anılar da bana keyif vermiyor.

Ben Ege çocuğuyum. Yani insanların etobur değil, otobur kanadındanım.

Yağ denince zeytinyağını anlarım ve doğadaki otların çoğunun yenebileceğini, hem de çok lezzetli olduklarını bilenlerdenim.

Bu bayram sabahı kahvaltı niyetine az haşlanmış “turpotu”nun üstüne sarmısak, sirke ve bol zeytinyağı döküp taze ekmeği bana bana yemek gibi niyetlerim var ve yazarken bile ağzım sulandı…

“E canım yine de bayramdır işte. Büyükler ziyaret edilir, eller öpülür, dostluklar tazelenir, bayram sevinci yaşamak iyidir” filan gibi açıklamalar da içimi ısıtmıyor.

Biz gazeteci milleti için bayram “Bayram gazetesi” çıktığı zamanlar bayramdı. Bayram sevinci de “günlük gazeteyi (tek gazeteyi) Gazeteciler Cemiyeti çıkaracak. Biz de tatil yapıp tembellik tanrıçası ile kırıştıracağız” demekti.

Gel gör ki gözünü toprak doyurası medya patronları bayram gazetelerini gömdüler. Bir yandan hiç sevmedikleri gazeteci örgütlerinin gelirlerini kısmanın keyfini yaşadılar, bir yandan da yılın 365 günü gazete satarak, bayramlarda ise satışın yanı sıra “Akraba, dost ve müşterilerimizin mübarek kurban bayramını kutlarız” diyen ve hep bunu diyen reklamlardan keselerini, kasalarını doldurdular.

Oysa ben Ramazan Bayramı'ndan çok Kurban Bayramı'nı severdim. Çünkü birincisinde iki, Kurban Bayramı'nda ise üç gün tatil yapardık.

Bugün Kurban Bayramı ve ben yine yazı yazmak zorundayım. Benim gibi binlerce medya amelesi de ayaküstü bayramlaşmalardan sonra hemen gazetesine gidip çalışmak zorunda…

Stajyer haberciden matbaa işçilerine, haberciden yazıp çizenlere bütün meslektaşlarıma bayram gazetelerinin yeniden çıkacağı günler dilerim…

O zaman hep birlikte keyifle bayram eder, bayram sevinçleri yaşarız…

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"