11 Ağustos 2013

Bayram İncileri

Başbakanından, bakanından geri kalmak istemeyen İstanbul Emniyet Müdürü Çapkın, çevik kuvvet polislerinin bayramını kutlarken incilerin incisini saçtı

Haftanın incileri var; hem de bayram incileri… Yazmaya değer mi, değmez mi kuşkuluyum. Hafta  içinde ayağıma dolanmasalar iyi olacak… Gel gör ki dilime dolamazsam da uyku tutmayacak. O yüzden izin günümü gönüllü olarak harcıyorum.

Buyrun bayram incilerine…

*    *    *

Malum şahıs her kadının üç çocuk doğurmasında ısrar ediyor. Benim notlarıma göre ilk 10 Ekim 2009’da buyurmuş, “İş işten geçmeden her ailede en az 3 çocuk olmalı. Nüfusumuz ne kadar artarsa o kadar güçlü olacağız, bundan emin olun" demiş.  

Belki bu tarihsel önem taşıyan “yüksek fikir” açıklamasını daha önce yapmıştır. Ama ben bu bayram günü araştırmamacı gazeteci olmakta kararlıyım. Araştırmacı okurlar varsa, onlar arasın…

Malum şahıs o günden bu yana her fırsatta üç çocuk nasihatını, talimatını yineledi.

Hatta bu yılın  Ocak ayında ipin ucunu iyice kaçırdı ve "Bir çocuk iflas, iki çocuk patinaj. Üç eh!.. Bize 4-5 lazım" buyurdu.

“Civan şoför” ağzıyla yapılan bu açıklamaya karşı  “Bize 4-5 lazım, cümlesindeki biz acep kimdir” diye soran çıktı mı bilmiyorum. Keza “Niçin, ne yapmak için lazım” diye soran da sanırım çıkmadı…

Gel gör ki herkese dersler veren, becerebilenlerin altın değerinde dersler çıkardığı Gezi direnişi sırasında, o buluşlu bilişli fırlamalardan birinin sorduğu soru vardı. Hani “Düşün Başbakan benim gibi üç çocuk ister miydin” sorusu…

Artık o hınzır soru mu abdest tazeletti, danışmanları mı uyardı bilemem ama  malum şahıstan bayramın ilk günü taptaze bir bayram incisi geldi:

- Hani diyorlar ya bizim yaşam tarzımıza karışıyor. Nereden çıktı bu üç çocuk meselesi diyorlar.…… Kimseye kalkıp da silah dayatmıyoruz. Yasal bir mecburiyet de yok. Ben hanım kardeşlerimize gelin bu millete üç çocuk hibe edin, lütfedin diyorum. Bu milletin güçlü olması lazım. O da nereden geçiyor, insan denilen şerefli mahluktan geçiyor. Bu insanı işte bu anneler yetiştirecek. Ha yapmayacak, yapmasın…

Şimdi bu lafların neresinden tutmalı ?

Kadınlara “Üç cocuk yap yoksa vururum” diye silah dayatılabilirmiş de dayatılmıyormuş diye şükür mü etmeliyiz?

“Üç Çocuk Yapma Yasası” çıkarılabilirmiş de çıkarılmadığı için teşekkür mü borçluyuz ?

“Millete üç çocuk hibe etmek” de ne demek acep ?

Anlaşılan “milletlerin gücü” kelle sayısı ile ölçülüyor. Bu hesapça 162 milyonluk Bengladeş, 16,5 milyonluk Hollanda’dan daha güçlü bir ülke olsa gerek…

Ayrıca…

Üfffff, sıkılım… Bayram incisi dedik ama  bu kadar inci biraz fazla…

İyisi mi geçelim…

*    *    *

AKP’de lafının ölçüsüne, endazesine epey hakim olduğunu bildiğim Bülent Arınç’a ne demeli? O güzelim “Vardar Ovası” türküsünü veto etti. İçinde “rakı” sözcüğü geçiyormuş.

Neresini düzeltmeli ?

Geçmiyor.

Türkünün orijinali “Vardar ovası, Vardar ovası / Kazanamadım sıla parası” der.

Velev ki geçiyor…

Türkülerde ahlâk ve inanç zaptiyeliği dönemi başlıyorsa bilelim. Örnek yurttaşlığın gereğini yerine getirip “Sayın muhbir vatandaş” olalım ve mesela “Oy farfara farfara / Ateş düştü şalvara” türküsündeki ahlaksızlığı da Arınç’ın dikkatine sunalım.

Baksanıza “Şalvar… Şalvara düşen ateş”…

Anneeee !.. Günahın katmerlisi, ahlâkın çöküşü…

Sonra “Silivri’nin yoğurdu / Ah seni kimler doğurdu / Seni doğuran ana / Bal ilen mi yoğurdu” türküsündeki ahlâk dışı ima var…

Sonra…

Üffff, ben yine sıkıldım.

İyisi mi geçelim…

*    *    *

Başbakanından, bakanından geri kalmak istemeyen İstanbul Emniyet Müdürü Çapkın, çevik kuvvet polislerinin bayramını kutlarken incilerin incisini saçtı. Biliyorum, hepiniz okudunuz ama, bir daha yazayım, belgelenmiş olsun. Polis Müdürü  konuştu:

- …Bu son süreçte Çevik Kuvvet'in ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Demokrasiye ve rejime karşı yapılan müdahalelere ekiplerimizin ne kadar etkin ve centilmence müdahale ettiğini ve sadece görevini yaptığını gördük…

Eğer birgün genç gazetecilere meslekte mizah üstüne bir şeyler anlatmam gerekirse, İstanbul Emniyet Müdürünün bu cümlelerini “Mizah değil kara mizah” örneği olarak göstereceğim. Ardından da centilmen polisin gezi sırasındaki centilmenliklerinin doruk noktalarından birini gösteren Radikal muhabiri Serkan Ocak’ın 9 Temmuz 2013 günü çektiği şu videoyu izlettireceğim.

Meraklıysanız tıklayıverin ve centilmen polis görün… 

 
*    *    *
Geçmiş bayramı bu incilerle kutlamak istedim…
Nice bayramlara…
 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"