13 Ekim 2013

Ak saçlı öğretmenime saygı

Bugün saat 13’de bir avuç (belki daha çok) öğrencisi Zincirlikuyu Mezarlığında, O’nun mezarı başında olacaklar

 

Bugün saat 13’de bir avuç (belki daha çok) öğrencisi Zincirlikuyu Mezarlığında, O’nun mezarı başında olacaklar ve öğretmenlerine bir kerre daha saygılarını, sınırsız sevgilerini ve öğrettiklerinden dolayı “minnetlerini” sunacaklar…

Bugün saat 13’de Zincirlikuyu mezarlığında O’nun mezarı başında kimler olacak bilemiyorum. Ama Mustafa Atalay’ın orada olacağına kalıbımı basarım. İstanbul’dan çok uzaklarda olmasaydı Aydın Engin’in de orada olacağını biliyorum. İstanbul’dan çok uzaklarda olmasaydı “mapusane arkadaşı, ranza komşusu” Oya Baydar’ın da orada olacağını biliyorum…

Anladınız.

Behice Boran’dan; bir kuşağın öğretmeninden, o ak saçlı yiğit kadından söz ediyorum…

Öğretmenim diyorum. Öğretmenlerimden biriydi sahiden. Cemal Hakkı Selek gibi, Abidin Nesimi gibi, Sadun Aren gibi, Mehmet Ali Aybar gibi,  Müntekim Öçmen gibi…

Gazetecilik mesleğinde ustalarım oldu. Sosyalizm yolunda ise öğretmenlerim. Benim de aralarında yer aldığım bir kuşağa sosyalizmin fakir fukaraya merhamet duyan, iyi kalpli, vicdanlı kadın ve erkeklerin uğraşı olmadığını, insanlığın özgürlük ve adalet arayışında yol gösteren, yöntem sunan bir dünya görüşü (= ideoloji) olduğunu bıkıp usanmadan, Marksizmi, temel ilkelerinden başlayıp adım adım öğreten öğretmenlerimiz…

Ama O’nun yeri başkaydı.

Anılardan anılara atlayıp içimi acıtmak, gözümü yaşartmak istemiyorum.

Örneğin 1987 sonbaharında, “duvar” henüz yıkılmamışken, tarihteki “sosyalizm kuruculuğu” deneyimlerinden biri daha henüz yenilmemişken, siyasal göçmenliğin eğreti dünyasında  bize umutlar aşılayan o ak saçlı kadının tabutu önünden geçtiğim, bir sap karanfili sessizce tabutun üstüne bıraktığım, yağmurun ince ince yağdığı, yanımdaki arkadaşımla birlikte bizim de ince ince ağladığımız, kederlere keder katan o Brüksel ikindisinden de söz etmek istemiyorum.

Ben sadece sosyalizm yolundaki öğretmenlerimden birini, -galiba en sevdiğim- öğretmenimi bir kere daha anmak istedim; bir kere daha saygımı, sevgimi ve minnetimi anlatmak istedim.

O kadar…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"