03 Nisan 2019

58 Gültan Kışanak

Erkek egemen siyasette Kürt illerinde belediyelerde tastamam 58 kadın başkan ya da eş başkan seçildi

Biliyorum herkes, hepimiz çok yakıcı sorulara cevap arıyoruz.

İstanbul'da İmamoğlu - Binali çekişmesinde AKP Reisi hakem olup penaltı verdirecek mi?

Ankara'da Mansur Yavaş'ın yerine kayyım atanacak mı, atanacaksa ne zaman?

Mardin'de Ahmet Türk arkadaşıma mazbatası yerine eline GBT raporuna dayanan bir savcılık davetiyesi mi gelecek?

Tunceli'de HDP, başkan seçilen Maçoğlu ile el ele tutuşacak mı, yoksa dipsiz ve yersiz bir tartışmayı daha da alevlendirecek mi?

S-400 füzeleri, F-35 savaş uçakları falan şimdilik zaten geride dursun. İdlib mi, Afrin mi her neresiyse başladı başlayacak denen askeri harekatı da bugünlerde konuşmanın alemi yok.

Varsa yoksa seçim sonuçları...

İyi peki... Madem öyle buradan da bir seçim yazısı okuyun...

Ama gürültü patırtı arasında, havada uçuşan rakamları, oy oranlarını, renk alacası Türkiye haritasının orasını burasını tıklamalar arasında pek, hatta hiç konuşulmayan bir seçim gerçeğini...

***

Tek cümleyle: Bu ülkenin doğusunda, Kürt illeri dediğimiz bölgede bıyıklı siyaset erbabının uykularını kaçıracak bir gelişme yaşanıyor.

Daha kısa bir cümleyle: 31 Mart'ta Kürt illerinde 58 Gültan Kışanak seçildi.

Biraz daha uzun ve daha açık seçik bir cümleyle: Erkek egemen siyasette Kürt illerinde belediyelerde tastamam 58 (Yazıyla: Elli sekiz) kadın başkan ya da eş başkan seçildi.

Erkeklerin yaptığı yasa eş başkanlık kurumuna izin vermiyor. O yüzden yukarıdaki seçim sonucunu şöyle açmak gerekiyor:

HDP'nin kazandığı il ve ilçelerde 21 "tam başkan" ve imza yetkisi olmasa da, devletçe resmen tanınmasa da 32 kadın da eş başkan olarak belediye yönetimindeler.

İkisi il merkezinin belediye başkanı: Van'da Bedia Özgökçe Ertan, Siirt'te Berivan Helen Işık. Elli altı kadın başkan ya da eş başkan da ilçelerde.

Ülkenin geri kalanında Gaziantep'te AKP'den, Aydın'da da CHP'den seçilmiş 2 (yazıyla iki. Evet sadece iki) belediye başkanı var ve bu ülke yurttaşlarının yarısı kadın.

Farkı fark edelim...

*   *   *

Bu Tırmık'ı siyasal magazin olarak okuyacak, değerlendirecek olan bencileyin bıyıklı türdeşlerimin haberi olsun. Kürt illerinin kadınları bizlere bir şeyler söylüyorlar ve bu siyasal magazin filan değil. Yürekte ve bilinçte çiçekler açtıran bir muştu...

Kürt kadınları bu kazanımı birilerine borçlu filan değiller.

O bölgeye epey sık gitmiş, oralarda epey çalışmış bir haberci olarak altını defalarca çizerek yineliyorum:

Kürt kadınları bu kazanımları dişleriyle, tırnaklarıyla yani söke söke elde ettiler. Türk erkekleri ile aralarında sadece etnik köken farkı olan Kürt erkeklerinin ördükleri duvarı dele dele, yıka yıka kazandılar.  Başlangıçta kadınları "siyasetin süsü" olarak görmeye kalkışanlar oldu. Kentlerde, kasabalarda, mahallelerde kurulan "Kadın Meclisleri"ni bir fantezi, bir oyalanma alanı olarak görmeye çabalayan bıyıklı Kürtler, yavaş yavaş işin şakası olmadığını fark ettiler ama artık onlar için (erkekler için) iş işten geçmişti.

Türkiye'nin doğusundaki kadınların, ülkenin batısındaki, ortasındaki, kıyılarındaki kadınlara verdikleri bir dersten söz ediyorum.

Son cümle birilerini. Özellikle Türk kadınlarını irkiltmiş olabilir.

İrkiltsin.

Bu kesinlikle bir derstir. Ders almayı bilmek de bir erdemdir.

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"