11 Ocak 2013

12 Ocak – 19 Ocak

En azından İstanbul ve yakınında yaşayanlar başlıktaki tarihi not etsin. Uzaktakilerin gözü kulağı hafta boyu açık olsun

En azından İstanbul ve yakınında yaşayanlar başlıktaki tarihi not etsin. Uzaktakilerin gözü kulağı hafta boyu açık olsun.

Hrant’ın arkadaşları” 12 Ocak’tan başlayıp toplantılar, fotoğraf sergisi, film gösterisi, tiyatro, müzik dinletileri, konserleri ile bir hafta boyunca O’nu anacaklar. Sonra…

Sonra 19 Ocak gelecek.

Altı yıl önce bu ülkenin en yiğit, en iyi evlatlarından birini aramızdan çekip aldıkları o uğursuz yıldönümü.

Altı yıl önce İstanbul sokaklarında nasıl Türkü, Kürdü, Ermenisi, Yahudisi, Lazı, Çerkesi, Gürcüsü, Pomağı; Alevisi, Sünnisi, Katolik’i, Ortodoksu, Musevisi, ateisti elele tutuşup kanayan yürekleri ve sessiz çığlıkları ile insan seli olup İstanbul’u bir boydan boya yürüyerek onu uğurladılarsa, altı yıl sonra yine orada, AGOS’un önünde biraraya gelip”Hrant İçin Adalet İçin” diyecekler.

Tam da bu haftayı beklermiş gibi Yargıtay Başsavcılığının, Hrant Dink’in tetikçilerinin yargılandığı ve cinayetten mahkum olup “örgüt” suçundan beraat  ettikleri mahkeme kararına itirazı elbette iyidir, olumlu bir adımdır ve fakat yoğurdun üflenmesi gereken de bir adımdır.

Yargıtay 9. Ceza Dairesi bu itiraza karşı ne karar verecek; diyelim itirazı kabul etti, “örgüt” suçundan yargılanacak olanlar yine Trabzon varoşlarının yoksul, cahil, ruhsal dengeleri bozuk çocukları mı olacak, yoksaüstünden henüz saatler geçmişken “Cinayetin örgütlü bir suç olmadığı” anlaşılmıştır fetvası veren İstanbul polis müdüründen, Trabzon’un jandarma komutanına, İstanbul’un valisine, tetikçiyle Türk bayrağı önünde posterlik fotoğraf çektiren polis şeflerine, dosyanın kapağını bile kaldırmadan Hrant Dink’i Türklüğe hakaret suçundan mahkum eden kararı onaylayan Yargıtay üyesine kadar bir dizi “olağan şüpheli” de yargıç karşısına çıkarılacaklar mı?

Göreceğiz.

Hrant’ın  Arkadaşları daha kestirme bir cevap veriyorlar:

“Göreceğiz dedikse oturup bekleyeceğiz demedik. Altı yıldır aralıksız diri kalan inadımız ve sabrımızla biz arkadaşımızı anacak ve adalete ulaşıncaya kadar da direnecek; arkadaşımızı yok edenlerin yakasını bırakmayacak, izini sürmekten hiç geri kalmayacağız…”

Bu kadar açık, bu kadar kesin…

*    *    *

Hrant Dink’i bir hafta boyunca belleklere kazımak için sürüp gidecek etkinlikler ve 19 Ocak günü Şişli meydanından başlayıp AGOS’un önüne gelinecek yürüyüş için daha ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler şu linki tıklasın:

http://buradayizahparig.net/

Tıklamakla yetinmesin yaysın, yaygınlaştırsın…

Yayıp yaygınlaştırmakla da yetinmesin, 19 Ocak günü yağmur da yağsa, kar da bastırsa Şişli meydanına koşsun ve AGOS’un önüne kadar yürüyecek onbinlerin safında yerini alsın.

Yine sessiz bir çığlık atmak için.

Ve ona “Buradayız Ahparig” demek için…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bitirilmeyen bir Tırmık ve bir kişisel not

Hiç günü kurtarmak için yazmadım. Bundan sonra da yazmam

Reis boşa koysa dolmaz, doluya koysa almaz

Reis'in derdi büyük. Eğer "Seçim zamanında yapılacak" sözünü ve iddiasını yalayıp yutmayacaksa Anayasa'yı değiştirmek zorunda. Anayasayı değiştirmeye ise Meclis'teki AKP ve MHP milletvekillerinin sayısı yetmiyor. O zaman geriye tek seçenek kalıyor. Erken seçim

Bir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden

MHP Başbuğu partisinin Kızılcahamam kampının kapanışında konuştu. Valla kampa katılan MHP yiğitleri ne düşündüler bilemem. Zaten düşündükleri olumsuzsa dile getirmek MHP çatısı altında pek mümkün değildir. Parti disiplini değil, Başbuğ disiplini olsa gerek. Ama ben elbette her türüyle milliyetçiliğe, dolayısıyla MHP’ye de, onun Başbuğ’una da çok ama pek çok uzağım, öyleyse Başbuğ’un sözleri üstüne düşündüklerimi dile getirebilirim

"
"