İstanbul Valiliği OHAL kalkalı çok olduğu halde sessiz sedasız bir "emirname", daha da açık söylersek bir "yasakname" yayınladı. Üstelik 1 Mart Pazar gününde başlıyor ve benim dün, yani üç gün sonra haberim oldu.
Dün T24'de "yasakname"nin tam metni yayınlandı ama yeni haberler yüzünden gerilere itildi, sonunda ekrandan kayboldu. Duyan var duymayan var; okuyan var, okumayan var. Ben can alıcı bölümünü buraya aktararak mesleki bir kamu hizmetini yerine getireyim:
"…ilimiz sınırları dahilinde huzur ve güvenliğin, kamu düzeninin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, müessif ve provokatif olayların yaşanmaması için, Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin Suriye'de yürütmekte olduğu askeri operasyonları eleştirmeye veya bu operasyonların sonlandırılması amacıyla kamuoyu oluşturmaya yönelik toplantı ve gösteri yürüyüşü, basın açıklaması, stant açma, imza toplama, bildiri, broşür dağıtma vb. etkinlikler (…) 01.03.2020 Pazar günü saat 00.01'den 10.03.2020 Salı günü saat 23.59'a kadar (10) gün süreyle yasaklanmıştır."
Yasaklar listesi gördüğünüz üzere çok, ama çok geniş. Ama yine de bir eksik var. Önemli bir nokta unutulmuş.
Şimdi 10 puanlık soru: Eksik olan ne?
Cevaplar lütfen…
Hah hah haaaaaaah!.. Tam da tahmin ettiğim gibi: Bilemediniz…
Düşünmek yasak değil, düşünmek…
Haydi şimdi bize bırakılan bu özgürlük alanının tadını çıkarın…
* * *
Dikkatli okudunuz mu bilemem. Ben dikkatli okudum. Tane tane. Ayrıntılar üstünde düşünerek. 10 Mart gece yarısına kadar beni ilgilendiren, yazmayı düşündüğüm her şey yasak.
Bu durumda ne yapılır?
Yazı yazmasam, yani kepenk mi kapatsam? Kepenk kapatmak Kürt illerinde yasaktı, suç sayılıyordu. Ama biz İstanbul'dayız. Gerçi İstanbul yeryüzünde en çok Kürt yaşayan kent ama yine de Türk illerinden biri sayılıyor. Yani kepenk kapatmak yasak olmasa gerek.
Yine de hınzır sorular beni rahat bırakmıyor. Kafamda dönüp duruyor…
Mesela İstanbul'da yasak anladık. Peki, İstanbul - Kocaeli sınırının Kocaeli tarafında ya da İstanbul – Tekirdağ sınırının, Tekirdağ tarafında ayakta dursam ve İstanbul tarafına doğru "Savaşa hayır"diye haykırsam yasağı çiğnemiş olmam. O zaman İstanbul'un otoriter valisi ne yapacak?
Besbelli ki "Savaşa hayır" demek yasak; ya peki kocaman bir pankartın üstüne "Barışa evet" yazsam ve Taksim Meydanında dolanıp dursam yasağı çiğnemiş olmayacağıma göre devletin talimatlarını uygulamakla yükümlü bir memur olan İstanbul Valisi ne diyebilir, ne yapabilir?
Yasak listesinde ilk sıraya konmuş; "Türk Silahlı Kuvvetleri'mizin Suriye'de yürütmekte olduğu askeri operasyonları eleştirmeye…" denmiş.
Ustalarım bana gazetecinin ilk ve öncelikli işinin eleştirmek olduğunu öğretmişlerdi. Onlar iyi ustalardı. Yanılmış olamazlar.
İyisi mi ben yarın "Madagaskar'daki bazı endemik bitkiler yok olma tehlikesi ile karşı karşıya" konulu bir Tırmık yazayım ve bu durumu çok sert eleştireyim…
Ya da TBMM'nin dünkü gizli oturumunda konuşulanları ayrıntılı olarak aktaran bir Tırmık mı yazsam?
Kararsız kaldım…