23 Şubat 2019

Oscar’lar: Kimin eli kimin cebinde?

En İyi Film Ödülü'nü bence Roma kazanmalı

Aslında bugün şu zayıf haftanın bir diğer ilginç gözüken filmi Ölüm Günün Kutlu Olsun’u yazacaktım. Ama öylesine fasarya bir film çıktı ki... Ancak ergenleri doyurabilir. O da belki... Adını anmaya bile değmez.

Onun için, işte yarın gece verilecek Oscar ödülleri üzerine bir ahkam kesme çabası. Özel noktaları vurgulayarak. Ve olabildiğince kişisel biçimde...

Bu yılki Oscar ödüllerinin bizim için özel bir konumu var. Aday olan filmlerin çok büyük çoğunluğunu –hemen hepsini- görmüş olmamız. Böylece “duruma vakıfız.” Ve üzerinde rahatça konuşup tahminler yapabiliriz.

En iyi film dalında

En iyi film dalı, malum, uzun yıllardır tüm dallarda olduğu gibi beş adayla sınırlıydı. Ama son dönemde bunu 9’a çıkardılar. Nedeni açık: Daha çok filmin adı edilmesi ve reklamı yapılması amacına yönelik tipik bir Hollywood kurnazlığı. 

Bu yıl gerçi 8 film var. Niye olduğunu bilmiyorum. Liste şöyle:

Black Panther
BlackkKlansman
Bohemian Rhapsody
The Favourite
Green Book
Roma
A Star is Born
Vice

İlginç yönetmen Adam McKay’in Vice’ı dışında tüm filmleri gördüm. Hepsi birbirinden ilginç yapımlar. Ama çok-çok sivrilen bir film de yok!.. Roma’nın dışında. Genelde İngilizce olan filmlerin katıldığı bu bölümün en büyük sürprizi, elbette bir Meksika filmi olan Roma. Ve bence en önemli film de o...

Roma’nın çok özel konumu

Peki bu nasıl oldu?  Bu çok nadir görülmüş olay, Cuaron’un ABD’de de çalışıp asıl kariyerini orada yapmış ve birbirinden güzel filmler imzalamış olmasından kaynaklandı. Ve bence Roma yılın filmi seçilebilir.

Denecek ki: O film ayrıca en iyi beş yabancı film arasında da bulunuyor. Ve asıl ödülü orada almalı. Ayrıca bu, malum, bir Netflix yapımı. Bu tartışmalı TV devinin sinemaya böylesine dalması biz dahil her yerde olay yaratırken, bir de Oscar’ı alması doğru mu?

Tüm bunlardan dolayı Roma bu dalı kazanmayabilir. Ama bence kazanmalı. Birçok açıdan: Öncelikle Roma sinemada anlatımı radikal biçimde yenileyen çok, çok önemli bir film. Ve bu filme bu dalda ödül vermek Akademi’ye ancak onur kazandırır.

Kefernaum’a yol açmak...

Ayrıca yabancı dalın tüm filmleri öylesine başarılı ki, orada başka bir filme yer açılır. En azından o çok sevdiğim harika Lübnan filmi Kefernaum’a...

Ve bu çifte ödüllendirme Oscar’ı, dolayısıyla ABD’yi tüm dünyaya daha iyi bağlar. Netflix olayı ise onca Cannes veya Venedik ödülünden sonra, çözüme yaklaşmış sayılmalı.

Ama Oscar’ın çok geniş seçici kurulu bu incelikli kaygıları dikkate almazsa... Bu dalda ödül Bohemian Rhapsody ya da The Favourite- Sarayın Gözdesi’ne gidebilir.

Yabancı dildeki filmler 

Yabancı dilde en iyi filmler:

Lübnan’dan Kefernaum;
Polonya’dan Soğuk Savaş;
Almanya’dan
Never Look Away- Asla Gözlerini Kaçırma; Meksika’dan Roma;
Japonya’dan Shoplifters- Arakçılar
.

Bence Soğuk Savaş dışında hepsi birer başyapıt.

Roma ana filmler dalında alırsa, dediğim gibi, Kefernaum veya Arakçılar’ın yolu açılır. Ve çok da iyi olur. Ki tercihim cesur kadın yönetmen Nadine Labaki’nin Kefernaum’udur. 

En iyi yönetmen kim olacak?

Yönetmen adayları şöyle:

BlacKkKlansman’la Spike Lee;
Cold War’la Paweł Pawlikowski;
The Favourite’la Yorgos Lanthimos;
Roma’yla Alfonso Cuaron;
Vice’la Adam McKay.

Sanırım Cuaron alır. Hemen ardında Yorgos Lanthimos’a da belli bir şans tanıyabiliriz. Bir Yunan yönetmeninin İngiliz filmi olarak...

Bu yıl Oscar’a damgasını vuran şu çok-kültürlülüğe dikkat ediyor musunuz? Ki bence sinemada yılın olayı bu.... 

Animasyonlar

Yılın animasyon adayları şöyle:

Incredibles 2- İnanılmaz Aile-2;
Isle Of Dogs- Köpek Adası;
Mirai; Ralph Breaks the Internet- Ralph ve İnternet;
Spider-Man: Into the Spider-Verse.

Sanırım Mirai’nin dışında hepsi bizde de oynadı. Ödülü Wes Anderson’un Köpek Adası’nın alması ise sanırım kimseyi şaşırtmaz.

Erkek oyuncular

Oyunculara gelince... En iyi erkek oyuncu dalında

Vice’la Christian Bale;
A Star İs Born’la Bradley Cooper;
Sonsuzluğun Kapısında ile Willem Dafoe;
Bohemian Rhapsody ile Rami Malek ve
Green Book’la Viggo Mortensen var.

Vice’ı görmedim, ama Bale zaten bu ödülü kucaklamıştı.

Bence ödül bu yıl hiç Oscar almamış iki büyük oyuncudan birine gitmeli: Willem Dafoe veya Viggo Mortensen. Ki ikisi de sapına dek hak ediyor. Ama Rami Malek de o eşsiz Freddie Mercury portresiyle aradan sıyrılabilir. 

Kadın oyunculara bakış

Kadınlara gelince...

Roma ile (daha ilk filminde!) Yalitza Aparicio;
The Wife’le Glenn Close;
Sarayın Gözdesi ile Olivia Colman;

Bir Yıldız Doğuyor’la Lady Gaga;
Can You Ever Forgive Me? ile Melissa McCarthy
ödüle uzanıyorlar.

Doğrusu Glenn Close ve Melissa McCarthy’nin filmlerini görmedik. Ama gerek Olivia Colman’ın patetik kraliçe Anne’ına, gerekse Lady Gaga’nın yürek parçalayan Ally performansına hayran olsam da... Umarım Glenn Close alır. Bunca yıldır Oscar’sız kalmasını bağışlatmak için... Sürprizlerse Lady Gaga veya Olivia Colman olabilir.  . 

Yardımcı erkek oyuncular

Yardımcı erkek oyuncularda

Green Book’la Mahershala Ali;
BlackkKlansman’la Adam Driver;
Bir Yıldız Doğuyor’la Sam Elliot;
Can You Ever Forgive Me? ile Richard E. Grant ve
Vice’la Sam Rockwell aday.

Son ikisini görmedik. Mahershala Ali ise daha 2016’da en iyi oyuncu Oscar’ını kucakladı: Moonlight-Ayışığı filmiyle...Bence ödül bu yıl iyi oyuncu Adam Driver’in hakkı. Emektar Sam Elliot’a da bir şans tanınabilir.

Yardımcı kadın oyuncular

Yardımcı kadın oyuncularda

Vice’la Amy Adams;
Roma’yla Marina de Tavira;
If Beale String Could Talk’la Regina King;
Sarayın Gözdesi’yle hem Emma Stone, hem de Rachel Weisz var.

Ve ödül (Amy Adams ve Emma Stone’un geçmiş ödülleri hesaba katıldığında), kesinlikle Rachel Weisz’ın hakkı diye düşünüyorum.

Özellikle daha teknik ve mesleki dallardaki ödülleri bir yana bırakırsak... Genel durum işte böyle. Ayrıca 91. yılında bu önemli ödüllerin ilk kez tanınmış bir sunucu olmadan geçeceğini de belirteyim. Bakalım, onca ünlü ismin ellerine bırakılmış onca törenden sonra, bu ‘mütevazi’ gece neye benzeyecek?.. Biraz ‘öksüz’ mü kalacak, yoksa daha demokratik mi geçecek?.

Ve yarın akşam (yoksa öbür sabah mı demeli?) neler olacak!..

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Roma tarihine ‘Güç ve Onur’ sloganı eşliğinde yolculuk

Film, belki çok uzun (148 dakika), çok karmaşık, aşırı dramatik gözüküyor. Ama yine de görmeye değer...  

İstanbul güzellikleri önünde özel bir motorla tanışmak

Rahat ve olgun bir kamerayla çekilmiş, müziğe başvurmayan bir film. Belki çok akışkanlığı olmayan, sakin ve özgün bir yapım. Ama bu özgünlüğün birçok sinefili çekeceğine inanıyorum

Din üzerine söylenebilecek ne varsa

Rüya görmek bir anlamda kelebek görmek midir? Tek gerçek varsa, o nedir? Ve sonunda acaba din bir kontrol sisteminden başka bir şey değil midir?

"
"