24 Haziran 2016

L’attesa: Gelmeyen bir sevgiliyi beklemek

Maggie's Plan: New York’ta entel aşklar ve çekişmeler

BEKLEYİŞ                            X  X  X
(L’attesa)

Yönetmen: Piero Messina
Senaryo: Giacomo Bendotti, İlana Macchia, Andrea Paolo Massera, P. Messina
Görüntü: Francesco di Giacomo
Oyuncular: Juliette Binoche, Lou de Laage, Giorgio Colangeli, Domenico Diele, Antonio Folletto, Corinna Locastro

İtalyan filmi

 

   Yeni bir İtalyan yönetmenin ilk filmi. Kuşkusuz iddialı, özgün olmaya çalışan, erdemleri olan bir film. Ama kolay yutulmaz bir lokma olduğu da kesin. Hele genelgeçer seyirci kitlesi için…

   Sicilya adasında geçen film, bir cenazeyle açılıyor. Ve tam bir matem havasına girmiş, formunda bir Juliette Binoche’la…Filmin büyük ölçüde ona dayandığını ve sanatçının Anna rolünde bir tür ‘one woman show’a  soyunduğunu söyleyelim.

  Cenazenin kime ait olduğunu merak ediyor, ama öğrenemiyoruz. O sırada eve bir konuk geliyor. Sevgilisi Giuseppe’yi görmeye gelen Fransız kızı Jeanne… Giuseppe aslında Anna’nın oğludur. Uzaklarda bir yerdedir ve Jeanne’ın telefonlarına yanıt vermez.

   Onu beklerken, Jeanne ve Anna kaynaşırlar. Anna genç kıza ölen ağabeyi nedeniyle matemde olduğunu söyler. Ayrıldığı kocasından da söz eder.

    Ama yaşlı uşak Pietro’nun sessiz tanıklığı altında geçen tüm bu olaylar sırasında (ve filmin ilk bir saati içinde!) hiçkimse ortaya çıkmaz, hiçbir şey belirginleşmez. Ne ölen ağabey, ne gelmeyen oğul. Ne de başka bir aile bireyi. Onların yerine, iki bıçkın İtalyan delikanlısı, biraz ‘gay’ muhabbeti yapsalar da Jeanne’ın peşine düşerler. 

   Ancak bir saatten sonra –ve eğer oraya dek sabredebildiyseniz- film biraz ilginçleşmeye başlar. Gerçi bu tüm filme egemen olan matem duygusunu hafifletmez: bu kesin olarak bir aşk ve ölüm hikayesidir. Ve yoğun bir keder hissi, baş özelliğidir.

   Filmin bu matemi ve kederi doğal bir akışla değil, biraz yapay biçimde inşa ettiğini düşünüyorum. Biraz ‘mamul’ bir keder bu…Ve bu insanı rahatsız ediyor.

   Ama öte yandan hikayenin hayli özgün biçimde kurulduğu ve  farklı bir gücü olduğu da söylenebilir. Gerek -bir  kez daha- Juliette Binoche’u izlemenin ya da bana Brigitte Bardot’nun ilk günlerini hatırlatan Lou de Laage’ı tanımanın keyfinden de söz edilebilir.

  Demek ki, özellikle has sinefiller için düşünülebilecek bir seçim.
 

New York’ta entel aşklar ve çekişmeler

KÖRDÜĞÜM                            X  X  ½
(Maggie’s Plan)

Yönetim ve Senaryo: Rebecca Miller
Görüntü: Sam Levy
Müzik: Michael Rahatyn
Oyuncular: Greta Gerwig, Ethan Hawke, Julianne Moore, Travis Fimmel, Bill Hader, Maya Rudolph, Wallace Shawn

Amerikan filmi

 

   Bir dönemin ünlü yazarı Arthur Miller’in kızı Rebecca  Miller beşinci filmiyle karşımızda. Ve bize yaşadığı New York kentine dayanmış bir aydın hikayesi anlatıyor. New York ve aydın sözcüklerinin akla getirdiği gibi, bir hayli Woody Allen’i hatırlatan bir filmle…

   Hepsi yazar çizer takımından olan kahramanlarımızdan Maggie Hardin, 30’larının ortasına gelmiştir. Ve artık ne aşktan, ne de erkeklerden bir beklediği vardır.

   Ama bir çocuk sahibi olmak onun da hakkıdır. Bunun için  gayet profesyonel biçimde yardım almayı ve sorunu ‘suni döllenme’ ile çözmeyi dener. Aradığı ‘donörü’ de kolayca bulur.

   Ama tam o sırada bir başkasıyla tanışır. Bilim adamı, ama yazar olmaya da çalışan John… John yine bir bilim kadınıyla evlidir: kendi mesleğini ön plana almış, kocasıyla ilişkisi kopmuş üniversite hocası Georgette. Ve John en azından yazdığı romanın müsveddelerini okumaya gönüllü Maggie’ye ilgi duyar.

    Böylece Maggie, Georgette’ten boşanan John’la evlenir. Ve bir çocukları olur.  Ama Georgette yenilgiyi hazmedememiştir. Ve eski kocasını geri almaya çalışacaktır.

   New York, üniversite çevresi, öğretmen-öğrenci ilişkileri.  Yazarlık, sanat tartışmaları, hafiften felsefe kırıntıları. Evet, sanki bir Woody Allen filmi. En çok da son filmlerinden İrrational Man- Mantıksız Adam. Aynı çevre, benzer kişilikler, kariyerle özel yaşamın birbirine karışması.

  Film belli ölçüde işliyor ve izleniyor. Ama özellikle finale doğru biraz yavaşladığı ve tekdüzeleştiği de söylenebilir. En çok bir dönemdeki eşi yazar-yönetmen Noah Baumbach’ın Greenberg ve Frances-Ha filmleriyle tanınan Greta Gerwig, büyük kentli nörotik aydın kadın tiplemesinin kusursuz bir örneğine dönüşüyor.

   Ethan Hawke ve Julianne Moore herzamanki formlarında. En çok geleneksel American Saturday Live TV programıyla tanınan şarkıcı, yazar ve oyuncu Maya Rudolph ile Bill Haber, çiftin yakın dostları Felicia ve Tony ikilisi olarak döktürüyorlar.

   Sonuç olarak biraz ‘entel takılmayı’ sevenler için oyalayıcı bir film.

Yarın: KURTULUŞ GÜNÜ

  

 

Yazarın Diğer Yazıları

Aksiyon sinemasında çekici ve modern bir zirve

'Avcı Kraven'de pek uyum sağlamayan, karmaşık ve biraz zıt motifler olduğunu biliyorum. Ama belki bu filmin gücünü oluşturan asıl öge. Bunca tema içinde böylesine çekici bir filme ulaşmak... Kolay olabilir mi?

Son dönemin en büyük düş kırklığı getiren filmi

Her şeyin sonuç olarak bir özenti gibi durduğu "Hain"de, cesetler birbiri ardına geliyor. Sonu yok sanki... Sonunda bir tek başkan, yani Haldun Dormen sağ kalıyor. Acaba ona olan saygıdan mı dersiniz?

Kadın özgürlüğüne adanmış çok özgün bir komedi

Mukadderat; bir yandan yalnız bizde değil, tüm dünyada da var olan aile kurumunun miras denen olayla boğuşmasını ele alır. Öte yandan bu yaşlanmayı kabul etmeyen bir kadının portresidir

"
"