01 Haziran 2018

Hem doğal afet, hem soygun, hem de yol filmi!..

İşin içine üç öge (sanki üç ayrı film türü) daha sokulmuş

 

KASIRGADA VURGUN      X  X  ½
(Hurricane Heist)

Yönetmen: Rob Cohen
Senaryo: Scott Windhauser, Jeff Dixon
Görüntü: Shelly Johnson
Müzik: Lorna Balfe
Oyuncular: Toby Kebbell, Maggie Grace, Ryan Kwanten, Ralph İneson, Ben Cross, Melissa Bolona

Amerikan filmi

 

1980’lerden beri birçok film ve TV yapımı imzalamış olup bunların hiçbirinde (IMDB sitesindeki notlara bakılırsa) 5’in üstüne (yani 10 üzerinden 5’in üstüne!) çıkamamış gözüken, en çok da sonradan uzun bir seriye dönüşen The Fast and The Furious- Hızlı ve Öfkeli’nin ilk temelini atmasıyla tanınan yönetmen-yapımcı-oyuncu Rob Cohen, yine ortalama bir filme imza atmış.

Film 1982 yılında ABD’nin Alabama eyaletinde yaşanan ve tipik bir Amerikan geleneğince insan adı verilen Andrew kasırgasından görüntülerle açılıyor. Birden patlayan afette bir babanın acıklı ölümünü ve panik içinde kurtulmaya çalışan iki yavrusunun dramını izliyoruz: Belki de filmin en etkili sahneleri...

Aradan 25 yıl geçmiştir. Ve yine ayni yörede, bu kez bir ‘lady’ adı verilen Tammy fırtınası yaklaşmaktadır. Küçük Gulfport kasabası yakınındaki tüm yollar fırtınadan kaçan arabalarca işgal edilmiş ve trafik tümüyle durmuştur..

Yine de dev bir kamyon etrafı kırıp dökerek yoluna devam etmeyi başarır. Çünkü, arkasındakilerle birlikte bu üç kamyon tam 600 milyon dolarlık para taşımaktadır: imhası kararlaşmış ve bunun için yakınlardaki federal bankaya teslim edilmesi gereken... İşin başında da  bir kadın federal ajan vardır.

Ama bu paranın peşinde bir çete de vardır. İçine film boyu sürpriz olarak kimi yasa adamlarının da dahil olduğu anlaşılan... “İyiler” arasında biri meteoroloji uzmanı, öbürü ileri teknisyen iki kardeş de vardır. Ve onlar tahmin ettiğiniz gibi, yıllar öncesinin kazazede kardeşleridir!..

Doğrusu hiç bir filmi ‘tür filmi’ deyip küçük görmem. Nitekim yıllar önce (tam olarak 1996’da) yönetmen-teknisyen Jan de Bont’un Twister adlı filmine hayran olmuştum: korkunç bir fırtınanın yüksek teknoloji destekli bir ustalıkla anlatılması.

Burada ise sanki daha fazlası amaçlanmış.  Başta ve sonda görülen ürkünç kasırga sahneleriyle yetinilmemiş. İşin içine üç öge (sanki üç ayrı film türü) daha sokulmuş: Bir soygun hikâyesi; bir yol filmi (daha doğrusu otoyol: çoğu ağır vasıta olan araçların yol üzerindeki ölümcül mücadelesi). 

Ve de bunlara gelip eklenen müthiş bir çağdaş iletişim teknolojisi. Bize bilmece gibi gözüken sayısız teknik deyimle yürüyen internet sihirbazlıkları: uzaktan ve yakından şifreler koymak, kurulu şifreleri bozmak, kasaları açmak ve diyelim ki Twister filmini mahçup edecek marifetler sergilemek...      

Ama bu kadarı galiba fazla kaçıyor. Ve film çekildiği bunca yerin hiçbirine tam olarak gitmiyor. Yine de makul ölçüde oyalayıcı olduğu söylenebilir. Çok şey beklememek kaydıyla... 


Yarın: Ahlat Ağacı         

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Aksiyon sinemasında çekici ve modern bir zirve

'Avcı Kraven'de pek uyum sağlamayan, karmaşık ve biraz zıt motifler olduğunu biliyorum. Ama belki bu filmin gücünü oluşturan asıl öge. Bunca tema içinde böylesine çekici bir filme ulaşmak... Kolay olabilir mi?

Son dönemin en büyük düş kırklığı getiren filmi

Her şeyin sonuç olarak bir özenti gibi durduğu "Hain"de, cesetler birbiri ardına geliyor. Sonu yok sanki... Sonunda bir tek başkan, yani Haldun Dormen sağ kalıyor. Acaba ona olan saygıdan mı dersiniz?

Kadın özgürlüğüne adanmış çok özgün bir komedi

Mukadderat; bir yandan yalnız bizde değil, tüm dünyada da var olan aile kurumunun miras denen olayla boğuşmasını ele alır. Öte yandan bu yaşlanmayı kabul etmeyen bir kadının portresidir

"
"