Eski ve biraz unutulmuş oyuncular, şu pandemi günlerinde hatırlanıyor ve kimliklerine uygun roller buluyorlar. Bu filmde de öncelikle Sandra Bullock, ama ayrıca Channing Tatum, Brad Pitt isimleri için bu söylenebilir. Ve hepsine hoş geldiniz diyoruz!..

Film yer yer abartılı, yer yer makul bir aksiyonu, birinci sınıf oyunculukları ve derinden derine hep giden bir romansı harman ediyor. Fantezi romanlar yazarı Loretta, boşanmış ve yalnız bir kişiliktir. Menejeri Beth ona son romanını tanıtmak için bir tura çıkmasını önerir. Romanın ana kişiliği Adam, aslında gerçek biridir ve öylesine yakışıklıdır ki, okurlar kitaptan çok  onun adaleli vücuduyla ilgilenir.

Ama bu sırada Loretta kaçırılır. Evet, genç ve hırslı bir milyoner, Loretta'nın romanda tasvir ettiği yöredeki kimi kilit noktalarını bildiğine inanmıştır. Ve büyük bir hazineye yol açacağını düşündüğü gizi bulmak için, onu kaçırır. Bir adaya... Ve böylece film egzotik bir dekorda geçen hayli sempatik ve sürükleyici bir maceraya dönüşür.

Doğrusu ben filmde yeterince eğlendim. O açıdan, olumsuz eleştirilerde bulunmak istemiyorum. Sinemadaki yeni 'kardeş yönetmen' ikilisi Aaron Nee ve Adam Nee işin altından gayet iyi kalkmışlar. Müzik de hoş, ama bir Türk bestecisinin adını görünce daha da mutlu olduk: Pınar Toprak. Ellerine sağlık, Toprak...

Ve de oyuncular... Sandra Bullock-Channing Tatum ikilisi gayet uyumlu. Brad Pitt şöyle bir gelip geçiyor. Ama jeneriklerin sonuna dek kalın; onunla ilgili bir sürpriz var. Daniel Radcliffe, yine özlediğimiz bir oyuncuydu. Daha yeni isimlerden Da'Vine Joy Randolph, Oscar Nunez, Pati Harrison da iyiler. Koşulsuz eğlenmek için görün...