22 Temmuz 2021

Derin Amerika'dan gerçek bir dram

Film gerçek bir hikayeden alınmış. Ama hele finale doğru öylesine dramatik ki, buna inanmak kolay olmuyor

BEYAZ ÇOCUK RİCK

X X X ½

(White Boy Rick)

Yönetmen: Yann Demange
Senaryo: Logan Miller, Noah Miller, Andy Weiss
Görüntü: Tat Radcliffe
Müzik: Max Richter
Oyuncular: Richie Merritt, Matthew McConaughey, Bel Powley, Jennifer Jason Leigh, Brian Tyree Henry, Rory Cochrane, Eddie Marsan, Bruce Dern, Piper Laurie

Sony Pictures filmi, 2018

Adına Amerika denen ve hala dünyamızı bir anlamda yöneten dev ülkenin derinliklerine dalan ve bize oradan her açıdan dokunaklı, etkileyici ve öğretici dersler çıkarıp sunan, etkisi kolay kolay geçmeyecek bir film...

Filmimiz 1984 yılında açılıyor, ABD'nin Detroit kentindeyiz. Bir zamanlar otomobil sanayiinin merkezi olan, ama bu sanayi bunalıma girinece hayli yoksullaşan bir kent. Ve -en azından bu filme göre- çok yüksek bir siyahi nüfusu da olan...

Ana kahramanlarımız şüpheli işlerle, özellikle de her tür silah satışıyla uğraşan Richard Wershe... Ve onun 15 yaşlarındaki oğlu Rick ve kızı Dawn. Richard tam bir eziktir: Hayat boyu sıvandığı her işte kaybetmiş olan... Çocukları da onu sevmez; özellikle Dawn tam bir nefret tanrıçası gibi ondan ırak durmaya çalışır.

Rick'in yaşıtı olan arkadaşları hemen hep siyahidir. Ve yine hemen hepsi şüpheli işlerle uğraşmaktadır: silah satışından uyuşturucu ticaretine... Rick de bu işlere karışmaktan kurtulamız: Babasının onu okutmakta ısrarına karşın...

Dawn ise bir süre sonra çekip gider: Siyahi sevgilisiyle baş başa yaşamak için... Bu arada göz kamaştırıcı bir siyahi düğününe, yine siyahi ağırlıklı çılgın bir Las Vegas kaçamağına ve başka işlere karışır Rick... Hemen hepsine bir noktadan sonra şiddetin de hakim olduğu ve kolayca yasadışılığa dönüştüğü...

Sonunda işin içine polis daha etkin biçimde girer. Ve genç Rick'i o şüpheli işlere iyice dalıp suçluları yakalamak için destek vermeye çağırırlar. Ama adalete vereceği destek, sonunda ona çok pahalıya malolacaktır.

Film gerçek bir hikayeden alınmış. Ama hele finale doğru öylesine dramatik ki, buna inanmak kolay olmuyor. Ancak anlaşılan her şey gerçek: Çünkü Rick o yıllarda (ve daha sonrasında) FBI için muhbirliğe sıvanan en genç kişi olmuş: Daha 14 yaşında... Ama ayni FBI ajanları ona öylesine ihanet ediyor ve verdikleri sözlerden öylesine cayıyorlar ki... Böylece tüm hikayenin içindeki belki en masum kişi olan bu genç adam, Amerikan yasalarındaki kimi tuhaflıkların da katkısıyla (ki en başta söz konusu olan uyuşturucunun miktarı arttıkça cezası da müthiş yükseliyor: Müebbet hapse yaklaşacak kadar!), inanılmaz bir mahkumiyet alıyor. Ve ancak 30 küsür yıl sonra özgür kalabiliyor. Eğer Amerikan adaleti buysa... Gerçekten pes!..

Baba rolünde uzun zamandır görmediğimiz Matthew McConaughey hayli yaşlanmış dursa da yeterince iyi. Ama daha eskiler de kendilerini hatırlatıyorlar. Kadın FBI ajanında yine özlediğimiz Jennifer Jason Leigh, ailenin en yaşlı kuşağında, yani dede-nine olarak unutulmaz bir ikili, Bruce Dern ve Piper Laurie de özlem gideriyorlar.

Ama film gençlerin üzerinde duruyor. Rick rolünde gencecik bir oyuncu, Richie Merritt gerçekten yüreklerimize dokunan bir oyun veriyor. Hele ancak parmaklıklar arkasından görebildiği eşi ve küçücük çocuğuna acı bir özlemle bakarken...Ve de kızkardeşi Dawn'da Bel Powley adlı oyuncu da harika bir portre çiziyor.

Netflix'de gösterilen bu filmi sizlere tavsiye ederim.

Yazarın Diğer Yazıları

Aksiyon sinemasında çekici ve modern bir zirve

'Avcı Kraven'de pek uyum sağlamayan, karmaşık ve biraz zıt motifler olduğunu biliyorum. Ama belki bu filmin gücünü oluşturan asıl öge. Bunca tema içinde böylesine çekici bir filme ulaşmak... Kolay olabilir mi?

Son dönemin en büyük düş kırklığı getiren filmi

Her şeyin sonuç olarak bir özenti gibi durduğu "Hain"de, cesetler birbiri ardına geliyor. Sonu yok sanki... Sonunda bir tek başkan, yani Haldun Dormen sağ kalıyor. Acaba ona olan saygıdan mı dersiniz?

Kadın özgürlüğüne adanmış çok özgün bir komedi

Mukadderat; bir yandan yalnız bizde değil, tüm dünyada da var olan aile kurumunun miras denen olayla boğuşmasını ele alır. Öte yandan bu yaşlanmayı kabul etmeyen bir kadının portresidir

"
"