19 Aralık 2014

Anne birden çekip giderse...

Kişisel ve eşcinsel filmlerin yaratıcısı, Gregg Araki, uzun zaman sonra ilginç bir dönüş yapıyor

KARDA BEYAZ BİR  KUŞ      X X X  ½
(
White Bird in A Blizzer)

Yönetim ve senaryo: Gregg Araki
Görüntü: Sandra Valde-Hansen
Müzik: Harold Budd, Robin Guthrie
Oyuncular: Shailene Woodley, Eva Green, Christopher Meloni, Shiloh Fernandez, Gabourey Sidibe, Thomas Jane, Dale Dickey, Sheryl Lee, Angela Bassett/ Amerikan filmi

 

Kişisel ve eşcinsel filmlerin yaratıcısı, bağımsız Amerikan sinemasının kendine özgü adı Gregg Araki, uzun zaman sonra ilginç bir dönüş yapıyor. Ve ilgi gören bir romandan uyarlanmış hayli özgün bir film sunuyor.

17 yaşındaki Kat Connor, çok güzel ve kişilikli bir kadın olan annesinin birden ortadan kayboluşundan çok da etkilenmez. Her genç insan gibi kendi büyüme sorunlarıyla doludur: eğitim, okul, cinsellik, arkadaşlık gibi...

Ana-babası başlarda çok mutlu bir çift olmuşlar ve çocukluğunu mutlu aile görüntüleriyle doldurmuşlardır. Ama zamanla Eve Connor kocasından da, kızından da uzaklaşmış, kendi alemine dalmış ve sanki gerçekleşmeyen mutluluk düşleriyle yaşar olmuştur.   

Kendine özgü bir aile dramı, bir yetişme öyküsü. Aslında bir kara film için sağlam bir malzeme de içeriyor. Ama Araki her zamanki bağımsız ve ayrıksı sinemacı tavrıyla, hikayeyi kitle için daha çekici kılacak profesyonelce bir anlatımı reddediyor. 

Kurgudan oyuncu yönetimine, müzikten özel  efektlere bu istenmiş amatörlük, filme damgasını vuruyor. Ama bu Araki’nin seçimi. Saygı duymaktan başka ne yapabilirsiniz?

Ancak filmin (ve elbette esinlendiği romanın) aslında iyi kurulmuş, sağlam dramatik örgüsü, her şeye karşın işliyor. Ve özellikle finali gayet çarpıcı bir noktaya getiriyor. Yönetmenin eşcinsel duyarlığının da mutlaka önemli bir rol oynadığı, kendine özgü bir psikolojiyle…

Oyunculuk açısından, filmin hiçbir eksiği yok. Gerçi orada da tam bir profesyonelce yönetimden çok, doğaçlamaya yer bırakmış bir bağımsızlık tavrı sezilse de... Günümüzü yükselen genç yıldızı Shailene Woodley, yine kusursuz bir sorunlu ‘teenager’ portresi çiziyor.

Annede her daim büyüleyici Eva Green, nisbeten kısa rolüne karşın  unutulmazlaşıyor. İki siyahi oyuncu, ikisini de özlediğimiz deneyimli Angela Bassett ve 2009’da Precious- Acı Bir Hayat Öyküsü ile ilk kez tanıdığımız ‘insan azmanı’ Gabourey Sidibe, filme büyük katkıda bulunuyorlar. Babada sivrilen Christopher Meloni’yi de unutmaksızın...



Sevgili okurlar,
Kısa bir süre için yurt dışındayım. Ama önceden gördüğüm filmler sayesinde sinema yazılarım pek aksamayacak...

Yazarın Diğer Yazıları

Aksiyon sinemasında çekici ve modern bir zirve

'Avcı Kraven'de pek uyum sağlamayan, karmaşık ve biraz zıt motifler olduğunu biliyorum. Ama belki bu filmin gücünü oluşturan asıl öge. Bunca tema içinde böylesine çekici bir filme ulaşmak... Kolay olabilir mi?

Son dönemin en büyük düş kırklığı getiren filmi

Her şeyin sonuç olarak bir özenti gibi durduğu "Hain"de, cesetler birbiri ardına geliyor. Sonu yok sanki... Sonunda bir tek başkan, yani Haldun Dormen sağ kalıyor. Acaba ona olan saygıdan mı dersiniz?

Kadın özgürlüğüne adanmış çok özgün bir komedi

Mukadderat; bir yandan yalnız bizde değil, tüm dünyada da var olan aile kurumunun miras denen olayla boğuşmasını ele alır. Öte yandan bu yaşlanmayı kabul etmeyen bir kadının portresidir

"
"