14 Ağustos 2015

Amerikan usülü başarının bedeli

Bu aile dramı, tuhaf entrikası ve ağır ama sağlam temposuyla insanı etkiliyor ve görülmeyi de hak ediyor

GEÇMİŞTEN GELEN  (The Gift)  X X X 1/2

Yönetim ve senaryo: Joel Edgerton
Görüntü: Eduard Grau
Müzik: Danny Bensi, Saunder Jurnaans
Oyuncular: Jason Bateman, Rebecca Hall, Joel Edgerton, Allison Tolman, Tim Griffin, Busy Phillips/Amerikan filmi 

 

 

Hayli özgün bir film...Yepyeni bir eve taşınan genç bir çiftin öyküsü, önce o ‘hayaletli ev’ gerilimlerinden birini daha sunar gibi başlıyor. Ama giderek bunun çok farklı bir şey olduğu anlaşılıyor.

Ev, San Fransisco sırtlarında, Amerikalıların pek sevdiği gibi ferah, bol cam kapı-pencereli, manzaralı evlerden biri. Ama gerilim evden değil, birden hayatlarına giren Gordo’dan geliyor.

Bu lakabın ardında, asıl adı Gordon olan, ne iş yaptığı belirsiz, silik ve sorunlu bir komşu vardır. Birden çıkagelir, Simon’un eski lise arkadaşı olduğunu iddia eder. Öyledir de: ama Simon onu neden sonra, sanki gönülsüzce hatırlar.

Simon’ın eşi Robyn, çok kibar davranan, kapılarına şarap şişeleri bırakıp duran bu adama en azından nezaket göstermeye çalışır. Çiftin arasında derinde de olsa kimi sorunlar olduğu bellidir. Çok istedikleri çocuklarına neden sonra hamile kalma olayı ise ikisini de mutlu eder.

Ama Simon aslında hep huzursuzdur. Bu Gordon’un gelişiyle hissedilir ölçüde artar. Zamanla geçmişe –kabaca 20 yıl öncesine- gidilir ve okul çağında Gordo’yla aralarında geçmiş acı olaylar ortaya çıkmaya başlar. Bunlar ve kocanın beliren sorumluluğu, evliliklerini tehlikeye atacak kadar güçlü olabilir mi?

Bu psikolojik gerilim, aynı zamanda geçmiş-bugün ilişkisini sağlam biçimde kuruyor. Ve hatırlama olayını da öykünün odağına yerleştiriyor. 

Ama asıl önemlisi şu: geçmişte hatalı işler yapmış, giderek insanlık suçu işlemiş biri, yıllar sonra bu huyundan vazgeçmiş olabilir mi? Yoksa insan ruhundaki o kötülük, iyileşmeyen bir hastalık gibi, hep var olacak mıdır?

Bir yan motif de elbette Amerikan usülü (ya da kapitalist tarzı) iş hayatı ve başarının bedeli. Ve hikaye bu temayla da daha zenginleşir gibi....   

1974 doğumlu, 1995’den beri sinemada olan yazar ve oyuncu Joel Edgerton, yazar-yönetmen olarak bu ilk uzun filminde hayli başarılı olabiliyor. O karmaşık Gordo karakterini de ustaca canlandırdığı gibi...

Sinemaseverlerin iyi tanıdığı Jason Bateman-Rebecca Hall ikilisi de öyle. Değeri tam bilinmemiş bu iki oyuncu, bu filmde belki en hatırlanan kompozisyonlarını veriyorlar.

Bu aile dramı, tuhaf entrikası ve ağır ama sağlam temposuyla insanı etkiliyor. Ve görülmeyi de hak ediyor.

 

YARIN: Tatil Zamanı ve Dünyanın Sonu

Yazarın Diğer Yazıları

Son dönemin en büyük düş kırklığı getiren filmi

Her şeyin sonuç olarak bir özenti gibi durduğu "Hain"de, cesetler birbiri ardına geliyor. Sonu yok sanki... Sonunda bir tek başkan, yani Haldun Dormen sağ kalıyor. Acaba ona olan saygıdan mı dersiniz?

Kadın özgürlüğüne adanmış çok özgün bir komedi

Mukadderat; bir yandan yalnız bizde değil, tüm dünyada da var olan aile kurumunun miras denen olayla boğuşmasını ele alır. Öte yandan bu yaşlanmayı kabul etmeyen bir kadının portresidir

Belki tüm zamanların en kanlı Türk filmi

Tümüyle sadizm ve sado-mazoşizm duygusu sinmiş "Barda 2", belki tüm zamanların en kanlı Türk filmi olmaya adaydır. Bu kıyımdan kurtulan pek azdır. Böyle bir filmin bir kadının elinden çıkması kendi başına bir olaydır bence...

"
"