04 Kasım 2023

TSYD nasıl meslek örgütü?

Bunca zaman susup neden üyesi olduğum derneği şimdi eleştiriyorum?

Benim de üyesi olduğum Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin (TSYD) son yıllardaki tutumuna anlam vermek giderek zorlaşıyor. Mevcut başkan Oğuz Tongsir restoran ve sosyal tesis mi işletiyor yoksa saygın bir derneği mi yönetiyor anlamakta güçlük çekiyorum. Yaz boyunca telefonuma “havuz başında bilmem ne gecesi, bilmem kimin şarkıları eşliğinde” şeklinde mesajlar geldi durdu. Ha bir de doğum ve vefat haberleri var haklarını yememek gerekli.

Doğanlara sağlıklı ve uzun bir yaşam dileyelim vefat edenler için de ‘huzur içinde uyusunlar’ diyelim… Ne genç meslektaşlarım için kendilerini geliştirme olanağı bulacakları bir eğitim programı mevcut veya benzeri bir organizasyondan söz eden var. Zor günler geçiren derneğin emekli üyeleri için ise en ufak bir adım yok! Sanırsınız Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin asli görevi Levent’teki sosyal tesisleri çalıştırmak. (Açık olimpik havuz, yarı olimpik kapalı havuz, tenis kortu, jimnastik salonu ve tabii restoran!)

Bunca zaman susup neden üyesi olduğum derneği şimdi eleştiriyorum? Nedenini hemen aktarayım…

Memlekette nerede ise gün aşırı bir gazeteci gözaltına alınıyor ya da tutuklanıyor. Elbette söz konusu gazetecilerin tümü ‘muhalif’ olarak tanımlanıyor. Oysa yaptıkları meslek etiğine bağlı kalarak olan biteni objektif aktarmak. Bir gazetecinin gözaltına alınmasına ya da tutuklamasına ilk refleksi üyesi olduğumuz Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) veriyor. Ardından sivil toplum kuruluşları geliyor sonra da çeşitli meslek odaları. Türkiye Spor Yazarları Derneği ise susuyor. Aman mevcut başkan Oğuz Tongsir, Levent’teki tesiste kendisine yaptırdığı özel banyolu, yatak odalı ofisinde rahatsız olmasın ve TSYD kelepçelenen meslektaşlarına destek verip AKP iktidarının tepkisini çekmesin!

Evet gazeteciliğin farklı kategorileri mevcut kimimiz spor yazarız kimimiz de siyaset ancak haberci için "gazetecilik" bütündür. Yanı başımda tanıklık edeceğim bir afet yaşanacak "Ben spor yazarıyım" diyerek bu gelişmenin haberini yazmayacağım! Ya da politik yazılar kaleme alan meslektaşımız bir kulüp başkanının illegal girişimlerini öğrenecek ve buna kayıtsız kalacak. "Sadece Gazeteciyim" diyebilen için olası mı? Bu zamane "gastecileri" için geçerli değil elbette!.. Kaldı ki bir spor yazarı saldırıya uğradığında ilk destek spor yazarı olmayan gazetecilerden geliyor.

Bir dönem için başkanlık görevine talip olan Oğuz Tongsir 3 dönem, tam 9 yıldır TSYD’nin başkanı ve dördüncü dönem de başkanlığını sürdürmek için tüzük tadil kongresi yaptı. Yaptıkları bununla sınırlı değil elbette! Oğuz Tongsir, işvereni ile 212 Basın İş Kanuna göre sözleşmesi olmayanı da henüz basın kartı edinememişleri de derneğe üye yaptı ve yapmaya da devam ediyor. (212: Haberciler, gazeteciler, muhabirler, kameraman vb. gibi TV-Radyo gibi medya organlarında çalışanlar kanun koyucu tarafından Basın İş Kanunu hükümlerine tabi tutulması)

Oğuz Tongsir’in görevde kalmak için sürekli kendisine yandaş toplaması ayıptan da öte. Tabii ki genç meslektaşlarımız da derneğin üyesi olmalı ancak bir internet sitesinde 2 yazı yazanın dernek üyeliğine karşıyım açık ve net! Oğuz Tongsir’in yaklaşan kongre öncesi ne kadar yandaşı varsa kulübe üye yapan kulüp başkanlarından ne farkı kaldı? Galiba biraz da dördüncü kez başkan olmak isteyen birisine benzemeye çalışıyor!

Ancak Oğuz Tongsir’e anımsatmak yarar var üyeler dördüncü dönem için "evet" demiş olsalar da "Tüzük Tadil Kongresi" devlet organları tarafından henüz onaylanmadı. 2024’ün Mart ayında süreleri dolan şubelerin Mayıs ayında genel kurul yapıp başkanı değiştirmesi zorunluluk. Ayrıca Türkiye Spor Yazarları Derneği kimsenin şahsi kurumu değil. Saygıyla andığım onca başkan işlerini yaptı ve başkanlığı ardından gelene devretti.

Ezcümle: Bir dernek istiyorum gözaltına alınan ya da tutuklanan meslektaşına destek versin. Bir dernek istiyorum genç üyelerine çağdaş eğitim olanağı sunsun. Bir dernek istiyorum zordaki emekli üyelerine sahip çıksın…

Çok şey mi istiyorum?

 

Yazarın Diğer Yazıları

Her şey hızla kirleniyordu, birinciliği hakemlere verdiler!..

İki gole engel olan kalece Mert Günok ile savunmayı ayakta tutan Necip Uysal’ın da hakkın vermek gerekli

Beşiktaş’ın prangası Fernandes!

Ve görüldü ki oyundan çıkması gereken tek isim sahada sadece koşan Fernandes’miş…

Aynı tas, aynı hamam, aynı tellak!

Olmuyor olmayacak da… Özgüvenini yitirmiş oyuncu topluluğunun ivedi olarak profesyonel mental desteğe gereksinimi var