Bir değil ama on maç karar vermek için kriterdir. Ne yazık ki Portekizli teknik direktör Fernando Manuel Fernandes da Costa Santos’un Beşiktaş’a verebileceği hiçbir şey yok. Santos, Beşiktaş’ın başında çıktığı onuncu maçında bu gerçeği somut olarak ortaya koyuverdi. Ununu elemiş eleğini duvara asmış Fernando Santos’u ‘Büyük Hoca’ duyurusu ile takımın başına getirenler ya hata yaptıklarını kabullenirler ya da her puan kaybının ardından farklı mazeretleri dile getirmeyi alışkanlık edinirler…
Galatasaray derbisine Cenk Tosun ile başlıyorsan sen zaten kazanma şansını en alt seviyeye çekmişsindir. Cenk Tosun, artık Beşiktaş’ın ‘prangasıdır.’ Şayet puan yitirmek istiyorsan Cenk Tosun’u oynatırsın! Kanatları da işlevsiz hale getirirsen Semih Kılıçsoy topla bulaşamaz ve doğal olarak gol atamaz. Bu gerçekleri ‘sıradan’ diyeceğimiz futbol tutkunu biliyor da deneyimli bir teknik direktör nasıl anlamıyor bunu henüz çözebilmiş değilim! Beşiktaş, kendi sahasında ve seyircisi önünde Mohammed Al Musrati’nin kendi kalesine attığı kafa golüyle rakibi Galatasaray’a 1-0 yenildi. Bunların futbolun olağan akışında yaşanması kaçınılmaz. Oyuncu gol de, penaltı da kaçırır kimi zaman da yanlış vuruşla topu kendi kalesine gönderebilir. Lakin Mohammed Al Musrati’nin kendi kalesine gönderdiği kafa vuruşunda ne yapmaya çalıştığını anlamak çok zor. Kafa vuruşlarında ihtisas sahibi bizler anlayamadıktan sonra başkaları nasıl anlamlandırır bilemedim. Ne de olsa bizler, ‘15 Temmuz Destanı’nda alçaktan uçan F16’lara kafa atıp şehit düşenleri ile aynı havayı soluduk, az çok kafa nasıl ve ne zaman atılır biliriz!
Bir tek kişi çıkıp da Fernando Santos’un sahaya doğru takım sürdüğünü, yaptığı değişimlerin yerinde ve akılcı olduğunu, 100 dakika boyunca takımını gol atacak taktikle oynattığını söyleyebilir mi? Galatasaray karşısında sağ kulvarı iyi kullanan ve orta yapabilen tek eleman Milot Rashica’yı oyundan nasıl çıkarırsın? Üstelik Cenk Tosun’un yetersizliği Arther Masuaku’yu oyundan düşürmüşken.
Beşiktaş’ın tüm sorunları elbette ki Portekizli teknik direktörden kaynaklanmıyor ancak çözülmesi gereken öncelikli problemi gibi gözüküyor. Vincent Aboubakar’ın da Santos gibi Beşiktaş’a verebileceği hiçbir şeyi kalmamış, şu sıralarda vakit geçiriyor. Defalarca dile getirdim bu son olsun! Omurgası ve oyun sistemi olmayan takıma dilersen Lionel Messi’yi getir katkı sağlayamaz. Bu nedenle 10 milyon Euro’ya transfer edilen Ernest Muçi’nin şapkasından tavşan çıkarması da olası değil. Futbol takım oyunu ama Beşiktaş şimdilik takım olmaktan çok uzakta. Oysa Samet Aybaba ağabeyleri bu işleri çok iyi bilir! Bir dokunsa Beşiktaş takım olur çıkar!
Beşiktaş kötü de Galatasaray iyi mi? Şampiyonluk yarışında lider takımın çok daha iyi oynaması gerekirdi, ‘omurgasız’ Beşiktaş karşısında. İleri uçta ciddi hatalar yaptılar ve olası gol pozisyonları yaratmada acemice davrandılar. Mauro Icardi ise beklenenden çok uzaktı. Yarışta geride kalmamalarını ise Mohammed Al Musrati’ye borçlular.
Omar Colley kırmızı kartla oyun dışında kalmalı mıydı? Şayet hakemler benzer pozisyonlarda ‘kırmızı kartlarına’ başvururlar ise ligdeki tüm takımlar, hiçbir maçı 11 kişi tamamlayamaz. Cenk Tosun’un pozisyonu penaltı mıydı? Kendini gereksiz o kadar çok yere attı ki hakem de hangisinin gerçek olduğuna karar vermekte güçlük çekti.
Son sözüm tribündeki Beşiktaş yandaşına. Sevgili Beşiktaşlılar geçmiş yıllarda Beşiktaş art arda ligin en centilmen taraftarı seçilirdi. O tribünlerden ‘harika’ besteler, ‘kusursuz’ espriler yükselir ve skor ne olursu olsun konuk takım alkışlanırdı. Bunun için de herkes Beşiktaş tribünlerine saygı ve hayranlık duyardı. Ya şimdi? Elinize geçirdiğiniz suları rakip takımın oyuncularına atarak Beşiktaş’a puan mı kazandırdınız? Örnek mi oldunuz? Ben utandım sizleri bilemem!
