Bir hafta sonra bu saatlerde Beşiktaş Kulübü Başkanı kim olursa olsun Cenk Tosun ile Vincent Aboubakar’ı vakit yitirmeden elden çıkarmak önceliği olmalı. Elbette yazıldığı, çizildiği ve de iddia edildiği gibi Vincet Aboubakar’ı Suudi Arabistan’dan isteyen, Cenk Tosun’a da Amerika Birleşik Devletleri’nden talip varsa. Aksi takdirde penaltı atışı yapmayı dahi beceremeyen Cenk Tosun, Beşiktaş’ın başına dert olacak ve arkasından gelen gençlerin yolunu tıkamaya devam edecek. Cenk Tosun ne Beşiktaş’ın gereksinim duyduğu sol açık elemanı ne de ileride tek adam! Beşiktaş’tan dört ay sonra alacağını talep edip bunu da alan Vincent Aboubakar ise bir başka problem. Parayı veren Aboubakar’ı oynatır! Diğerleri farklı mı? Samsun deplasmanında kaleci Mert Günok ile Valentin Rosier dışındakiler için sunabileceğim gerçekçi eleştiri; al birini vur ötekine...

Cenk Tosun ve Vincent Aboubakar

Yıllar içinde Beşiktaş’ın çok kötü oyunlarına tanıklık ettim ancak ilk kez bu kadar fazla top kaybıyla oynayan Beşiktaş’ı hayretler içinde Samsun’da izledim. Top kaybında öncelik Gedson Fernandez’e aitti Samsun deplasmanında. O’nu sırasıyla Amir Hadziahmetovic  ile Alex Oxlade Chamberlain izledi tabii, diğerleri de eşlik etti. Valentin Rosier’nin yoktan var ettiği penaltı atışını şansının da yardımıyla ikinci vuruşunda Samsunspor ağlarına gönderen Cenk Tosun, Beşiktaş’ı öne geçirdi. Marius Mouandilmadji futbolda pek de fazla tanıklık etmediğimiz bir vuruşla skor tabelasında eşitliği sağladı. Zaman ilerledikçe Rıza Çalımbay sahadaki aksaklıkları gidermek için akılcı hamleler yaptı, ki bunların içinde kayda değeri Cenk Tosun-Tayfur Bingöl değişimiydi, zaten bu da Beşiktaş’ı kısmen canlandırdı. ‘Sarı Fırtına’ Metin Tekin’in dediği gibi, “Sahanın içinden gelen teknik adam kulübede çabuk reaksiyon gösterir ve çoğu kez de doğru kararlar verir” Rıza Çalımbay da öyle yaptı... Oyunun sonlarına doğru Omer Colley becerisiyle attığı golle yağmurlu gecenin skorunu belirledi; Samsunspor 1- Beşiktaş 2…

Takımın yarısı yok, büyük bölümü sakat, birkaçı da cezalı ancak bu mazeret olamaz. Beşiktaş gibi takım nasıl bu kadar çok top kaybıyla oynar? Kullandığı köşe vuruşundan 5 saniye sonra top nasıl kendi kalesine gider? Eksik Beşiktaş, Samsun deplasmanından yenilgiyle ayrılmasa da sorgulanması gereken çok şey var! Rıza Çalımbay’a ‘şunu niye burada oynatmadın?’ şeklinde eleştiri sunmak olası değil zira şu aralar sadece Şenol Güneş’in ardında bıraktığı ‘enkazı’ temizlemeye çabalıyor. Yöneticilere ‘Niye bunu transfer ettiniz?’ serzenişinde bulunmak da olmaz çünkü onlar da vedaya hazırlanıyorlar…

Bir spor kulübünün başarısı salt futbol takımının skor tabelasına yansıyan rakamlarla bağıntılı değildir elbette ancak ortada da kocaman bir ‘hiç’ mevcut. Gelen gideni aratır mı? Hep birlikte göreceğiz ama şunun altını da özenle çizme gereği duyuyorum. Ahmet Nur Çebi çok iyi insan ve zor durumdaki arkadaşlarının, dostlarının yardımına koştuğuna sıkça tanıklık ediyorum. Bunun yanında hiçkimse Ahmet Nur Çebi’yi ‘parasal’ olarak zan altında bırakamaz, aksine kulübün mali yapısında olumlu değişimlere imza attı. Ayrıca Fikret Orman döneminde 3 ay geriden maaş alan kulüp çalışanlarının an itibariyle kulüpten alacakları yok ve maaşları günü gününe ödeniyor. Tüm bunlar yetiyor mu? Sorun da burada zaten! Kulüp yönetmek için hele hele Beşiktaş’ı yönetmek için ‘iyi insan’ olmak yeterli olmuyor, sporu bilmek bir de vizyon gerekiyor! Güle güle Ahmet Nur Çebi... Senin Beşiktaş’tan almadığını herkes biliyor, yolun açık olsun, her zaman sevgi ve saygıyla anıl ve de ahmakça konuşanların söylediklerini asla dikkate alma…