Sene 2009-10.
Bir telefon.
Marmara Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'nde okuyan bir Ermeni kadın arkadaşımız, okuldakilerin etnik kimliğini öğrenmesi üzerine otobüste okula giderken sürekli tacize uğradığı için okulu bırakmak zorunda kalmış. Haber olmasını istiyor annesi, ama bir yandan da korkuyor. Üniversite yetkilileri "gelsin canım" diyor "neden korkuyormuş" diyor telefonda bana.
Su ürünleri fakültesi uzun ve ıssızca bir yol. İETT otobüslerinde sabah erken veya gece geç saate kalınca okuldan sonraki durakta binen milliyetçi gençlerin tacizini anlatıyor bana S.B. sonrasında da ekliyor: "Eğer dönebileceksem okula. Rektörü kırmak istemem ama sınavlara giremedim."
Okul yöneticileri ve sınıf arkadaşları ile görüştükten sonra kampüs yakınındaki Ülkü Ocakları'ndaki gençlerin bu işi organize ettikleri bilgisine ulaşıyoruz. Ülkü Ocakları başkanını arıyorum. O dönem kimdi ismini şimdi hatırlamıyorum, merak edenler o dönemki Agos'lara bakabilirler. Haberini yapmış kendisinin açıklamasını kendi cümleleriyle yayınlamıştık. Ama hiç unutmam şunu söylediğini: "Ülkü ocaklarının arasına karışmış bizimle bağı olmayan, birkaç kendini bilmez".
Biz o zaman gazeteciliğimizi yapmıştık sayın başkan ama bak sizin o kendi bilmezler yine çıktı meydane!
Dünyaca ünlü Ermeni piyanist Tigran Hamasyan Ermeni soykırımının 100. yılına atfen gerçekleştirdiği dünya turnesinin birkaç konserini vermek için Kars'taydı.
Kars Ülkü Ocakları Başkanı Tolga Adıgüzel, konserde Hamasyan'ın papaz kıyafeti giymesini hakaret kabul ederek "Yaptıkları bu hareketle ne amaçlanmak isteniyor? Bunların içerideki destekçileri kimlerdir? Hangi satılmış basın mensupları bunlar ile ortaklaşa hareket ediyor? Herkes haddini bilecek ve bu saatten sonra ayağını denk alacaktır. İçeriden ve dışarıdan satılmış hain beyinler tarafından sabrımız zorlanmak mı isteniyor? Yoksa bizler de Kars caddelerinde Ermeni avına mı çıkalım?" demesin mi.
Bir de üstüne: "Onların kutsal saydığı bir yerde konser verebilir miyiz ya da mehteran takımını yürütebilir miyiz? Bizler bunları belki şimdilik yapmıyoruz ama bu yapmayacağımız anlamına da gelmesin ve bunların hepsini not ettik"
Yahu bu Adıgüzel denen vatandaşın dediklerini neresinden tutsan olmuyor!
Cumhurbaşkanı'nın 'saray görevlileri'ni maymuna çevirip merdivenlerde kukla gibi oynattığı ülkede papaz kıyafeti ile konser veren Tigran Hamasyan'a sataşmasından mı anlamalıyız cahilliğini... Ki zaten;
1) O papaz kıyafeti değil! bizde papazlar siyah cübbe giyerler...
2) Daha dün Devlet Bahçeli'nin önderliğinde Ermeniler için kutsal sayılan Ani harabelerinde "Allah Allah" sesleriyle namaz kılmadı mı? Herhalde Adıgüzel o kısmını kaçırmış. Ya da katılmamış o etkinliğe.
3) Yahu adam konserde ne isterse giyer sana ne!
4) Sokakta avlamak derken tam neyi kastettiğini, kendi de biliyor mu acaba?
Tabii Türkiye'de bir Ülkü Ocakları başkanı bunları der, ardından ne bir kamu davası açılır hakaretten ya da tehditten. Adıgüzel'in çağrısıyla 'Sokakta Ermeni avına' çıkacaklara duyurulur. Güzel bir Türk atasözü vardır; "Ava giden avlanır".
Türkiye'de nefret suçları gün geçtikçe artarken ceza yasasını çıkaracak partiler arasında MHP de yer alacaksa eğer bugün ve 5 yıl önce söylenenlerin hesabını verebilecek mi?
Zamansız uluyan kurdu dolunay çarpsın emi!