15 Şubat 2023

Üniversiteleri geçici kapatma ve uzaktan eğitime geçirme yetkisi kimde?

Ama sonuçta hukuken bu konudaki yetkinin üniversitelerin ilgili kurullarında olduğu ve gerek Cumhurbaşkanının gerek YÖK'ün bu konuda yetkili olmadığı çok açık

Tüm ülkeyi sarsan ve 10 ili ciddi biçimde etkileyen deprem felaketi sonrasında Cumhurbaşkanı tarafından tüm ülkede üniversitelerin bahar dönemi sonuna kadar kapatılacağı ve uzaktan eğitime geçileceği açıklandı.

Bunun üzerine YÖK tarafından yapılan açıklamada YÖK'ün tüm üniversiteler için yaza kadar uzaktan eğitime geçilmesi ve yüz yüze eğitim yapılmaması yönünde karar aldığı duyuruldu.

Kararın gerekçesinin tüm üniversite yurtlarının depremde evleri yıkılan veya zarar gören depremzedeler tarafından kullanılmasını sağlamak olduğu anlaşılıyor.

Üniversitelerin geçici kapatılmasına ve uzaktan eğitime geçilmesinde yetki hukuken sadece her üniversitenin kendi yetkili kurullarında.

Burada özellikle uzaktan eğitime geçilmesi konusu akademik bir konu olduğu için sadece üniversite yönetim kurulları değil, üniversite senatoları da karar almalı.

Bunun tek istisnası, eğer tüm ülke çapında OHAL kararı alınırsa, Cumhurbaşkanı (CB) OHAL CBK'sı (kararnamesi) ile böyle bir yetki kullanabilir.

Şu anda olduğu gibi sadece 10 ilde OHAL ilan edildiğinde CB kararname ile sadece bu illerdeki üniversiteler için böyle bir karar alabilir.

Bunun dışında CB'nin gerek kararname (CBK) ile gerek CB kararı ile üniversiteleri geçici kapatma ve uzaktan eğitime geçirme yetkisi yok.

CB'nin böyle bir yetkisinin olmamasının hukuksal dayanağı Anayasa'nın m.130 ile m.104/17 hükümleri.

Bu hükümlere göre üniversiteler üzerinde merkezi idarenin (mesela CB'nin) kullanabileceği her tür hukuki yetki (denetim yetkileri dahil) açıkça kanunla öngörülmek zorunda (m.130). Diğer yandan Anayasada açıkça kanunla düzenleneceği belirtilen konularda CB, kararname (CBK) ile düzenleme yapamıyor (m.104/17).

YÖK Kanunu dahil herhangi bir kanunda da CB'ye böyle bir yetki tanınmamış.

O halde hukuken CB'nin, tüm ülkede OHAL ilan etmedikçe üniversiteler hakkında böyle bir karar alma yetkisi yok. Çok açık.

Peki YÖK'ün yetkisi var mı?

YÖK'ün de yetkisi yok.

Öncelikle Anayasa m.130 ve 131 hükümlerine göre YÖK üniversitelerin sadece idari vesayet makamı. Hiyerarşik üstü değil.

Nitekim Anayasa üniversitelere açıkça bilimsel özerklik vermiş ve yine üniversitelere açıkça "kamu tüzel kişiliği" tanımış (m.130). Kamu tüzel kişiliğine sahip olmak ise dolaylı da olsa "idari özerklik" anlamına gelir. YÖK ise üniversiteler arasında koordinasyonu ve denetimi sağlamak üzere kurulmuş ayrı bir kamu tüzel kişisi.

İdare hukuku açısından bunun anlamı, hukuken YÖK üniversiteler üzerinde ancak kanunda açıkça öngörülen yetkileri kullanabilir. Kanunda açıkça belirtilmeyen yetkiyi kullanamaz.

Bunlar zaten hukuk fakültelerinde anlattığımız temel idare hukuku bilgileri.

YÖK Kanununa bakıldığında ise YÖK'e üniversiteleri geçici olarak kapatma ve tüm üniversiteleri zorunlu olarak uzaktan eğitime geçirme konusunda yetki tanınmış değil.

Bu konu ile ilgili olabilecek YÖK Kanunu m.7'de YÖK'e tanınmış şöyle bir yetki var:

"Eğitim - öğretimin aksaması sonucunu doğuracak olaylar dolayısıyla öğrenime ara verilmesine veya tekrar başlatılmasına ilişkin olarak üniversitelerden gelecek önerilere göre veya doğrudan karar verip uygulatmak".

Bu yetki sadece "eğitim-öğretimi aksatacak nitelikte" ülke çapında büyük şiddet olayları çıkması halinde öngörülmüş. Üstelik eğitimin niteliğini (yüz yüze veya uzaktan) değiştirme yetkisini içermiyor.

Somut depremin ise 10 il dışında ülkenin diğer illerinde "eğitim-öğretimi aksatacak nitelikte" olmadığı açık.

Yani salt öğrenci yurtlarına ihtiyaç olması YÖK'e tüm ülkede üniversiteleri geçici kapatma ve uzaktan eğitime geçirme yetkisi vermiyor.

Bu arada CB'nin veya YÖK'ün üniversite yönetimlerinin böyle bir karar almalarını istemesi halinde üniversite yönetimlerinin bu yönde karar almaya zorunlu hissedecekleri konusu hukuki bir konu değil. Yerindeliğe giren bir konu. Burada işin hukuki boyutunu inceliyoruz.

Nitekim basına yansıdığı kadarıyla örneğin Boğaziçi Üniversitesi, isteyen öğrencinin uzaktan isteyenin ise yüz yüze eğitim alabileceğini duyurmuş. Haberde açık değil ama herhalde böyle bir kararı yetkili kurullarında almışlardır.

Bunun da anlamı CB ve YÖK'ün aldığı karardan farklı bir karar aldıkları.

Gelen tepkiler üzerine YÖK'ün üniversite yönetimlerine fiilen böyle bir esnek seçenek tanıyıp tanımadığı henüz bilinmiyor.

Ama sonuçta hukuken bu konudaki yetkinin üniversitelerin ilgili kurullarında olduğu ve gerek CB'nin gerek YÖK'ün bu konuda yetkili olmadığı çok açık.

Uzaktan eğitim randımanlı mı?

İşin esasına gelirsek de durum farklı değil.

Öncelikle öğrenci yurtlarına başka bir konuda acil ihtiyaç duyulması tüm yüksek öğretimi tatil etmeyi veya uzaktan hale getirmeyi haklı kılacak bir "sebep" değil.

Depremzedelerin geçici barınma ihtiyaçlarının başka yollarla sağlanması pekala mümkün. Kullanılmayan yazlıklar ve ikinci konutların; kamu sosyal tesislerinin ya da kışın aktif kullanılmayan otellerin, devletçe rayiç kira bedeli ödenerek, örneğin 1 yıl süre ile kullanıma açılması gibi.

Diğer yandan, pandemide bariz biçimde ortaya çıktı ki özellikle üniversite lisans eğitiminin bütünüyle uzaktan yapılması eğitimin kalitesini gerçekten bozuyor. Sınav güvenliğinin sağlanması da mümkün olmuyor. Üniversite eğitiminin ayrılmaz parçası olan sosyalleşme ve yüz yüze etkileşime de olumsuz etkiliyor.

Sonuçta hem öğrencilerin hem de akademisyenlerin psikolojisini bozuyor.

Buna karşın lisansüstü (master, doktora) eğitimde uzaktan eğitim büyük sakıncalar içermiyor.

Bu nedenle, depremden doğrudan etkilenen öğrenciler için gerekli esneklikler sağlanarak, 10 il dışındaki üniversiteler için yaza kadar geçici kapatma ve uzaktan eğitime geçme kararlarından bir an önce dönülmesi, gerek hukuka aykırılık nedeniyle gerekse yükseköğretimin kalitesi açısından, acil bir gereklilik.

Ali D. Ulusoy kimdir?

Halen Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Başkanı ve öğretim üyesi olan Prof. Dr. Ali D. Ulusoy, 1968 yılı Mersin Mut doğumludur.

Öğretim üyeliği yanında EPDK Hukuk Dairesi Başkanlığı, BDDK Hukuk Danışmanlığı, Başbakanlık Bilgi Edinme Kurulu Üyeliği, TOBB-ETÜ Hukuk Fakültesi kurucu dekanlığı ve İzmir Yaşar Üniversitesi rektör yardımcılığı gibi idari görevlerde bulunmuştur.

ABD Los Angeles California Üniversitesinde (UCLA) iki yıl (2006-2007; 2017-2018) misafir öğretim üyesi olarak kalmıştır. 2011-2014 arası üç yıl Danıştay Üyeliği yapmış ve kendi isteğiyle ayrılıp üniversiteye dönmüştür.

Uzmanlık alanları: İdare hukuku, İdari yargı, Ekonomik kamu hukuku, İdari yaptırımlar, İnsan hakları, Devlet-din ilişkileri.

Lisans: Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi. Yüksek Lisans: Fransa Bordeaux Üniversitesi. Doktora: Fransa Bordeaux Üniversitesi. Doçentlik:2002, Profesörlük: 2008.

Yazarın Diğer Yazıları

Suriye’de Dışişleri Bakanı’ndan çalınan rol

Şam’daki namaz ve HTŞ lideri ile görüşme “şov”unda Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’dan rol mü çalındı?

Kürt sorunu çözülemez, kimse kimseyi kandırmasın!

Tüm vatandaşlara tanınmış haklardan Kürtleri de yararlandırmak, yani “eşit vatandaşlık hakları” yeterli mi? Yoksa Kürt kimliği hukuksal boyutta resmen tanınmadıkça ve korunmadıkça Kürtler açısından gerçek çözüm sayılmayacak mı?

Özgür Özel’in liderlik sınavı

Sayın Yavaş’ın partiden dışlanıp, bağımsız aday olması durumunda ise, pekâlâ mümkün olan kazanması halinde CHP bir kez daha kaybetmiş olacak. Bunun faturası da kuşkusuz Sayın Özel’e kesilecek ve büyük olasılıkla genel başkanlıkta kalması mümkün olmayacak. Belki de siyasi yolculuğunun sonuna gelecek

"
"