13 Aralık 2020

Minimalist akımın kraliçesinden modanın mangasına tasarım desteği

90'lı yıllarda moda dünyasında doğan minimalizm akımının öncülerinden Jill Sander, Fast Fashion sektörününün dev markası Uniqlo ile işbirliği yaptı

80'li yıllarda Paris'e gelerek moda kodlarını altüst eden Japon tasarımcılara karşıt trend olarak doğan maksimalizm akımı hüküm sürerken, 1990'lı yılların başında bu kez minimalizm akımı doğdu.

"Less is more" (az ama öz) sloganı ile, moda eğilimlerine yeni bir yorum getiren bu anlayışın en önemli temsilcileri, Alman asıllı tasarımcı Jil Sander ve Avusturyalı Helmut Lang oldu.

Giysiyi "kaliteli kumaş, mükemmel kup ve kesim" olarak niteleyen bu akım, renk paletini minimuma indirgeyerek, her türlü aksesuar ve fanteziyi ortadan kaldırmayı hedefliyordu.

Jil Sander, yarattığı tarzla bilhassa elitist ve entelektüel kesimi etkileyerek kısa sürede tüm dünyada tanınan bir tasarımcı haline geldi.

Ünlü Amerikalı mimar Michael Gabellini tarafından tasarlanan ve Paris, New York, Londra ve Milano gibi moda merkezlerinde açılan yalın ancak ihtişamlı mağazalarda sunulan Jil Sander koleksiyonları, şüphesiz birçok tasarımcıyı etkileyerek 90'lı yıllara damgasını vurmuş oldu.

Markasını İtalyan tröst Prada'ya sattıktan kısa bir süre sonra moda arenasından çekilen ünlü tasarımcı, bir müddet önce Japon fast-fashion markası Uniqlo ile iş birliğine giderek tekrar gündeme oturdu.

2020-21 sonbahar-kış koleksiyonu için satışa sunulan Jil Sander kapsül koleksiyonunda, erkek ve kadın için tasarlanan modeller, ünlü tasarımcının dokunuşu ile başka bir boyuta taşınmış oldu.

Henüz Türkiye'ye girmemiş olsa da ülkemizde de tanınan "mas marketing" sektörünün dev markası Uniqlo'nun hikayesi ise bir hayli ilginç. 

Zara ve H&M gibi geniş kitlelere ulaşmayı hedefleyen bir marka olarak 1984 yılında Japonya'da doğan Uniqlo, günümüzde dünyanın dört bir yanında açtığı dört bine yakın mağaza ve 20 milyar doları aşan cirosu ile dev bir imparatorluk haline geldi.

Markanın kurucusu olan iş insanı Tadashi Yanai'nin hedefi, kaliteli ancak ucuz ürünler üreterek hedef tüketiciye ulaşmak ve diğer markalara paralel olarak kendi kimliğini kabul ettirmekti.

Çin'de kurduğu triko fabrikalarında üretilen kaşmir ürünler, torbasına konulduğunda küçük bir pakete dönüşen kaz tüyü montlar, geleneksel Japon dokuma tekniği ile üretilmiş kumaşlardan tasarlanan kot modelleri ve "heattech" tekniği ile tasarlanmış sıcağa ve soğuğa karşı korunaklı iç giyim ürünleri ile ünlenen Uniqlo her sınıftan tüketiciye ulaşarak hedefine ulaşmış oldu.

Markasını "Modanın Mangası" olarak niteleyen Tadashi Yanai, edindiği servetle Forbes tarafından dünyanın 41. zengin iş insanı olarak gösteriliyor. Başarısını büyük ölçüde prensiplerine olan kararlığına bağlanan Yanai, kalite ve uygun fiyat politikasından ödün vermeden yükselişine devam ediyor.

Jil Sander'le ilgili araştırmamı yaparken, her zaman hürmetle anacağım dostum Güngör Uras'ın bir makalesini okudum. Ünlü tasarımcıdan övgü ile bahseden Uras'ın, Türkiye'nin tekstil sektöründe kaydettiği yükselişe rağmen "Neden bizden de bir Jil Sander çıkmıyor" notu ilgimi çekti. Tasarım ve yaratıcılığa yeterli önemin verilmediğinden yakınan Güngör Uras'ın yerine bugün de ben şöyle bir not düşmek istiyorum:

Bir Jil Sander'i çıkaramadık ama bir Uniqlo'yu niye çıkaramadık?

Tekrar birbirimize sarılabileceğimiz "Koronasız" günlere…

Yazarın Diğer Yazıları

Modada yeni bir trend mi: “Wrong jacket theory”

Yılbaşı gecesi party dress’lerinin üstüne ne giyecekleri düşüncesine kapılmış olan okuyucularıma şimdiden akıma öncülük etmelerinde bir sakınca olmadığını belirtmek isterim. Gardırobunuzu açıp şimdiye kadar eşleşeceğinizi aklınızdan geçirmediğiniz parçaları giyip aynaya bakın, çıkabilirsiniz!

Amerikalıların çiftçi ceketi trend tablosunda

Pratik kupu, tüm meteorolojik şartlara uygun tasarımı ile doğada vakit geçiren erkeklerin vazgeçilmez ceket modeli, fitilli kadife yakası deriye dönüşmüş, volümleri oynanmış yepyeni bir estetik anlayışla vitrinlerde göz dolduruyor

Moda’nın vazgeçilmez esin kaynağı: Sürrealizm

Gerçeküstülük, 1920’li yıllardan günümüze kadar modaya esin kaynağı olmaya devam ediyor. Japonizm akımının öncülerinden Rei Kawabuko, Alexander Mc Queen, Hollandalı tasarımcı İris Van Harper, Moschino markasının yaratıcı yönetmeni Jeremy Scott ve Daniel Roseberry kimliklerini sürrealizm kodları doğrultusunda yaratmış olan tasarımcılardan bazıları

"
"