10 Şubat 2020

Şam - Halep karayolu Suriye Ordusu’nun denetiminde

Bir zamanlar ülke ticaretinin en yoğun yükünü taşıyan M-5 karayolunu El Kaide türevi gruplardan temizleyen Suriye Ordusu’nun yeni hedefi Lazkiye – Şam karayolu (M4) olacak

Yeni yılla birlikte "İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi"ndeki silahlı gruplara yönelik saldırılarını yoğunlaştıran ve bu şekilde M5 karayolu üzerindeki Ma’arretünnu’mân ile Serakip ilçe merkezlerini ve civarlarındaki onlarca yerleşimi ele geçiren Suriye Ordu birlikleri, Şam-Halep karayolunu çok büyük ölçüde cihatçılardan temizlediler.

Halep’in güneyi ile İdlib’in kuzeydoğu kırsallarında ağırlıklı olarak Heyet Tahriru’ş Şam (HTŞ) militanlarına karşı düzenledikleri operasyonların devamında çok sayıda köy ve beldeyi alarak bölgede çok yönlü ve hızlı bir ilerleme kaydettiler. Suriye Arap Ordusu’na bağlı birlikler, 8 Şubat günü El Eys köyü ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) de bir gözlem istasyonunun bulunduğu stratejik Tel Eys tepesi yakınlarında bulunan örgüt karargâh ve sığınaklarını imha ettiler. Türkiye sınırına 40 kilometre uzaklıktaki Hazer beldesinin El Eys köyü yakınında kurulu gözlem noktası, Halep'in batı kırsalına hâkim konumuyla stratejik öneme sahipti. Bir gün sonra da, Halep kırsalındaki Cebel-i Se’man ilçesine bağlı Zerbah köyündeki gözlem noktası Suriye denetimindeki topraklarda kaldı.

Hükümet kuvvetlerinin hızlı ilerlemesi karşısında El Kaide türevi cihatçı grupların M5 karayolunun doğusunu neredeyse tamamen boşaltarak batıya geçtikleri ileri sürüldü. Böylece Halep’i Şam’a bağlayan ve ülkenin ticari hayatı için son derece kritik öneme haiz M5 karayolunun yeniden bütünüyle Şam yönetiminin denetimine geçmesinin önünü açmış oldu. Gelişmeler, Rusya desteğindeki hükümet kuvvetlerinin M5 üzerinde tam denetim sağlamak üzeri olduğunu gösteriyor.

TSK’nın 11 gözlem noktası kuşatılmış oldu

Son gelişmeler, 17 Eylül 2018'de varılan Soçi mutabakatı ile İdlib bölgesinde ateşkes gözlem sorumluğu alan TSK için ayrı bir önem taşıyor. 9 Şubat 2020 itibarıyla TSK'nın Hama kırsalı ile İdlib bölgesinde Ekim 2018’den başlayarak peyderpey oluşturduğu gözlem noktalarından 11’i kuşatılarak Suriye Ordusu’nun denetimi altındaki topraklarda kalmış oldu.

Geçtiğimiz hafta meydana gelen gelişmelerle birlikte TSK’nın bölgede Suriye Ordu birliklerinin kuşatması altında kalmış olan (ve tabii Han Tukan ile Tel Eys gibi bazıları tamamen boşaltılmış olan) 11 gözlem noktası şunlar:

1. Hama kırsalındaki Morik (Tel es Savvan) yakınlarında bulunan gözlem noktası 

2. Ma’arretünnu’mân ilçesine bağlı Sırman köyü yakınlarında bulunan gözlem noktası 

3. Ma’arretünnu’mân ilçesine bağlı Maar Hatat köyü yakınlarında bulunan gözlem noktası 

4. Serakip ilçesine bağlı Tel Tukan köyü yakınlarında bulunan gözlem noktası  

5. Serakip ilçesinin kuzey, güney, doğu ve batısında çok yakın tarihlerde kurulmuş 4 gözlem istasyonu

6. Halep'in batı kırsalındaki Raşidin bölgesi yakınlarında bulunan gözlem noktası 

7. Halep kırsalındaki Hazer beldesinin Tel Eys tepesi yakınında kurulu olan gözlem noktası

8. Halep kırsalındaki Cebel-i Se’man ilçesine bağlı Zerbah köyü yakınlarında bulunan gözlem noktası.

Aslında TSK, Ankara’nın Astana sürecinde Moskova ve Tahran ile vardığı mutabakat çerçevesinde Suriye’nin İdlib muhafazasındaki ilk gözlem noktasını 13 Ekim 2017’de Dana ilçesindeki Salva köyü yakınlarında kurmuştu. Ankara, 2018 yılı Mayıs ayının ortalarına kadar TSK’ya bölgede tam 12 gözlem noktası kurdurdu. Bunlar arasında en güneyde yer alan ve Hama’nın kuzey kırsalında bulunan Morik gözlem noktası, geçtiğimiz yıl Ağustos ayında yaşanan Han Şeyhun muhaberesi sırasında Suriye Ordusu’nun kuşatması altında kalmış, ancak Ruslar Suriye askerleri ile Türk askerleri arasında tampon bölge oluşturarak üssün güvenliğine dair Ankara’ya güvence vermişti.

Morik’in kuşatılması akabinde TSK, Suriye Ordusunun Ma’arretünnu’mân şehrini almasını engellemek iamacıyla 23 Eylül 2019 tarihinde şehrin yaklaşık 14 km güneyindeki Maar Hatat köyü yakınlarında yeni bir gözlem noktası inşa etti.

Suriye birlikleri ilerledikçe, TSK kuşatılan gözlem noktaları yerlerine yenilerini kurma yoluna gidiyor. Bugün TSK’nın bölge genelinde sahip olduğu ve henüz Suriye kuşatması altında kalmamış (bir kısmı yeni kurulan) gözlem noktaları şunlar:

1. Dana ilçesindeki Salva köyü yakınlarında bulunan gözlem noktası 

2. Daret İzze ilçesindeki Samaan Kalesi (Takle köyü) yakınlarında bulunan gözlem noktası 

3. Daret İzze ilçesindeki Akil Dağı yakınlarında bulunan gözlem noktası 

4. Halep batı kırsalındaki Anadan (Tel Tamura) yakınlarında bulunan gözlem noktası 

5. İdlib’in 17 km kuzeydoğusundaki Taftanaz yakınlarında bulunan gözlem noktası

6. İdlib’in doğusundaki Sarmin yakınlarında bulunan gözlem noktası

7. Zaviye Dağı yakınlarındaki Şer Muğar gözlem noktası

8. İdlib'in güneybatı kırsalında Cisru’ş Şuğur ilçesine bağlı İştabrak köyü yakınlarında bulunan gözlem noktası

9. İdlib'in güneybatısında Zeytinlik bölgesi yakınlarında bulunan gözlem noktası

10. İdlib’in 6 km güneyindeki el Mastume yakınlarında bulunan gözlem noktası.

(Bu arada, TAS Haber Ajansı 6 Şubat tarihli haberinde, Suriye Ordusu’nun yayımladığı bir bildiride, TSK’nın Binniş, Maaret Masrin ve Taftanaz kasabaları arasında dört yeni gözlem noktası kurduğunu kaydetti. Ancak Taftanaz dışındaki gözlem noktalarının varlığı Türk yetkililer tarafından henüz teyit edilmiş değil.)

TSK’nın yeni gözlem noktaları ve mühimmat sevkiyatı

Son gelişmeler, İdlib bölgesinde gözlerin bundan böyle Lazkiye’yi Halep’e bağlayan M4 karayoluna çevrileceğini gösteriyor. Bölgedeki hareketlilik, Ankara’nın da konsantrasyonunu bu hatta çevirdiğini teyit eder nitelikte. TSK, bir taraftan M4 karayolunun kuzeyinde yeni gözlem noktaları oluştururken, bir taraftan da, bölgeye silah ve mühimmat takviyesi yapıyor.

Aralarında 70 tank ile zırhlı personel taşıyıcının da bulunduğu TSK’ya ait yaklaşık 300’ü aşkın askeri aracın 7 Şubat’ı 8’ine bağlayan gece yeni kurulan gözlem istasyonlarını takviye etmek üzere konvoy halinde Suriye’ye geçtiği bildirildi. Cilvegözü ve Bab el Hava sınır kapısından geçerek M45 karayolu boyunca güneydoğuya ilerleyen konvoyun Mastume’de konuşlandığı öğrenildi.

8 Şubat akşamı da TSK’ya ait tank, personel taşıyıcı zırhlı araç ve iş makinalarından oluşan yaklaşık 90 aracın Suriye topraklarına giriş yaptığı bildirildi.

9 Şubat günü, Türkiye'nin farklı birliklerinden gönderilen obüs ve mühimmatların yer aldığı askeri konvoyun, Hatay'ın Reyhanlı ilçesine ulaştığı kaydedildi. Burada askeri personel tarafından tırlardan indirilen obüslerin, geniş güvenlik önlemleri altında İdlib'deki gözlem noktalarına yönlendirildiğini öğrendik.

Peki bütün bu hareketliliğe fren yaptırabilecek bir diplomatik gelişme söz konusu mu? Şu an için hayır! Gerçi bir Rus askeri heyet İdlib’deki son gelişmeleri değerlendirmek üzere geçtiğimiz hafta sonu Ankara’ya geldi. Anadolu Ajansı’nın diplomatik kaynaklara dayanarak bildirdiğine göre, heyetler arasında iki tur halinde 3 saatlik görüşme yapıldı. Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sedat Önal başkanlığındaki Türk heyetinde, Dışişleri Bakanlığı, Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ve Milli İstihbarat Başkanlığı temsilcileri yer aldı. Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Büyükelçi Sergey Verşinin ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Suriye Özel Temsilcisi Büyükelçi Aleksandr Lavrentyev başkanlığındaki misafir heyette ise Rusya askeri ve istihbarat makamlarının temsilcileri bulunuyordu. Heyetler sahada bir an önce sükûnet sağlanması ve siyasi sürecin ilerletilmesi için atılabilecek adımlar üzerinde dursa da bunun ötesinde bir mutabakata ulaşılamadığı için görüşmelere, gelecek haftalarda devam edilmesi kararlaştırıldı.

Sözün özü, İdlib bölgesinde silahların susacağı gün henüz gelmedi. M5’in tamamen Suriye Ordu birliklerinin denetimine geçmesiyle birlikte de Rusya desteğindeki hükümet kuvvetlerinin M4’e yöneleceği konusunda pek şüphe yok gibi.


Twitter: @akdoganozkan

Yazarın Diğer Yazıları

Orta Doğu’da Arap sonbaharı

Batı’nın lacileri giydirdiği neo-Ladinist Colani güçlerinin Şam’a girmesi ve Esad’ın ülkeyi terk etmesinin ardından Suriye’de bir dönem bitti. Muzafferlerin sevinç çığlıkları yanıltmasın, kötü günler bitmiş ve şimdi sırada daha kötü günler de olabilir

Savaşın ekseni Türkiye sınırına dayanırken

İlk bakışta Lübnan ateşkesi akabinde, İran-Hizbullah ikmal hattını kesmeye yönelik bir hamle gibi görünen Suriye’deki cihatçı taarruzu en çok Tel Aviv’i sevindirmiş olabilir ama en çok Şam’ı mı, Tahran’ı mı, yoksa Ankara’yı mı üzecek, bunu söylemek için çok erken

‘Bibi’yi tutuklayanı yakarız’

“Kurallar temelli uluslararası düzen”, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Netanyahu ile Gallant hakkında alacağı tutuklama kararını önce 5 ay geciktirdi, şimdi de “sakın ha, tutuklarsanız yakarım sizi” deme yolunu seçiyor

"
"