02 Şubat 2018

'Evde üretilenlerden vergi alınsın' diyebilmek!

Ev yapımı kazak, patik, atkıdan tutun da yumurtaya, süte, peynire, salçaya kadar uzanan bir dizi alanda da vergi meselesi gündeme getirilecek mi?

Anadolu Grubu yönetim kurulu başkanı Tuncay Özilhan, “Bira satışı düşüyor ama tüketim konusunda emin değilim. Bunun nedeni de evde bira yapımının artması. Çok ucuza alınan cihazlarla evde bira yapılıyor. Bugün 7,5 liralık biranın 4 lirası vergi. Evde bira üretimi vergi kaybına da neden oluyor. Bu konudaki görüşlerimizi yetkililerle de paylaştık” açıklamasında bulundu.

Türkiye’yi benzerleriyle karşılaştırmak istediğinizde yaşadığınız sıkıntıları, sermaye sahiplerinin durumuna ve yaklaşımlarına geldiğiniz zaman da yaşıyorsunuz. Herkesin kendine demokrat olduğu bir yerdeki yaklaşımlar da bu doğrultuda şekilleniyor. Son derece pragmatist yaklaşımlar üzerinden yürüyen ve kendi korunaklı pozisyonlarına halel gelmemesi için durumu her daim kontrol altında tutan yaklaşımlarla karşı karşıya kalıyoruz. Tabii burada her şeyin devlete bağlı ve onunla birlikte yürümek zorunluluğu bulunduğunu da eklemeliyiz.

Vergi konusu bu topraklarda her zaman sıkıntı kaynağı olarak görülen ve bir türlü gerçek anlamda çözüme kavuşturulamayan bir mesele olarak da nitelendirilebilir. Korunaklı vergi duvarlarının ardında yatırım yapanlarla, daha en başında vergisinin peşin peşin maaşlarından kesilenlerin aynı yerde bir arada yaşadığı ülkemizde, bir bira firmasının başkanının söyledikleri aslında malumun ilanıdır.

Aslında satış fiyatının yarıdan fazlasının vergi olarak konduğu bir ürünün üreticisi, tüketicileri evde bira ürettikleri gerekçesiyle devlete şikayet ediyor. Ama aynı üreticinin ağzından herhangi bir şekilde ürünlerin vergileri çok yüksek, bu yüzden ürünlerimizi satmakta zorlanıyoruz şeklinde herhangi bir söz çıkmıyor! Gerçi bunun çıkmasını beklemek de hayalcilik olur, çünkü yıllar önce içki reklamlarının verilmesinin durdurulması ve gece yarısından sonra satılmasına son verilmesi sırasında da topu, çok kıvrak bir şekilde doğrudan tüketicilere atmışlardı.

Şimdi ise bir adım daha ileriye giderek, evlerde yapılan bira üretiminin ülkenin vergi kaybına neden olduğunu söylüyorlar. Peki o zaman daha farklı bir perspektif açmaya çalışalım ve içinde bulunduğumuz kapitalist sistemin, özellikle boş zamanlar adı altında toplumsal hayatın içinden geçtiği sıkıntılara karşı birtakım hobileri, düzenlemeleri önümüze nasıl koyduğu üzerinde duralım. Çünkü burada evde yapılan ekmekten tutun da yoğurdunuza, turşunuza, salçanıza kadar bir dizi geçmişin izlerini de bulabileceğimiz ama aynı zamanda yeni dönemin de istediği insan tipi ve uygulamalar karşımıza çıkıyor.

İçinden geçtiğiniz boşluğu, can sıkıntınızı kendi kendinize küçük uğraşlar bularak aşabilirsiniz dediğiniz milyonlara, ekranlar aracılığıyla yıllarca neyi nasıl yapabileceğini göstermediniz mi? Bu ve benzeri uğraşların içerisinden evde şarap, rakı ve bira yapımına kadar gidecek olan uğraşların çıkabileceğini tahmin etmeniz gerekirdi! Ama öngörülmeyen bu ürünlerdeki vergi oranı arttıkça, bu ürünlerin evde yapımına yönelik talebin de artması durumuydu. Şimdi en yetkili ağızlardan birinden bunun açık edilmesi durumu ile karşı karşıyayız.

Diğer alanlardaki yetkililerin de satış süreçlerinde yaşamakta oldukları düşüşlerle ilgili olarak benzer talepleri dile getirmeleri durumunda bakalım daha ne gibi sözler işitmeye başlayacağız! Ev yapımı kazak, patik, atkıdan tutun da yumurtaya, süte, peynire, salçaya kadar uzanan bir dizi alanda da vergi meselesi gündeme getirilecek mi? Yoksa yaşadığımız asıl eşitsizlik durumu ile ilgili olarak gerçek anlamda bir çözüm üretilebilecek mi? Çünkü her geçen gün biraz daha fazla yakıcı hale dönüşen ve hane içi bütçelerimizi tırtıklayan bir durumla karşı karşıyayız.

Ekonomide üretimi, yatırımı arttıramadığımız sürece vergileri yükseltmek durumunda kalıyoruz ve eşitsizliğin daha da katmerlendiği bir yapının devamına katkıda bulunuyoruz. Acı ama bir o kadar da alışıldık olan ülkemizin sermayesinin, var olan bu durum konusundaki çözümsüzlüğü bile kendi çıkarlarına döndürebilme konusunda ellerinden geleni yapmayı sürdürüyor olmalarıdır.

Yazarın Diğer Yazıları

Herkesin haklı olduğu yer

İster futbolda isterse toplumsal hayatımızın diğer bütün alanlarında olup bitenler karşısında sağduyu denilen anlayışı hayata sokamadığımız müddetçe ortak bir zemini inşa edebilmemiz ve buradan sağlıklı bir toplumsal yaşamı başarabilmemiz mümkün olmayacaktır

Sonları beceremeyen ve bunu tartışamayanların ülkesi

İster futbolda ister siyaset dünyasında olsun sorgulanmayan, tartışılmayan ve sistematik bir hale dönüştürülmeyen hiçbir yapının mutluluk getirebilmesi de söz konusu değildir

Yine bir 10 Kasım

Resmi devlet ideolojisinin yarattığı ve katı kurallar içerisinde insani vasıflarından arındırdığı Mustafa Kemal Atatürk imgesinin yıkılmakta olduğunu buna karşın bu ülkenin insanlarının kalplerinde yaşattıkları Mustafa Kemal Atatürk imgesinin ise her geçen 10 Kasım ile biraz daha fazla büyüdüğünü bir kez daha yüksek sesle haykıralım

"
"