07 Ekim 2021 15:17
Türkiye, 2016’da imzaladığı ancak taraf olmayı ertelediği Paris İklim Anlaşması’nı 5 yıl sonra TBMM’de oylamaya sunarak bütün partilerin katıldığı oy birliği ile onayladı. Cuhurbaşkanlığı’nın da onayı ile yürürlüğe giren anlaşma kapsamında Dünya Bankası’ndan Türkiye’ye 3 milyar dolarlık bir fon sağlanacak.
Paris İklim Anlaşması’nın Türkiye tarafından şimdi kabul edilmesinin zamanın ruhu ile ilişkili olduğunu söyleyen T24 dış politika yazarı Barçın Yinanç, Türkiye’nin beklentilerin üstünde bir hızla anlaşmayı yürürlüğe soktuğunu bunda aynı zamanda ay sonunda İskoçya’da yapılacak olan İklim Zirvesi’nin de etkili olduğunu söyledi. Yinanç, “Cumhurbaşkanı bu zirveye anlaşmayı onaylamayan 3-5 ülkeden biri olarak gitmek istememiş olabilir” dedi.
'Dış Politika İle İçli Dışlı'da bu hafta, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması kararı, Türkiye-Yunanistan ilişkileri, Erdoğan-Putin görüşmesi, İsrail’de Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas ile İsrailli yetkililerin yaptığı görüşmeler, Türkiye’den de şirketlerin isminin geçtiği Pandora Papers belgeleri, Interpoll’ün Suriye ile yeniden iletişim ağını açması konuları konuşuldu.
Türkiye’nin anlaşmayı TBMM’den geçirirken ‘gelişmiş ülke’ statüsü yerine ‘gelişmekte olan ülke’ statüsünü kullandığını hatırlatan Yinanç, “Bunun yanında Türkiye bir emniyet subabı da getiriyor. Bu anlaşmayı ‘gelişmeme ve kalkınmama engel oluşturmama şartı ile uygulayacağım’ diyor. Sanki bir kaçış noktası oluşturmaya çalışır gibi çünkü Türkiye şimdiye kadar gerçekten iklim anlaşmasına uymaya dönük adımları atmada yavaş davrandı. Karbon salınımındaki taahhütleri mütevazi kaldı, kömür santrallerinden vazgeçme konusunda ayak dirediğini biliyoruz. Ama önümüzdeki dönem Türkiye’nin tahhütlerini ne ölçüde yerine getireceğini göreceğiz. Türkiye’nin İskoçya’daki İklimn Zirvesi’nde vereceği mesajlar önemli olacak” dedi.
Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması kararının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rus lider Putin ile görüşmesinde söylediği ‘yeni nükleer santraller için görüşüyoruz sözlerini hatırlatan Metin Kaan Kurtuluş, “Bu kadar büyük bir adım atarken iki tane nükleer santral garip geliyor” yorumunu yaptı.
Yinanç ise Rusya ile nükleer santral görüşmelerinin “Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” deyimini akla getirdiğini söyledi.
Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin de konuşulduğu programda Doğu Ege’deki adaların silahsızlandırılması konusuna ilişkin diplomatik adımlar konusunda yaşanan gelişmeler anlatıldı. Türkiye ve Yunanistan’ın hem masada hem de sahada karşı karşıya olduğu belirtilirken Yinanç, Yunan üst düzey bir yetkilinin göç konusunda Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye verdiği sözlerin yerine getirilmesini gündeme taşımasının önemli olduğunu dile getirdi.
Programın devamında Yinanç ve Kurtuluş, İsrail’de Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas ile İsrailli yetkililerin yaptığı görüşmeleri, Türkiye’den de şirketlerin isminin geçtiği Pandora Papers belgelerini, Interpoll’ün Suriye ile yeniden iletişim ağını açması konuları konuşuldu.
© Tüm hakları saklıdır.