23 Aralık 2019 18:10
İstanbul Büyükada'da 81 atın 'ruam hastalığı' gerekçesiyle öldürülerek gömülmesi olayının ardından 'Adalar'daki atlı faytonların kaldırılması ve atların özgürleşmesi' için aktivistler tarafından başlatılan 'yaşam nöbeti' devam ediyor.
İstanbul Fatih'teki İBB binası önünde çadır kuran aktivistler, "Turizm amaçlı da olsa sembolik de olsa farketmez. Adalar'da tek bir fayton kalmayana, tek bir ata işkence edilemeyene dek buradan ayrılmayacağız" diyor.
Yaşam nöbetinin 2. gününde temsilciler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile bir araya gelmiş ve aktivistler görüşmenin ardından duyurularında"Ne yazık ki İmamoğlu'nun fayton sorununu bütünüyle kavramaktan uzak olduğunu gördük. Seçim öncesinde hayvan haklarının yanında olduğunu ifade etmesine rağmen bugün insan odaklı düşündüğünü belirtti. Faytonları tamamen kaldırmayı değil, yüzde 10'unun kalmasını düşündüklerini belirtti. İmamoğlu'nun ifade ettiği orana göre yaklaşık 200 at nostaljik koşullarda sömürülmeye devam edecektir" demişti.
İmamoğlu ise bugün (23 Aralık) düzenlediği basın toplantısında 'Adalardaki faytonların kaldırılıp kaldırılmayacağı' sorusuna "Ulaşım gelecek yaz sezonundan itibaren net olarak burada 'elektrikli ve lastikli' araçlarla yapılacaktır. Burada yapılan çalıştaylarda Heybeliada, Burgazada, Büyükada olmak üzere yaklaşık 35 civarında faytonun simgesel olarak devam etmesi konusunda adalardaki sakinlerin bir kanaati var. Bazı gruplar da buna karşı. Tavsiye edilen 35 civarındaki fayton da dahil ancak turizm amaçlı da olsa önerilen bu 35 fayton sürecine de şahsen ben de karşıyım. Ben de bunun olmasından yana değilim. Ancak Adalar'daki süreç devam ediyor" yanıtını verdi.
İBB önünde atlı faytonların kaldırılması için eylem yapan, Avlu dizisinde Rüzgar karakterini canlandıran oyuncu ve aktivist Ece Akyel, T24'e verdiği demeçte, "Dün itibariyle Ayvalık'tan geldim. Gün içinde de da-yanışmaya katılacak, gelmekte olan arkadaşlarımız var. 35 faytonun kalma ihtimalinin olduğu ama netleşmediği gibi bir bilgi geldi. Sanırım üç gün içinde netleşecek. Bir atın bile köleliğine tahammülümüzün olmadığını bir kez daha buradan söyleyelim. Bunu kabul etmiyoruz. Kabul edilebilir birşey değil" dedi.
"Bu çağda kölelik üstünden rant sağlamaya çalışmak etik ve insanlık dışı" diyen Akyel, "Teknoloji ilerliyor ama nedense bu uygulamaların sonlandırılmaması için sürekli bahaneler üretiliyor. "Nostalji adı altında atların öldürülmesi nasıl bir nostalji anlayışıdır. Bir canlının üzerine kırbaçla vurarak kilometrelerce koşturulması ve öldürülmesi nasıl bir nostaljidir. Bir insanı öldüren bir insana bu tanımı yapamıyorsak atlar üzerinden de yapamayız" ifadelerini kullandı.
Hayvanlarla Dayanışma İnsiyatifi Üyesi Bekir Gönan da "İmamoğlu bize atlı faytonların yüzde 90-95 oranında kaldırılacağını söylemişti. Sonrada, "Taleplerinizi çok büyük bir oranda yerine getirdim. Artık bu alanı terk edin" dedi. Bizler görüşme sonrasında alanı terk etmedik. yüzde 90-95'in yetersiz odluğunu ve bu zulmün tamamen kaldırılması gerektiğini söyledik. Atların faytondan özgürleştirildikten sonra hayatlarının sonuna kadar rahat bir şekilde yaşamalarını istiyoruz. Herhangi bir sömürüye tabi tutulmadan çalıştırılmadan yaşamalarını istiyoruz" sözlerini kullandı.
"Faytoncuların söylediklerini ciddiye almıyoruz" diyen Gönan, "En büyük hayvanseverin kendileri olduklarını, bizim 'hayvanları sevmediğimizi, hayvanlarla ilgilenmek istiyorsak; onlara su ve yem vermemiz gerektiğini' söylüyorlar. Açlık grevini de ciddiye almıyorum çünkü bizimle faytoncular arasında bir çatışma olduğu kadar faytoncular ile atlar arasında da çatışma var. Atları serbest bırakmalarına kadar onlarla uğraşacağımızı söylüyoruz" dedi.
Nöbet alanına yakın zamanda hayatını haybeden aktivist Burak Özgüner'in anısına 'Burak Özgüner Nöbet Alanı' ismini verdiklerini belirten İstanbul Vegan İnsiyatifi Üyesi Doğa Altınsay ise"Şu anda şartlarımızı geliştirmekle uğraşıyoruz. Yoğun bir yağış geliyor ve bunun için daha büyük çadırlar tedarik ettik. Ancak biz yağmur da yağsa kar da yağsa çadırlar da olmasa durmaya devam edeceğiz. Çünkü atların çektikleri bize göre çok daha fazla. Atlar da hissedebilen canlılardır. Biz bunu göstermek için buradayız" diye konuştu.
"Bizim burada doğru bir hareket yapmamız dünyaya da örnek olacaktır" diyen Altınsay, "Talebimiz faytonların bir an önce kaldırılması ve atların koşullarının ne durumda olduğu hakkında açık, şeffaf bir yol izlenmesi" ifadelerini kullandı.
Altınsay, "Bulundukları ahırlarda 3 ay kapatılıyorlar, atlar bizim gibi özgür bireylerdir, rehabilitasyon merkezleri talep ediyoruz ve taleplerimizin arkasındayız" sözlerini sarf etti.
© Tüm hakları saklıdır.