31 Temmuz 2023 10:37
İstanbul Esenyurt'ta Güzelyurt Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi'ndeki tekel bayisinde yaşanan cinayetin ardından, öldürülen 24 yaşındaki Yunus Emre Erzen’in (24)babası ve aynı zamanda baskın yapılan büfenin de sahibi olan Cantürk Erzen, "Ben daha o görüntüleri bir baba olarak izleyemedim. Benim oğlumu vahşice niye öldürdün? Ben dün cenazemi toprağa verdikten sonra oğlumun öldüğünü bile hissedemedim" dedi. Baba Erzen, hayatını kaybeden Batuhan Bayındır'ın (20) mahallede oturan gençlerden birisi olduğunu belirterek, "Yeğenim Yusuf ile birlikte dükkana gelmişler, o çocuğun tek suçu arkadaşı ile birlikte oraya gelip 5 dakika orada bulunmak. Benim ailem ile bir hesabın varsa o çocuğa neden sıktın?" diye konuştu.
Hayatını kaybeden Yunus Emre Erzen'in babası, yaralanan Yusuf Erzen'in (21) ise amcası olan Cantürk Erzen, tüm detayları ile yaşananları anlattı.
Baba Cantürk Erzen, 30 yaşındaki diğer oğlu Mehmet Erzen'in yaklaşık 3 ay önce, karşı tarafın akrabalarından bir kişi ile tartışma yaşadığını, o esnada silahı elinden alırken kaza yaşandığını, yaşananların konuyla ilgisinin olmadığını vurguladı. Erzen, şunları söyledi:
“Mehmet Erzen, kendisine ait bir tekel dükkanı çalıştırıyordu. Bu kavga ettiği kişi onların akrabasıdır. O kişi alkol alıp dükkana geldiği zaman, ne konuştuğunu bilmeyen bir insan. Mehmet Erzen ile tartışma sırasında silahla gelen kendisidir. Tartışma esnasında silah çektiği zaman, Mehmet Erzen onun elinden almaya çalışırken mermi patlamıştır ve bacağına değmiştir. Ben bizzat kendim oradaydım. Hepsi bir dakika içerisinde gelişti, müdahale etme şansı bulamadım. Bu konuyla ilgili birbirimizle görüşme yaptık. Bu insanlar iki arkadaş gibi her gün birbiriyle görüşüyorlardı, o an olmuş bir olay. Biz birbirimizden davacı bile olmadık. Silahla gelen de kendisidir. Daha sonra gidip 50 çeşit ifade vermiştir, o ifadelerin hiçbiri doğru değildir. Zaten olayla ilgili kamera kayıtları da mevcut. Dolayısıyla kan parası gibi bir mesele yoktur. O kişiye ben buraya ürün vermiştim, net rakamını tam hatırlamıyorum ama 680 bin lira civarındaydı, bana 130 bin lira ödeme yaptı. Benim kendilerinden o zaman 500 bin lira civarında alacağım vardı, bu olay olduğu zaman bu parayı ödemek istemediler. Ben de kendilerinden bu parayı talep etmedim. Bugün oğlumu katlettikleri olay ile bu olayın hiçbir ilgisi yoktur. Sadece kişi onların akrabası. Biz o zaman onların ağabeyi ile bir masaya oturduk, 'Senin kardeşin de, benim oğlum da her gün birbiriyle görüşen kişiler, kaza ile bir olay olmuş. Bizim birbirimize bir kinimiz, davamız yoktur' dedik. 2-3 ay önce olan bir olaydı, barıştık bitti. Herhangi bir sorunumuz da yoktu."
Baba Erzen, oğlunun öldürüldüğü anlara dair paylaşılan videoları henüz izleyemediğini ifade ederek, “Şu an benim oğlumun öldürülme sebebiyle ilgili ben neden haberlere çıkıyorum? Çünkü benim oğlum vahşice öldürülmesinin sebebini soruyorum. Bir insan, bir insana maddi manevi bir acı vermiştir ama ben daha o görüntüleri bir baba olarak izleyemedim. İnsanların bana verdiği tepkiye bakarak, o çocuğun vahşice öldürülmesine sebebiyet verecek benim oğlum veya ben veya ailemden birisi bu insanlara ne zarar verdi? Ben sadece bu insana bunu soruyorum. Benim oğlumu vahşice niye öldürdün? Bana bir sebep söylesin. Alacak, verecek, kan parası gibi söylemlerin hepsi yalan. Biz 10 senedir birbirimizi tanıyoruz, senelerdir ticaret yapıyoruz. Almışızdır, vermişizdir, eksik olmuştur, fazla olmuştur ama kan davalık bir olayımız yok. Ben bir baba olarak soruyorum. Benim oğlumu katledici şekilde, canını acıtarak nasıl öldürdü?" diye konuştu.
Batuhan Bayındır'ın (20) olaydan kısa bir süre önce arkadaşlarını ziyaret etmek için tekel bayisine geldiğini belirten baba Erzen, şöyle devam etti:
“Batuhan Bayındır isimli genç ise mahallede oturan gençlerden birisi. Yeğenim Yusuf ile birlikte dükkana gelmişler, o çocuğun tek suçu arkadaşı ile birlikte oraya gelip 5 dakika orada bulunmak. Onun suçu o. Benim ailem ile bir hesabın varsa o çocuğa neden sıktın? Sıkma şeklini görmedim ama insanların anlattığına göre çocuğun elinde bir şey yokmuş. Niye onu öldürmek için ateş ediyorsun? Ben dün cenazemi toprağa verdikten sonra oğlumun öldüğünü bile hissedemedim. 54 yaşındayım, ben oğlumun vahşice öldürüldüğünü bugün hissetmeye başladım. 30 sene önce tanıştığımız insanlar bile aradılar, baş sağlığı dilediler. Bu öyle bir vahşet ki bütün Türkiye bunu konuşuyor. İnsanların vicdanı sızladı, onların akrabaları bile arayıp baş sağlığı diledi. O çocukların vahşice öldürülmesini akrabaları bile kabul etmedi. Bazen insanlar gidip 'neden öldürdün?' diyerek hesaplaşmak ister ama bu benim vicdanıma kalmış bir durum. Bugün ben acımı yaşıyorum, çocuğumu toprağa verdim. Keşke kazayla olsaydı, şikayetçi bile olmazdım." (DHA)
© Tüm hakları saklıdır.