Candan Yıldız'la Soru Cevap

"Seçimlerde 25 bin sandıkta hiçbir parti yok; siyasi partiler gönüllülerle çalışmayı öğrenmeli”

Gazeteci Seçil Türkkan, Seçim Güvenliği İçin Sandıkları Korumak kitabını Candan Yıldız'a anlattı

26 Mart 2023 17:00

Gazeteci Seçil Türkkan'ın İletişim Yayınları'ndan çıkan Seçim Güvenliği İçin Sandıkları Korumak isimli kitabı, 2014 yılından bu yana Oy ve Ötesi gibi oluşumlarda görev alan sandık gönüllülerinin öykülerini konu alıyor. 

T24 Editörü Candan Yıldız'ın sorularını yanıtlayan Seçil Türkkan'ın sandıkları korumak için harekete geçenlere yaptıkları söyleşilerden oluşan kitapta, seçimlerde 25 bin sandığın sahipsiz olduğu tespiti de yer alıyor.

Kitabı yazma fikrinin seçim güvenliği tartışmalarının, sandıkları korumak için "gönüllü olun" çağrılarının yapıldığı dönemde "Kim bu sandıkları koruyanlar" sorusuyla başladığını belirten Seçil Türkkan "Oy ve Ötesi'nin çağrılarına, yatay ve hiyerarşik olmayan bir dille yapılan çağrılara yanıt verenler kim diye merak ettim" dedi.

Gezi eylemlerinden sonra sandık gönülleri hareketinin çıkmasının tesadüf olmadığını ifade eden Seçil Türkkan şunları söyledi. 

"Gezi ile bir bağlantısı olabilir mi diye sorguladım. Bir toplumsal hareket kaybolmuş olabilir. Bir şeyler değişmiş olabilir ama kaybolamaz diye düşündüm. Kitaptaki 12 kişiden 7'si 'de Gezi'den sonra suçlu hissettim ve yerin bir şey koymak istedim' dedi. 

Kimi  sandıklarda dengesizlik oluyor ve olağandışı oylar kullanılıyor. Dengesizlik derken mesela İstanbul'da Sancaktepe'de gönüllü dağılımının tek bir partiye yığılması gibi... Gönüllü organizasyonlar gönüllüleri konfor alanlarından çıkarmayı hedefliyor. 

Olağandışı oy... Mesela bir sandıkta yüzde yüzde yani tulum oy çıkabiliyor.  1,5 ya da 2 milyon oyun böyle yer değiştirmiş olabileceğinden söz ediyorlar. Bu, seçim sonuçlarını değiştiren sonuçlar… Normal olmayan oylar.

Sandık gönüllülüğünün sökmediği yerler de olabiliyor. Bu nedenle gönüllerin de çalışabileceği korunaklı alanlar kurulmalı. Örneğin kitaptaki öykülerden bir Deniz Güneş'in öyküsü. Deniz Güneş bir avukat. İstanbul'dan Urfa'ya gidiyor sandık güvenliği için. Seçim günü usulsüzlük oluyor. Müdahale etmek istiyor. Deniz engelleniyor. Korumak için polisler Deniz Güneş'i  bir odaya kapatıyorlar. Bunlar İstanbul ya da Ankara'da alışkın olmadığımız şeyler. 

25 bin sandığın başında hiçbir parti yok. Bu herkesin sınavı. Sandıkları korumak siyaseti şeffaflaştırıyor. İnsanlar sandıkları korurken 'oy çalınıyor mu'dan daha çok kutuplaşma temelli güvensizlik yaşıyor. İnsanlar birbirinden korkuyor. Gönüllü olmak bunu biraz daha yumuşatıyor. Sandık başındaki gönüllülerle bir partiliyle kurulan ilişkiden daha rahat bir ilişki kuruluyor. 

31 Mart'ta İstanbul seçimlerinin yenilenmesi kararı çıkınca gönüllü sayısı 16 binden 180 bine çıkıyor. Her sandığın başında İstanbul Gönüllüleri var. Ekrem İmamoğlu'nun elinde Anadolu Ajansı'ndan daha net veriler var. Çünkü İstanbul Gönüllüleri'nin sisteme gönderdiği veriler var. İmamoğlu 12 kez açıklama yapmış o verilerle. Gönüllülere borçlu... 

Siyasi partilerin bugünden insanların görev yapabileceği zemine hazırlamak zorunda. Bu gönüllü organizasyonlarının önünü açması gerekiyor. Prof. Ali Çarkoğlu ile de konuştum kitapta. O 'Siyasi partiler gönüllülerle çalışmayı öğrenmeli' demişti.