Perihan Savaş: Bedrana'yı Türkan Şoray'ın oynayacağını öğrendiğimde hüzünlenmiş, kıskanmıştım

Türkiye-Almanya Film Festivali'ni Nürnberg'de takip eden Muammer Brav, oyuncu Perihan Savaş ve festivalin yönetmeni Ayten Akyıldız'la Türkiye sinemasının geçmişini, festivalin nereden nereye geldiğini konuştu. 

Festival'in onur ödülünü alan Perihan Savaş, Süreyya Duru'nun 1974 yılında Bekir Yıldız'ın kitabından uyarladığı Bedrana filmini Türkan Şoray'ın oynayacağını ilk öğrendiğinde hüzünlendiğini, kıskandığını ama daha sonra Duru'nun rolü nasıl kendisine verdiğini anlattı. 

Yönetmen Bilge Olgaç'la anılarını da paylaşan Perihan Savaş, "Bilge Olgaç'ı çok sevdim. O da beni çok sevdi ki hep istiyordu. Bilge, sinemaya kadın gözüyle bakan ama erkek gibi düşünen bir kadındı" diye konuştu. 

Olgaç'ın Kaşık Düşmanı filmiyle Fransa'dan En İyi Kadın Yönetmen ödülünü aldığını ama yasaklı olduğu için ödülünü almaya gidemediğini belirten Savaş, Mehmet Ali Yılmaz'ın Kaşık Düşmanı'nı sattıktan sonra filmin ortada olmadığını aktardı.  

5-6 yaşlarında Suna Pekuysal'ın anne ve babasını ikna etmesiyle tiyatroya başladığını, ilk filminin Muharrem Gürses'in Şehzade Sinbad Kaf Dağı'nda olduğunu söylerken babası ile anısını da paylaştı: 

"Babam sinemada oymamama karşıydı. Ben sadece bir film diyerek ikna ettim. O bir film hala devam ediyor... "

Bir sanatçının her rolü oynaması gerektiğine inandığını ifade eden Perihan Savaş fakir, ezilen, masum kız rollerinden sıkıldığını, değişik şeyler yapmak istediğini de paylaştı.

Günümüzde az film çekildiğini ifade eden Perihan Savaş şöyle konuştu:

"Türk sinemasında az film çekiliyor ama iyi filmleri insanlar farkını varmıyor. Son dönemde komedi diyemediğim, bir birine bağlanmış skeçler dediğim filmler revaçta. Bu da beni üzüyor. Türk sineması bu değil."

Türkiye-Almanya Film Festivali Yönetmeni Ayten Akyıldız da  festivalin 26 yıllık öyküsünü anlattı. 

Akyıldız "Almanya'da yaşadığınız zaman Türkiye kültürünün hiç tanınmadığını gördüm. Türk denildiği zaman döner, folklor kıyafetleri akla gelirdi. Oysa bizim çok derin edebiyat, sinema kültürümüz var. Bunun tanınmadığını fark edince bir kaç arkadaş bir başlangıç yaptık. Türkiye sinema günleri diye başladık işe..." diye konuştu.