Haberler

Metin Lokumcu davasında tanık polisler dinlendi: "Orada değildim ama tutanağı imzaladım"

26 Ocak 2023 10:03

T24 Video Haber

Hopa'da dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 31 Mayıs 2011 tarihindeki mitingi öncesinde polisin sıktığı biber gazı sebebiyle fenalaşıp kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun ölümüne ilişkin davanın 9'uncu duruşması bugün görüldü. Duruşmada,  eski CHP milletvekili Yüksel Çorbacıoğlu ve mevcut CHP Artvin Milletvekili Uğur Bayraktutan ve polisler tanık olarak dinlendi. Polislerden biri, olay yerinde olmadığı halde tutanağı 'usulen' imzaladığını söyledi. Avukatların keşif yapılması ve dönemin kaymakamının tanık olarak dinlenilmesi talebini reddeden mahkeme heyeti, davayı 26 Ocak 2023 tarihine erteledi. 

Trabzon 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada "taksirle ölüme neden olmak" suçundan 13 sanık polis ve kamu görevlisi yargılanıyor.

Duruşmada neler yaşandı? 

Metin Lokumcu'nun otopsisi sırasında kullanılan yöntemleri anlattı. TTB Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, Lokumcu’nun otopsisinde o dönem yapılabilir bazı uygulamaların yapılmadığını belirtti.

Duruşmaya Samsun’dan SEGBİS’le bağlanan tanık polis Cem Yılmazarslan'ın, olay gününe ilişkin “Kafamızda yağmur gibi taş attılar. Bizi hep taşladılar. Gaz sıkıldı evet. Durup dururken gaz sıkılmaz. Saldırgan bir grup vardı. Dostane duran bir grup yok" sözleri dikkat çekti. Mahkeme avukat Meriç Eyüboğlu'nun, TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı'nın raporunu sunması için yaptığı başvuruyu ve  ayrıca altı tanığın dinlenilmesini talebini kabul etti.

TIKLAYIN | Metin Lokumcu davasında heyet değişti; dönemin kaymakamının dinlenilmesi talebi reddedildi

"Lokumcu'dan öğrendiklerimizi mahkemeye aktarmak için buradayız"

Davayı takip eden Türk Tabipler Birliği (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı, duruşma öncesi adliye önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

"Türkiye'de yargı sisteminin işlememesi hepimizin malumu ve yıllardır süren bir dava ile karşı karşıyayız. Hatta uzun yıllar ortaya bir dava konulması bile mümkün olamadı. Ancak dava ortaya ortaya konulduktan sonra da hem bu davayı uzatmaya dönük çabalar hem de bilir kişiliğe dair, özellikle adli tıp kurumunun öncesinde otopsiyle ilgili bilgilerin paylaşılmasında yaşanan sıkıntılarla çok ciddi sorunlar yaşadık. Bunun sonucunda da biz aslında kolluk görevlilerinin görevini kötüye kullanması hatta insanların işkence boyutuna taşan bir şiddetle karşı karşıya olması üzerine söz kurmakta zorlandık.

Aslında  Metin Lokumcu'nun davası hepimiz için çok kıymetli çünkü tam da kolluk görevlilerinin işkence uygulamasını gösteren bir süreci hep birlikte yaşamış olduk. Onun ardından da özellikle Gezi sürecinde yaşananlar benzerini tekrar eden durumlardı. Bizim için Metin Lokumcu o anlamda yol gösterici ve öğretici oldu. Biz de onun öğrettiklerini mahkemede mahkeme heyetine öğretmek niyetindeyiz. Aslında işkencenin ne anlama geldiğini, nasıl tanımlanabileceğini yıllardır birlikte anlatmaya çalışıyoruz. Bugün de yine Metin Lokumcu'dan öğrendiklerimizi mahkeme heyetine aktarma görevimizi yerine getirmek için buradayız."

Tanık polisler dinlendi 

Bianet'ten Evrim Kepenek'in haberine göre duruşmada, "taksirle ölüme neden olmak" suçundan 13 sanık polis ve kamu görevlisi yargılanıyor. Duruşmada ilk olarak Ankara'dan SEGBİS'le bağlanan polis Şener Özdemir (Olay tutanağında imzası bulunan polislerden) konuştu. Şunları söyledi:

"Görevlendirilen herkes o tutanağı imzalar. Adı geçenleri sonrasında tespit etmek üzere imzaladım. Ben olayların olduğu yere dair bir şey hatırlamıyorum. Orada da yoktum. Tutanaktan öğrendim olayları."

"Görmediğiniz tutanakları neden imzaladınız?"

Daha sonra Lokumcu Ailesi'nin avukatlarından Meriç Eyüboğlu, tanık polise "Siz neden görmediğiniz tutanağı imzaladınız?" diye sordu. Tanık polis Özdemir, "Usulün gereği olarak imzaladım. Her görevde imzalanır. Ben orada değildim ama görevim vardı imzaladım" diye yanıt verdi.

Daha sonra tanık polis Ahmet Cevat Aksoy konuştu. Aksoy, "Ben trafik bölümündeyim. Olaylarla ilgim yoktu. Olayların olduğu günü Hopa'daydım. Telsizim açıktı benim anladığım kadarıyla talimat emrini kaymakam verdi diye hatırlıyorum" dedi.

Tanık polis Erkan Ulusoy konuştu. Ulusoy, Hopa’da TEM Büro Güvenlik Amirliği’nde görevli olduğunu belirterek, şunları söyledi:

“Olay anında ordaydım. Aradan 12 yıl geçti, tüm detayları hatırlamıyorum fakat hatırladığım kadarıyla tutanakta yazdığı gibiydi. Metin Lokumcu’yu görmedim, tanımıyorum. Kamera çözüm tutanağı gibi olabilir.”

Meriç Eyüboğlu, “Biz kamera görüntülerinden hazırlandığını anladık öğrendik şimdi tutanağın. Hepsini izlediniz mi görüntülerin?”

TIKLAYIN | Metin Lokumcu davasında sanık polis: Gaz kullanımından önce uyarı yapıldığını duymadım

Tanık polis: Hayır 9 saatlik görüntüleri izlemedim

Avukat Özkan Yücel de tanık polise, "Kamera görüntüsünden hazırlanan tutanaklara bu ibare konur. Bu tutanaklar da bu ibare yok. Siz görmediğiniz şeyleri de imzalamakla mı görevlisiniz?. Bu tutanakta her olayı gördünüz mü?" diye sordu.

Tanık polis Ulusoy, "Bilmiyorum görevliydim gördüğüm bildiğim neyse imzaladım. Eski zaman çoğu olayı hatırlamıyorum. Sürekli taş geldi. Onu unutamam" dedi.

TIKLAYIN | Metin Lokumcu'nun son anları: İyi değilim...

Tanık polis Hakan Acar: Bizi sürekli taşladılar

İzmir Barosu’ndan Avukat Özkan Yücel, "'Dereler özgür akacak. Hopa halkı deresine taşına toprağına sahip çıkıyor' pankartı yasaya aykırı mıdır" diye sordu. Hakim, "O tanığa sorucak bir şey değil" dedi.

Daha sonra tanık polis Hakan Acar konuştu. Acar, olaylar sırasında AKP binasında görevli olduğunu söyledi. Olayları görmediğini anlattı. Acar, “Bizi sürekli taşladılar. Yapmayın dedik. Yine yaptılar. Araçların camları kırıldı. Çekilmek zorunda kaldık” dedi.

Acar’a avukat Özkan Yücel, “Tutanak imzalama sürecini ve tutanağın tutulma sürecini anlatır mısınız?” diye sordu. Acar, “Konuyla alakası olmadığını düşünüyorum” diye yanıtladı. Yücel, “Konuyla alakası var yok, tutanağın nasıl tutulduğunu anlamaya çalışıyoruz” dedi.

Tanık polis Derici önce “Hatırlamıyorum” dedi sonra ifadesini değiştirdi

Daha sonra konuşan tanık polis İsmail Derici, “Sayın Başbakanımızın geleceği güzergahta görevliydim" dedi. Hakim, “Bunu neye göre imzaladın?” diye sordu. Derici, “Hatırlamıyorum” dedi. Derici daha sonra ifadesini değiştirdi ve "Güzergahta değildim, miting alanını uzaktan duydum, görmedim" dedi.

Avukat Eyüboğlu, “Görmediğiniz olayların tutanağını imzaladınız o zaman ben öyle anlıyorum” dedi. Derici, “Hatırlamıyorum. Olayları görmedim, kameradan da görmedim, fiili olarak da görmedim" dedi. Eyüboğlu, "Demek görmediğiniz olayların tutanağını imzaladınız" dedi.

Avukat Özkan Yücel, "Buna itiraz etmediniz mi?" diye sordu. Derici, "Geçmiş zaman hatırlamıyorum, böyle imzaladım. İmzaladığımı hatırlıyorum" dedi.

"Sabaha karşı 5 gibi evime görevli imza için geldi"

Ula’dan tanık polis Ramazan Ceylan, Ben olayları görmedim. Sabaha karşı 5 gibi evime görevli geldi. ‘Müdürlerin hepsi imzaladı sen neden sorun çıkarıyorsun?’ dedi. Ben de imzaladım. İbrahim Atakol olabilir imzalatmaya gelen. Terörden sorumlu büro amiriydi. ‘Herkes imzalamış bir sen kaldın’ dedi. Ben de imzaladım." dedi.

Kılıç, sorulara yanıt vermedi

Daha sonra konuşan polis Ali Haydar Kılıç, o tarihte Artvin’de güvenlik şube müdürü olarak görev yaptığını söyledi. Kılıç, şunları söyledi:

Avukat Özkan Yücel, “Görmediğiniz tutakları mı imzaladınız mı?” diye sordu. Kılıç, “Bir kısımında vardım, gördüm, imzaladım” dedi. Yücel, “Bunlar tutanağı yazanlar, ‘doğrudur’ dedi size verdi, imzaladınız” dedi.

Avukat Meriç Eyüboğlu, “Siz tutanağın ilk 7 sayfasında Hopa’da değildiniz o zaman? 13.50’ye kadar başbakana eşlik ettiğiniz için Hopa’da değilsiniz, görgü tanığı değilsiniz" diye sordu.

Kılıç, sorulara yanıt vermedi. Çelişkili beyanlarda bulunduğu görüldü.

"Metin Lokumcu’nun elinde taş vardı, polisleri engelliyordu"

Daha sonra konuşan tanık polis Kemal Bayraktar da, “Tutanağın tamamına hakim olmam mümkün olmaz. Hep birlikte yazdık. Kısmen benim de yazılanlardan şahit olduğum var şahit olmadığım var. Bu nedenle hepsini hatırladıklarım var hatırlamadıklarım var. Yıllar geçti, bir çok kelimeleri hatırlamıyorum. Metin Lokumcu’yu hatırlıyorum. Tutanağa gönül rahatlığıyla imza attım. Fiileri gördüğüm için rahatlıkla imza attım şüphe duymuyorum” ifadelerini kullandı.

Bayraktar, “Rahmetli’nin (Metin Lokumcu’yu kast ediyor) elinde taş vardı. Önceden tanımıyordum. Polisleri engelliyordu. Bana hastaneye git dediler, bir şahsın öldüğünü söylediler. O ara kimin öldüğünü öğrendim.”

Avukat Eyüboğlu, “Hopa’da mı çalışıyordunuz?” diye sordu. Bayraktar, “Evet haber merkezi bana bağlıydı. Bize bilgi geliyordu. Metin Lokumcu tehditkar gibiydi. Elinde taş vardı“ dedi.

Avukat Özkan Yücel, önceki tanığın “Saat 5’te geldiler imzalattılar“ beyanını hatırlattı. Bayraktar, “Ben hatırladığım kısımları imzaladım. Doğru olduğuna inanıyorum söylüyorum“ cevabını verdi.

Yücel, “Burada yazan her şeyin görüntüsünü izlediniz mi?“ diye sordu. Bakraktar, “Herkes izledi mi bilmiyorum“ dedi.

"Saldırgan bir grup vardı, dostane duran bir grup yok"

Daha sonra tanık polis Cem Yılmazarslan Samsun’dan SEGBİS’le bağlandı ve konuştu. “Kafamızda yağmur gibi taş attılar. Bizi hep taşladılar. Göstericiler taşkınlığa başladı. Saldırganlık vardı. On sene geçti imzalamış olabilirim tutanağı fakat ne yazdığını hatırlamıyorum. Gaz sıkıldı evet. Durup dururken gaz sıkılmaz. Saldırgan bir grup vardı. Dostane duran bir grup yok.“

Daha sonra tanık olarak konuşan İbrahim Atakul, şunları söyledi:

“İmzaladım tutanağı. Miting alanındaki çevre güvenliği ile görevliydim. Hatırlayabildiğim kadarıyla eylem yaptılar. Mitingin güvenliği açısından uygun değildi. Grup defalarca ikaz edildi. Hatta gruba söyleyin ‘kalp hastası tansiyonu olanlar ayrılsın‘ diye uyarmamızı istediler. Geniş bir alan orası. Herkes her şeyi göremez. Tutanağın nasıl hazırlandığını hatırlamıyorum.

Şebnem Korur Fincancı raporunu sundu 

Meriç Eyüboğlu, 2011 yılında bilimsel mütalaa alınması için TTB’ye başvurulduğunu ve dosyaya sunulduğunu aktararak bu raporda imzası olan Şebnem Korur Fincancı’nın uzman olarak gazla ölüm arasındaki ilişkiyi anlatmak üzere dinlenmesini ve yeni tanıkların dinlenmesi talep etti.

Mahkeme tanıkların ve Fincancı'nın dinlenilmesine karar verdi. Duruşma verilen aranın ardından devam etti;

Uzman olarak sunum yapmak üzere söze başlayan Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı;
 
"TTB tarafından heyet olarak görevlendirilmiştik. Ölümle kullanılan gazlar arasındaki illiyetle alakalı araştırma ve değerlendirme yapmamız istendi. Görüntülerde Metin Lokumcu’nun elinde limon var. Özellikle o dönemler limonun aslında ciltte tahriş edici özelliğini arttırıyor. Ancak limon olması elinde bilinen algıyla gaza maruz kaldığını zaten gösteriyor. Yine görüntülerde gaz bulutlarının içinde görünüyor. İki tür gaz kullanılmış. Biri sıvı şeklinde, tüpün içinde taşınan bir de tüfekle atılan CS denen, biber gazı diye bilinen gaz kullanılıyor.
 
Otopsi raporunda akciğerde kanamalı alanları takip ediyorlar. Yine damarlarda bir takım değişiklikler var. Damarlarda tıkanıklığı var mı? Hayır yok. Yüzde 40-50lik kireçlenme alanları var. Bu alanlar düzey olarak kalbin dolaşımını bozan bir etkiye sahip değil.
 
Kalp krizinden söz ediliyor. Bir beyaz alan tarif edilmiş. Bu bir kalp krizini mi gösteriyor yoksa başka bir şeyi mi? Öyle olsa bu alanda bir çatlama olurdu. Bunu bir yanlış tanı olarak değerlendirmek mümkün."
 
Fincancı, otopsi sırasında kullanılan yöntemleri anlattı. Metin Lokumcu’nun otopsisinde o dönem yapılabilir bazı uygulamaların yapılmadığını belirtti.
 
Fincancı, sunumuna şöyle devam etti:
 
"Kimyasal gaz kalbi besleyen damarların daralmasına yol açabilir. Dokuda buna ilişkin bozulmaya yol açması gerekiyor. Ancak mevcut otopsiden buna ilişkin bir delil yok. Yine bu gazların birlikte kullanımında solunum yollarını daraltmada etkisi oluyor.
 
Bu kez akciğerde sıvı birikimine yol açabilir. Özellikle sağ akciğerinde iki katından fazla ağırlık arttığı olduğunu görebiliyoruz. Olayda gaz kullanımıyla akciğerde sıvı birikimini ve olayın etkisiyle de tansiyonun yükselmesiyle böyle bir sonuç olması mümkün. Dünya Tabipler Birliği’nin bu gazların kullanılmamasını söyleyen yayınları var. Bu gazların kullanılmamasına dair uluslararası sözleşmeler var."

"Adelerin yerini bulacağı güne kadar mücadeleyi devam ettireceğiz”

Trabzon Adliyesi'nde Metin Lokumcu davasını takip eden HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, “Adelerin yerini bulacağı güne kadar mücadeleyi devam ettireceğiz” dedi.